Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 758 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Yeni Öğretmen Bayan Charlotte diğer öğretmenlere hiç benzemiyor: Kocaman bir şapka takıyor ve eski püskü elbisesiyle bir korkuluğu andırıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, bir çakıl taşıyla konuşuyor! Çocuklar başta öğretmenin kafadan çatlak olduğunu düşünseler de, bir süre sonra, yeni öğretmenin okulu eğlenceli hale getirdiğinin farkına varıyorlar. Matematik dersinde sınıfı çubuk makarnalarla ölçüyor, bir gorille ilgili inanılmaz hikâyeler anlatıyor, hatta çocuklarla beraber futbol oynuyor! Dominique Demer
Osmanlıların, maymunları dürbün niyetine kullandıklarını biliyor muydun? İlk vampir hikâyelerinden bazılarının Evliya Çelebi'nin kaleminden çıktığını? Peki, akide şekerinin bir tür anlaşmayı simgelediğini? Küçük gezginler için özenle hazırlanan, Burçak Gürün Muraben'in İstanbul'a dair hikâyeleri, mitleri ve tarihsel gerçekleri masal gibi anlattığı bu rehber kitap, İstanbul'un hayat dolu sokaklarında gezen okura pratik ve ilginç bilgiler veriyor.
Heyecan verici anımsamalar... İlke, kendi halinde bir kızdır. Bir gün, bir rastlantı sonucu geçmişin kilidini açar ve tarihin en eski çağlarından bu yana, atalarının yaşamış olduğu şeyleri, rüyaları yoluyla anımsamaya başlar... Okurlarını her kitabında başka bir serüvene sürükleyen Bilgin Adalı, Genlerin Şifresinde de, yepyeni ve gizemli bir dünyanın penceresini aralıyor. Heyecanla okuyacaksınız...
Black Duck Brook futbol kulübünün yeni antrenörü Bayan Charlotte'un çocukları büyük maça hazırlarken kullandığı tuhaf yöntemler var: Antrenmanlarda çocukları futbol toplarıyla konuşturmak ya da onlara sımalalamiyam adlı gizemli karışımdan içirmek gibi... Bunlarla kalsa yine iyi! Bayan Charlotte takıma maçı nasıl kaybedeceklerini de öğretiyor ve hepsinden önemlisi, oyundan keyif almayı... Kulağa inanılmaz gelse de bu tuhaf yöntemler işe yarıyormuş gibi görünüyor. Ta ki takımın yıldız oyuncusu rakip takıma ge
Genç Bir Ulak. Gizli Bir Görev. Tehlike Altında Bir Krallık. Genç şövalye adayı Tiuri, bir yabancının acil yardım isteğine kayıtsız kalamaz ve kendini tehlikeli bir maceranın içinde bulur. Büyük Dağlar'ın ötesinde yaşayan Kral Unauwen'e, bütün kraliyetin geleceğinin bağlı olduğu gizli bir mektubu iletmekle görevlendirilmiştir. Tiuri'nin yolculuğu onu karanlık ve tehditkâr ormanlara, uğursuz kalelere ve tuhaf şehirlere götürecektir. Mektubu ele geçirmek uğruna canını vermekten çekinmeyen düşmanlarla karşı
Ailedeki diğer erkekler hep "kötü örnek" diyor babam için. Biri akrobat olduğunu söylüyor, diğeri bukalemun... Kimisi çok iyi bir koşucu olduğu için küçümsüyor onu, kimisi ise bir mutfak sihirbazına dönüşebildiği için... Babam ne yapsa yanlış onlara göre! Bilirim, bütün babalar gibi değildir babam. Ama bilemem, kötülük bunun neresinde? Her yaştan okurda iz bırakan yazar Aslı Tohumcu, bu öyküsünde hem çocuğun gözünden aileye bakıyor, hem de kalıplaşmış aile içi rolleri çocuğun dilinden sorguluyor. Mavisu De
Atatürk'ün hayatını pullarla anlatmak Mektup, yakın zamana kadar en önemli haberleşme aracımızdı. Yazdığımız mektupları bir zarfın içine koyuyor, zarfın üstüne adresi yazdıktan sonra üst köşesine de bir pul yapıştırıyorduk... Günümüzde artık mektup pek yazılmıyor, haberleşme de internetle, cep telefonuyla yapılıyor ama pullar, hayatımızdan tümüyle çıkıp gitmedi. Pul biriktirip, onları pul defterleri içinde saklayan meraklılar var hâlâ... Bu kitabın yazarları da pul meraklısıydı. Pul defterlerini karıştır
Samed Behrengi´yi kim sevmez ki. Onu, dünyanın dört bir yanında büyük yankılar uyandıran, iki de büyük ödül kazanan Küçük Karabalık adlı kitabıyla tanımıştık. Bir Şeftali, Bin Şeftali de onun en güzel kitaplarından biri. Bu küçük öyküde iki küçük yoksul çocuk var: Ali ile Mehmet. Ama öykünün asıl kahramanı, dalından kopmuş dünya güzeli bir şeftali. Samed Behrengi, öyle uygun görmüş, şeftali´yi konuşturmuş bu kez. Toprağın altında kalın kabuklu bir çekirdek olarak nasıl uyuyup beklediğini, mevsim bahara dönü
Müzik uğruna gece-gündüz yürüyen çocuğun öyküsü... O, müziğe öylesine âşıktı ki, bu büyük aşkı uğruna hiç uyumamaya, sabahlara dek çalışmaya, günlerce aç kalmaya, dahası kilometrelerce yol yürümeye razıydı. Ona gerekli olan şey, kâğıt-kalem ve biraz ay ışığıydı... Büyük besteci Johann Sebastian Bachın serüven dolu yaşam öyküsü, kendisi de bir müzik insanı olan yazarımız Göknil Gençin ustalıklı kaleminden...
Özel Bolbadim Koleji'nin öğrencileri teker teker ortadan kaybolur. Okulda kurulmuş gizli laboratuvarda, karanlık bir planın formülü hazırlanmaktadır. Bu kayıpların ve okulda yaşanan diğer tuhaf olayların sadece iki kafadar, Süreyya ile Fırat farkındadır. Derken, Fırat bir günlük bulur. Süreyya ise kayıplara karışır... Kayalıkların üstüne kurulmuş, yoğun kar yüzünden dünyayla bağlantısı kesilmiş bir yatılı okuldaki, iyi ile kötünün mücadelesi, Aslı Tohumcu'nun kalemiyle yeni bir dönemece giriyor!
Louis Braille yalnızca on iki yaşındadır ve gözleri görmüyordur. Ama kararını vermiştir, bir şekilde tüm görmezlerin kolaylıkla okuyabilmesinin, yazabilmesinin bir yolunu bulacaktır. Noktacıklar alfabesini oluşturmak Louis´in üç yılını alır. Bu alfabeyle, gözleri görmeyenler de en az görenler kadar hızlı okuyacaktır. Günümüzde görmezler için basılan kitapların neredeyse tamamı Braille alfabesiyle basılmaktadır. Görmeyenler bu alfabeyi parmak uçlarının yardımıyla okumaktadır.
Kayabeyi, ağaçların, otların, kuşların, aslanların, kaplanların, kurtların, ayıların ve seyrek sakallı, çevik ayaklı keçilerinin öyküsü! Ve tabii gümgüm sopalı yabanların öyküsü... Ellerinde gümgüm sopalarıyla Yeşilyurt´a giren yabanlar, "Aslanlar, kaplanlar gidecek, orman kurtulacak," dedi. Aslanlar, kaplanlar yurtlarından gönderildi Elleri gümgüm sopalı yabanlar, "Kurtlar, ayılar gidecek, orman kurtulacak," dedi. Kurtlar, ayılar yurtlarından gönderildi... Elleri gümgüm sopalı yabanlar bu kez, "Keçiler, gi
Annesi Bianca'nın özel ilgi isteyen, hırçın bir kız olduğunu düşünüyor. Babasıysa onun baş edilmez olduğunu ve her hafta sonu yerine iki haftada bir görüşmelerinin yeterli olacağını... Baş edilmez. Bianca'nın bu konuda kafası bir hayli karışık. Ona kalsa kimseye ait olmamayı tercih ederdi. Evde ilgi odağı, kalp rahatsızlığı olan erkek kardeşi Alan. Peki ya Bianca? O hep suspus. Zamanının çoğunu bahçedeki gizli yerinde geçirmeyi seviyor. Bazen sakin kalmakta gerçekten zorlanıyor. Derken, sıcak bir ağustos
Tıpkı sana benzeyen muhteşem kızların hikâyeleri! Tarihöncesi zamanlarda çocuklar okula gitmezdi. Okula gitmedikleri için ne okumayı bilirlerdi ne de yazmayı... Ama bir gün, Ina adında bir kız çocuğu resim çizmeyi icat etti ve incecik sivri çubuklarla toprağın ve kumun üzerine çizmeye başladı. Filler, bulutlar, karaca yavruları, balıklar... Neler çiziyordu neler! Fakat kabilenin kurallarına göre herkes aynı şekilde davranmalıydı. Resim çizmek de neymiş?! Resim yapmayı çok seven cesur Ina, bu yet
"Çocukluğuma ait en şaşırtıcı anım, anneannemle geçirdiğim o yaz tatiliydi. Kardeşim dünyaya gelmek üzereydi ve benim bir süre anneannemde kalmam gerekiyordu. Yalnız yaşayan anneannem, diğer anneannelere pek benzemezdi. Onunla zaman geçirdiğinizde yeni şeyler görür, bildiğinizi sandığınız şeylerin de değişik tatlar kazandığını fark ederdiniz. Müziği plaktan dinlemek, oyuncaklar olmadan da eğlenebilmek, mutfakta leziz yiyecekler hazırlamak, konuklar ağırlamak, bir şeylere mecbur olmamak... Anneannemin gizli
Tükendi
Yeşil, mavi, pembe noktalı kelebekler, duvarları süsleyen suluboya resimler, taşlı süsüyle ışıldayan deniz mavisi mayo, bembeyaz bayramlık elbise, uzaktan kumandalı araba, birbirinden şirin civcivler, mavi kapaklı şiir kitabı, daha neler neler... Yaşadığımız dünyaya dair binbir ayrıntı yine Sevim Ak'ın hünerli kaleminden dökülmüş sözcüklerde, birbirinden güzel öykülerde; okumaya doyamayacaksınız...
Atatürk Hangi Takımı Tutuyordu? sorusunun cevabı bu kitapta! Beşiktaş'ı mı, Fenerbahçe'yi mi, Galatasaray'ı mı, Karşıyaka'yı mı, Altay'ı mı? Kendi kurdurduğu Muhafızgücü'nü mü? Yoksa isim babası olduğu Güneşspor'u mu? Belgeler ne gösteriyor? Bilgiler ne diyor? Atatürk'ün yakınındaki kişiler bu konuda ne anlatıyor?
Yirminci yüzyılın en ünlü öykücülerinden Marcel Aymé´nin dünya çocuk yazınında apayrı bir yeri vardır. Daldaki Kedinin Mavi Masalları ve Daldaki Kedinin Kırmızı Masalları´nda toplanan öykülerinde küçük bir çiftlikte yaşayan iki küçük kızkardeşin: Delfin ile Marinet´in günlük yaşamlarını anlatır. Küçük kızların yaşadıkları olaylar sıradan olaylar, karşılaştıkları sorunlar sıradan sorunlardır. Ama yaşamlarına her birinin kendine göre düşünceleri ve becerileri olan, üstelik insanlar gibi konuşan, tartışan, ger
Bay ve Bayan Kıl ideal bir çift gibi görünür. Her ikisi de iğrenç insanlardır! Birbirlerine çok kötü şakalar yaparlar: Bayan Kıl, Bay Kıl´ı korkutmak için cam gözünü bardağının içine atar. Bay Kıl ise buna, yatağın içine bir kurbağa koyarak karşılık verir. Bu ikisi kadar itici kimseyle karşılaşmamışsınızdır! Hiç yıkanmazlar, Kuş Böreği yapmak için sürekli kuş avlarlar, çocuklardan nefret ederler. Bay Kıl´ın sakalı korkunç ziyafet artıklarıyla dolu olur: solucandan spagettiler, küflenmiş mısır gevreği... Ama
Güldürmek, eğlendirmek, dünyanın en güç işlerinden biri. "Mihalkov", bu işi, her zaman büyük bir ustalıkla gerçekleştiren büyük bir yazar. Şiir, öykü, roman türünde yazdığı kitaplarının pekçoğu dünya dillerine çevrilip yayımlanmış. Çocuklar için yazan dünyanın üç beş ünlü yazarından biri. Özellikle ilkokul çağındaki çocukların bayılarak okuyacakları "Afacanların Şenliği" adlı bu kitabında, yazar, annelerin, babaların, öğretmenlerin, yani bütün büyüklerin bir gün kasabayı geçici olarak terkedişlerini anlatıy
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 758 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7