Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 162 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Yetmişli yılların başından beri Arap-İslam kültürüne muazzam eserler kazandırarak oldukça önemli katkı yapan büyük mütefekkir (Merhum) Muhammed Âbid el-CÂBİRÎ, bu mümtaz eseri ile uzun yıllardır sürdürmekte olduğu inceleme, araştırma, tetkik ve tahkiklerini Kuran konusuna yöneltmiş bulunuyor. Klasik dönemde ele alınmış olan sorunları yeniden ve yeni bir şekilde ortaya koymak ve ilave sorularla daha geniş ufuklara ulaşmak üzere Kuran ilimlerine dair meselelere eğilen düşünür, çalışmasını birincisi Kurana gir
Cesaretle ve doğrulukla yazılmış ufuk açıcı bir kitap. Kimlikleri kadar gerçek barışı önemseyen herkes (özellikle de Yahudiler) bu kitabı sadece okumakla kalmamalı aynı zamanda üzerinde düşünmeli ve etraflıca tartışmalı. Prof. Richard Falk / Filistin İnsan Hakları BM Özel Raportörü Atzmon, Batı entelektüellerin sahip olmadığı bir şeye sahip; cesaret. Prof. James Petras Pek çok kimseyi sarsacak bir kitap Kathleen Christison Son Yahudi Peygamberi Prof. William T. Hathaway Bu kitabı Filistin / İ
Tükendi
Kendini yeterli ve dolu görme, susturma ve azarlama kültürü ise ölümün bizzat kendisidir. Bilmenin getirdiği endişe, bilmemenin verdiği rahatlıktan daha hayırlıdır. Selefi olsun, halefi olsun, ümmeti oluşturan unsurların önünde yakınlaşma ve anlaşma, daha da ötesi kardeşlik ve sevgiden başka seçenek yoktur. Herhangi bir harekete bağlı olmak veya onunla birlikte çalışmak, eleştiriye alışmayanlar rahatsızlık duysa bile, samimi eleştiriden beni alıkoymaz. Kendi ekseni etrafında dönen, mensuplarıyla ve görün
Tükendi
Suriyeli muhaliflerin hiç bilmediğimiz hayat hikayelerini okuyacaksınız bu kitapta. Savaş alanına dönen, parçalanmaya yüz tutmuş bir ülkede, paramparça olmuş hayatları dinleyeceksiniz, sahiplerinin ağzından. Daha da önemlisi, Suriyeli muhaliflerin geçmişlerinde olduğu kadar, Suriyenin yakın tarihinde de bir yolculuğa çıkacaksınız... Aslında o yıllarda hapishane özgürlüğün kalesiydi. Zaten hapse girmişsin, kaybedecek bir şeyin yok, bu yüzden özgürdün. Suriyede dört duvarın içinde, dışarıda olduğumuzdan dah
Tükendi
Elinizdeki bu kitabın amacı Arap baharının karşısında yer alan mezhepçilik ve baskıcılık isimli iki düğümün çözümüne katkı sağlamaktır. Baskıcı rejimler karşısında sessiz kalan Arap halkı uzunca bir süreden sonra adalet, özgürlük ve demokrasi talebiyle bu sessizliğini bozarak, dinî bir kisveye bürünüp demokrasiyi ve anayasal meşruiyete dayanmayı reddeden baskıcı rejimlerin karşısında şaha kalkar. İstedikleri, diktatör ve baskıcı rejimlerin benimsediği hizipçi ve mezhepsel yöntemler doğmadan önce var olan ve
İslam, tüm zaman ve mekânlarda insanları birbirleriyle kardeş olmaya çağıran evrensel bir davet olmuştur. Dolayısıyla İslam için gerçek küreselleşme dini diyebiliriz. Ne var ki bu söz, birbiriyle taban tabana zıt olan şu iki grubun da hoşuna gitmeyecektir; biri küreselleşmeyi İslamlaştırmaya çalışmak olarak yorumlayacak, diğeri ise İslamı Batılılaştırma çağrısı olarak adlandıracaktır. Her iki grubun da yapay çatışmalar için sloganları hazırdır. İyi niyetle ya da kötü niyetle olsun yanlış anlamayı önlemek iç
Eritreden, Etiyopyadan, Sudandan, Somali, Gana, Liberya ve talan edilmiş Afrika kıtasının dört bir yanından göçmenler Simsarlar hepsini toplayıp, denize açılmaya elverişli olmayan gemilere bindiriyor ve denizin derinliklerine gönderiyorlar. Ani bir hastalık sonucu yolculardan iki kişi öldü. Yedinci güne kadar cesetleri güvertede kaldı. Yedinci günün akşamı motorun çalışacağına ve yardımın geleceğine dair ümitler kaybolunca onları suya attılar. Ertesi sabah cesetleri geminin etrafında yüzüyordu. Fırtına bulu
Bu kitap ne salt kuru tarihi bir metindir ne de sadece son olayları analiz eden, tarihi arka plan ve ruhtan yoksun siyasi bir çalışmadır. Şam merkezli Suriyenin kadim dönemlerinden başlayarak, bölgenin sosyolojisi ve tarihi arka planı ile bugün yaşananlar arasında bir bağ olduğu gerçeği ve daha pek çok nedenle eleştirel bir okuma yapılmıştır. Bugün yaşananlarla binlerce yıl öncesi arasındaki benzerliklere dikkat çektik, özellikle de bölgenin kendine özgü dinamiklerini ve algılarını sorgulamaya çalıştık. B
Dünya çapında büyük değişikliklerin yankıları kulakları sağır ettiği, değişim çağrılarının her noktadan dillendirildiği tarihi bir dönemeçte İslam toplumları maruz kaldığı askeri ve kültürel tehditler karşısında hak için göğsünü siper ederek küllerinden yeniden dirilmenin arayışı içindedir. İlk bakışta sahnede ümitlenmek için yeterli performans görünmüyorsa da toplumların tarihi serüveni hakkında bilgi sahibi olanlar her kalkınmanın uzun ve karanlık bir gecenin ardından geldiğini bilirler. Tüm toplumlarda
Bu metinde dile getirilen birçok görüşün genellemeler içerdiğinin farkındayım. Bu durum, bir tarafta kuşatıcı bir resim çıkarma kolaylığı sağlarken birçok ara hali, kategoriyi değersizleştirme riski de taşımaktadır. Çoğunlukla göz ardı edilen bir resmin açığa çıkarma arayışı maalesef böyle bir riski üstlenmeyi gerektiriyordu. Oysa ara haller çoğunlukla yok sayılan soluklanma aralıklarının yeşerdiği ortam olarak barışın gerçekleşeceği zemini de bize gösteriyor. Zorluklara odaklanan bu metin barış umudu ile
Suriyeli yazar Mustafa Halife'nin bu romanı, Hristiyan bir Arap vatandaşının hikayesini anlatıyor. Eğitim için gittiği Fransa'dan altı yıl sonra ülkesine döndüğünde; havaalanında, Müslüman Kardeşler Örgütü'ne üye olmak suçlamasıyla tutuklanır! Ve böylesi anlamsız bir suçlama sonucu hapishanede tam 13 yıl geçirir. Kitabın kahramanı her ne kadar dini ve siyasi konumunu açıklamaya çalışsa da başarılı olamaz. Sonuçta çift taraflı bir baskıya maruz kalır. Bir taraftan gardiyanların diğer taraftan ise beraber h
Özgür irademizi kullanırken üzerimize kapattığımız veya üzerimize kapatılan zindan kapılarını sonuna kadar açmadıkça, zindanların duvarlarını yıkmadıkça, verdiğimiz hiçbir karar kendi özgür irademizle verdiğimiz bir karar olmayacaktır. Çünkü özellikle sosyal ve tarihi belirleyiciler birer zihinsel kod olarak bizim zihnimizin arka planında çalışır. Bir şeyi düşünürken bunların farkında değilizdir. Bir tür bilinçdışı faktör olarak düşünmemize çok şiddetli bir şekilde tesir ederler. Amacım toplumsal, tarihi v
Tükendi
Kuran akletmeye bir çağrıdır desek, abartmış olmayız. Çünkü Kuran tümüyle insan aklına hitap etmekte ve düşünmeyi, tefekkürü, görmeyi, hatırlamayı, ibret almayı, okumayı, bilmeyi ısrarla vurgulamaktadır. Sunulan tüm deliller akletmeye teşvik üzerinedir. Akletme kelimesine benzer ve yakın anlamlı kelimelerin kullanılışını da dikkate aldığımızda, her beş ya da altı ayetten birinde (yaklaşık bin ayet) düşünmeye bir vurgu ve yönlendirme vardır. Kuran Peygamberin kalbine yani akletmenin merkezine inmiştir. İnen
Tükendi
Filistin sorunu, yirminci yüzyılın başında Ortadoğu coğrafyasına Batı emperyalizmi tarafından saplanan bir hançerdir. Bu hançerin açtığı yara hala kanamaya devam etmektedir. İsrail, 1920lerde başlattığı Filistinli kanını akıtma vahşetini, şiddetini artırarak sürdürmektedir. Batı ve Amerika emperyalizmi ise buna göz yummaya devam etmektedir. Bugün, başta ABD ve İsrail olmak üzere dünya kamuoyunda Filistin direnişine silahlarını bırakması ve İsraili tanıması yönünde yoğun baskılar yapılmaktadır. Diğer yandan
Dünya çapında büyük değişikliklerin yankıları kulakları sağır ettiği, değişim çağrılarının her noktadan dillendirildiği tarihi bir dönemeçte İslam toplumları maruz kaldığı askeri ve kültürel tehditler karşısında hak için göğsünü siper ederek küllerinden yeniden dirilmenin arayışı içindedir. İlk bakışta sahnede ümitlenmek için yeterli performans görünmüyorsa da toplumların tarihi serüveni hakkında bilgi sahibi olanlar her kalkınmanın uzun ve karanlık bir gecenin ardından geldiğini bilirler. Tüm toplumlarda o
Uygarlık, gerçekliği kesinleşmiş, tümel/kapsamlı ve birleştirici bir düşüncenin rahminden doğar. Bu düşünce uygarlığın ruhu ve enerji deposudur. Uygarlık, düşünce ile bağı koptuğunda inişe geçer veya zayıflar. Tarih dönemler şeklinde hareket eder. Bunlar uygarlıkların çocukluk, gençlik ve yaşlılıklarını geçirdikleri dönemlerdir. Uygarlık düşüncesini yenileyip zenginleştirerek ve çöküş hastalıklarından arınmayı teşvik eden meydan okumaların sunduğu fırsatları değerlendirerek yaşlanmayı geciktirmek mümkündür
İslam toplumunda kalkınma işaretleri Toplumdaki dayanaklar İnsani değerler, ekonomik değerler Demokrasi Verimlilik Kültür İdeal toplumun kuruluşu Uyanışımız Dünyadaki misyonumuz üzerine düşünceler.
Tükendi
İslam devletinde siyasal sistemi inceleyen bu çalışmanın amacı, ümmetin mevcut durumunu düzeltmeye katkı sağlamak, siyasi gelişimini kendi siyasi değerleriyle ilişkilendirmek, diğer milletleri sorgusuzca taklit etmek yerine mevcut durumunu değiştirmek için yeniden onu vahyin direktiflerinden, Hz. Peygamber ve Raşit halifeler dönemi yönetim şekillerinden ilham almaya yönlendirmektir. Amacı bu olan bir çalışma İslamın siyasal değerlerinin köklerini berrak bir zihinle anlamayı, tarihsel gerçekleri aşırılığa ka
2010 yılının sonu ile 2011in başında Tunus ve Mısırda başlayan ve çok kısa bir süre içerisinde tüm bölgeyi etkisi altına alan halk hareketleri kitlesel protesto gösterilerine dönüştü. Meydanlarda toplanan halklar, Eş-Şab Yurid İskaten Nizâm / Halk rejimin düşmesini istiyor ve Eş-Şab Yurid İskater Reis / Halk başkanın düşmesini istiyor gibi sloganların etrafında birleşmeye başladı. Bu iki slogan, Arap dünyasında yeni bir siyaset dilinin doğduğunun açık bir kanıtı oldu. Bu yeni dil aynı zamanda eylemci kitle
* Tek asıldan insanlık * «sen ve eşin Cennete yerleşiniz...» ayeti ne anlatıyor? * oysa erkek kız gibi değildir ki... ayeti ne anlatıyor? * Kadın Sevgisi * Eş Sevgisinin derin Kökleri * Kadın fitnesi * Çağdaş dünyada müslüman kadın * Çöküş döneminde kadın * Pasifleştirilmiş kadın * Sömürge faktörü * Toplumsal faaliyetlerde bulunmak için erkeklerin izni mi gerekir? * Kadın tam bir bireydir * İslam Davetçisi kadın * Kadının çalışması ve eğitim * Kadınların peygamberliği meselesi ve Hz. Meryem * Kadın ve erkeğ
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 162 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7