Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 178 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Yüce yaratıcı, insanları birbirinden ayrı ayrı yaşamalarını değil de birlik halinde yaşamalarını istediğinden fert olarak kendi ihtiyaçlarını değil de birbirlerinin ihtiyaçlarını görebilecek güçler bahşetmiştir insanoğluna. Tanrı, görevi olmasına karşın yeni doğum yapmış bir annenin ruhunu, acıma duygusunu yenik düştüğü için alamadan dönen ölüm meleğini üç şey öğrenmesi için insan suretine büründürerek dünya gönderir: "İnsanın içinde ne barındığını öğren", "insana neyin verilmediğini öğren" ve "insanın ne i
Tükendi
Tolstoyun önemli yapıtlarından biri olan bu kitap . Kadın ve evlilik üzerine insanı düşündüren, günümüz modern hayatının kolaylıkları kadar, ilişkileri dejenere eden yönlerini ele alan farklı bir çalışma. Kadın Ruhu ismiyle tanınan bu eser, Tolstoyun önemli çalışmalarından olduğu halde, ülkemizde isminden dolayı gerektiği kadar ilgi görmemiştir. Oysa özellikle son dönemlerde bu esere ihtiyaç vardır. Yanlış ilişkilerin, yanlış evliliklerin, ayrılmaların, boşanmaların, aile facialarının yaygınlaştığı günümüzd
Tükendi
Cinayet Şirketi, eylem ve serüvenin ağır bastığı felsefi bir romandır: Gerçek üstünde erimeyen, ama tam anlamıyla gerçek olarak kalmayan, inanılmaz ile yüce arasında parçalanan gerçekin irdelendiği bir roman... Jack London, filozofluğa özenen aydın bilgiçliğini ince bir ironiyle taşlıyor, şefe tapınma yutturmacasına sırt çeviriyor, adalete üstün tutulan düzeni yerin dibine batırıyor, hayatı baskı altında tutan bir araç saydığı ahlakı yadsıyor. Ve böylece Nietzschenin felsefesini, insanüstünü ve bireyciliği
Tükendi
Öncelikle şunu bilmelisiniz ki, biri, kendini kendi övdü diye onu çarçabuk züppe ve küstah davranmış olarak karalayan bilgeleri umursamıyorum. Öyle birine deli de diyebilirler, ama en azından, kendilerini övmekle bu nitelemeye enikonu uygun davrandıklarını söylesinler! Değil mi ya, deliliğin kendi erdemini yüceltmesini ve kendi hakkında övgü ezgilendirmesini görmek kadar olağan bir şey var mı? Beni, olduğum gibi, benden daha iyi kim betimleyebilir? İş ki, beni, kendimi tanıdığımdan daha iyi tanıdığını söyle
Tükendi
Yol Gösterici Bir İdea olmadan sürdürülen hayatları Çıkmaz Sokaklara benzetip, bir tür melankoliye kapılan Anton Çehov, yazınsal iklimini gündelik hayatın sıradan, rastgele bölümlerinden kesitler alarak yaratır; bu özelliğiyle izlenimci edebiyat tekniğinin de öncüsüdür. Kısa romanı Düelloda, yolu Kafkaslarda kesişmiş subay, doktor, polis şefi, bilim adamı, diyakos ve bir kadının dünyalarına eğilip, hayata dair bir düşünce dizgesi kurmaya çalışırken, yazınsal nesnelliğin nasıl gerçekleştirilebileceğine ilişk
Tükendi
Gerçeği gizleyip saklıyorsanız ya da herkesin içinde tüm açıklığıyla ortaya koyamıyorsanız, gerçeğin ne olduğunu bilmiyorsunuz demektir. Ben gerçekle yüz yüze gelmek isterim. Benim öykülerim zalimse yaşamın kendisi de zalim demektir. Oysa ben yaşamı zalim değil de güçlü bulurum ve yapıtlarımda yaşamın bu güçlülüğünü yansıtmak isterim
Tükendi
Evet azizim! Ben hayallerin arkasına gizlenmiş olan hayaletleri arıyorum. Ne yazık ki bulamıyorum. Tam olarak bulamıyorum demek de yanlış. Bunu nasıl anlatacağımı bilmiyorum. İlmi gerçeklere kimsenin bir şey demeye hakkı yoktur. Yalnız, bir hakikatın varlığı, diğer bir hakikatın varlığına engel olmaz. Bazı vicdanlar, başlangıç ile sonu birbirinden ayıran bir çizginin önünde durup orada kalamaz. Yarı derviş, yarı deli ama her gördüğümü hikmet gözüyle gören bir düşbazın düşleri sizi çağırıyor: Hayat, sekr anı
Tükendi
Ben işçi sınıfı içinde doğdum. Coşku, hırs ve ülkü denen şeyleri çok genç yaşlarda keşfettim. Bu tutkuları dindirebilmek çocukluk yaşamımın en temel sorunu oldu. Gemilerde tayfalık, limanlarda hamallık yaptım; konserve fabrikalarında, daha başka fabrikalarda ve çamaşırhanelerde çalıştım; ot biçtim, halı temizledim, cam siliciliği yaptım. Ama hiçbir zaman emeğimin tam karşılığını alamadım. Bundan böyle ölesiye çalışmayacağım. Eğer bir daha ölesiye çalışırsam, gerekenden bir damla fazlasını yaparsam: Allah be
Tükendi
Ve şimdi beni yanlış anlama. Kişinin hüzün duymaması gerektiğini düşünen birisi değilim; bu genel düşünceyi beğenmem ve eğer bir tercih olacaksa, hüznü tercih ederim. Ben de hüzünün güzel olduğunun bilincindeyim ve gözyaşlarında cesaret vardır. Ama aynı zamanda kişinin umudu olmadığı zaman hüzün duymaması gerektiğini de biliyorum. Bu durum aramızda hiçbir zaman ortadan kaldırılamayacak mutlak bir zıtlık oluşturuyor. Ben estetik kategorilerde yaşayamam; en kutsal saydığım şeylerin yok edildiğini hissederim.
Tükendi
Yakında, çok yakında benimsin. Güneş arayan gözlerini kapattığında, tarih sona erip, efsaneler başladığında, üzerime atacağım yalnızca pelerinim olmayacak. Geceyi de tıpkı bir pelerin gibi üzerime atacak ve sana koşacağım ve ayak seslerine değil, kalp atışlarına kulak vereceğim.
Tükendi
Dünyanın ilk ve en canlı demokrasi deneyiminin yaşandığı Atina Devleti... Eski Yunanın en büyük düşünürü sayılan Aristotelesin kaleminden Atinalıların yasaları, siyasi tarihi ve devrimleri... Modern demokrasiler ve demokrasi kültürü için bir mihenk taşı, bir başucu kitabı niteliğinde okunması gereken Atinalıların Devleti, aynı zamanda Eski Yunandaki siyasal ve kamusal hayatı öğrenmek isteyen araştırmacılar için de temel bir kaynak niteliğindedir.
Şimdi, sessiz, hareketsiz durmak istiyorum. İstiyorum ki yaşamımın, bu eşsiz saatlerindeki huzuru hiçbir söz bozmasın. İyilik, minnet, umut duygularıyla doluyum ve güvertede, karanlıkta uzanmış, bir tek kelime söylemeden gökyüzünü seyretmek ve Akdenizin hışırtısına kulak vermek bana doyumsuz bir haz verecek
Tükendi
Rus asıllı bir yazarın, Rusların Fin halkına yaptıkları baskı politikasını yazması, kitabın en orijinal tarafı olsa gerek. Dünya bir asırdır bu kitabı okuyor... Beyaz Zambaklar Ülkesinde; hem Finlerin, hem Bulgarların, hem de Türk milletinin ulusal bilinç elde etmesinde rol oynar. Bulgar yazar G. Baltaciev; Beyaz Zambaklar Ülkesinde hakkında, Naradna Tzelina dergisinde şunları yazmıştır: "İnanıyorum ki, biz Bulgarlar bir ulus olarak topyekün olduysak, bunu Grigory Petrov'un kütüphanelerimizdeki eserleri
Tükendi
Dünyanın yeni farkına varmışken, anlatmalıydım insanlara farkına vardığım ne varsa. Herkesin insanlara başarısızlık öğrettiğini fark ettim mesela. İlk olarak bunu yazmalı, bunu anlatmalıydım. Kurtarmalıydım zihinleri, başarısızlık öğretenlerin elinden. Ve başladım yazmaya
Gerçekçi bir gözle izlenen olaylar, yalın ve duru, zaman zaman da fantastik bir anlatım içinde, halkın anlayacağı şekilde yazılmış, yine halkın anlayacağı deyimler çokça kullanılmıştır. Evliya Çelebi, Seyahatnâmesinde gezip gördüğü yerleri kendi üslûbu ile anlatmaktadır. Evliya Çelebinin Seyahatnâmesi, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında oldukça önemli bilgiler içermektedir. Eser bu yönden Türk kültür tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir yere sahiptir
Tükendi
yunus geldi geçti Sarı köy den Ve bir Yunus geldi geçti yüreğimizden... Ve en derin izleri bırakarak iç dünyamıza. İşte o Sarı Köylü Yunus bizim Yunus tu. Hani un eleyen ve toprak kokan ellerle tandırlarda ekmek pişiren kadının oğlu Fukara hayallerin sahibi çiftçi Yunus Hırs ve bencillik tutkunu dünya insanının anlamakta zorlandığı bir mana eri Yunus Ne bekledi insanoğlundan? Neye davet etti? Neydi onun ömrünü böylesi renkli kılan? Nasıl yaşadı ki sadece Anadolu insanı değil bütün bir insanlık unutmadı onu?
Yaşlı bir adam göl kenarında balık tutuyormuş diğer insanlarla..Yaşlı adam oltasını atmış, beklemiş ve kocaman bir balık çekmiş. Adam balığı almış eline, nazikçe çıkarmış iğneyi balığın ağzından şöyle bir balığa iyice bakmış ve göle atmış. Yaşlı adamdan başka kimse balık yakalayamıyormuş. Yaşlı adam tekrar oltasını atmış daha kocaman bir balık, adam tekrar balığın ağzından ğneyi nazikçe çıkarmış ve balığa şöyle bir etraflıca bakmış ve tekrar göle atmış balığı. Her seferinde daha kocaman balıklar yakalamış
İnsan başkasından iğreti elbise alıp giyeceğine, Kendi eski elbisesini düzeltip giyse daha iyidir. Sadînin sözlerinin çoğu tatlı şeylerdir. İnsanın hoşuna gider, insana keyif ve neşe verir. Bu yüzden kısa görüşlü kimseler dil uzatıp Boş yere zihin yormak, faydasız mum dumanı yutmak akıllı kişilerin işi değildir diyebilirler. Fakat ben. gerçek anlayış sahibi kimselere seslendim. Muhataplarımı sıkmamak, yazılarımı, onların tasdik ve takdir etmeleri bahtiyarlığından mahrum kılmamak için inci gibi dizip kaleme
Tükendi
Ne zaman rüzgar saçılsa bir kadıın saçlarına, benim bungun ellerim ağlıyor şimdi. Gel ben ölmekteyim... Caddelerde adımlarım boğuluyor, gözlerindeki surları katlime örüp durma! Rengi kokuşmuş yazlara mezarımı kazma! Naçar oturup ağladığım, güldüğüm çay bahçelerinde denizden donuk gözlü balıklar bakıyor bana. Vapurların bir bir sana seferi yok. Gözlerimdeki kayıp ilanlarına aldıran da. İç bükey bir acıyla geldiğim kentte enkaz oldum. Bana ayrılan kül bulutlarını soğuruyorum şimdi. Kanat ve el gibi tutabilir
Tükendi
Yelkovanın hızına yetişemiyor çokça zaman zavallı akrep. Yelkovan hızla koşup döne dursun çemberi, akrep bir arpa boyu yol alamıyor bu zaman yarışında. Ona hiçbir zaman yetişemeyeceğini anlayınca, iyice bir savsaklıyor akrep, kızdırıyor yelkovanı Yelkovan bu, durmak nedir yorulmak nedir bilmez! İttirmeye başlıyor arkasından akrebi. Bir müddet sonra sırtlıyor onu. Taşıyor bir an için... O an, yelkovanla akrebin kucaklaşma anıdır işte. Birbirlerine muhtaçlıklarını, ayrı düştüklerinde yoksunluklarını ve aslı
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 178 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7