Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 125 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Peygamber Efendimizin vefatından sonraki otuz yılı kapsayan raşid halifeler ile onu takip eden doksan yıllık emeviler dönemlerini ve yaklaşık sekiz asra varan endülüs Siyasi tarihini anahatlarıyla ihtiva etmektedir. Hiç kuşkusuz geleceğin inşası geçmişin iyi bilinmesi ve iyi okunmasına bağlıdır. Raşid halifeler dönemi, hz. Peygamber ın önderliğinde tüm Müslümanlar için örnek alınacak asr-ı saadet ın hem devamı hem de İslam ın evransellik boyutunun perçinlenmesi niteliğini taşıdığından İslam aleminin referan
"Biz gökleri, yeryüzünü ve ikisinin arasındaki varlıkları oyun için yaratmadık." (Enbiya Suresi 21/16; Duhan Suresi 44/38) Ey dünyayı yeren, malına-mülküne aldanan. Dünyaya aldanan sen değil misin? Dünyada suç işleyen sen misin, o mu? Dünya seni ne zaman aldattı? Dünyayı nasıl kınayabilirsin ki? Zira dünya, insana kendisinden ayrılacağını kesin bir şekilde bildirmiştir. Dünya, sözünü tutana esenlik yurdu, azık hazırlayana zenginlik diyarı, öğütünü tutana öğüt mahallidir. Dünya vahyin indiği, Allah dostlar
Tükendi
İslam'dan önce, putlara tapınmaktan tatmin olmayarak Yahudilik ve Hristiyanlığı titizlikle inceleyen, Tevrat'ı ve İncil'i en az bir Yahudi ve Hristiyan âlimi kadar iyi bilen Übey, İslam'ın adının Hicaz'da duyulmaya başladığı ilk dönemlerde Medine'den Mekke'ye kadar gelerek Akabe'de Hz. Peygamber'e biat etmiş ve Müslüman olmuştur. Hz. Peygamber'e gelen vahyi yazarak, onun Medineliler içerisindeki ilk vahiy kâtibi olmuş, bunun yanında adli ve siyasi katiplik de yaparak Hz. Peygamber'in sır ortağı haline gelm
Peygamber Efendimizin vefatından sonraki otuz yılı kapsayan raşid halifeler ile onu takip eden doksan yıllık emeviler dönemlerini ve yaklaşık sekiz asra varan endülüs Siyasi tarihini anahatlarıyla ihtiva etmektedir. Hiç kuşkusuz geleceğin inşası geçmişin iyi bilinmesi ve iyi okunmasına bağlıdır. Raşid halifeler dönemi, hz. Peygamber ın önderliğinde tüm Müslümanlar için örnek alınacak asr-ı saadet ın hem devamı hem de İslam ın evransellik boyutunun perçinlenmesi niteliğini taşıdığından İslam aleminin
Tükendi
İslam hukuku dünyanın en köklü ve esaslı hukuk sistemlerinden biridir.Vahiy kayanklı olması hasebiyle bu hukukta inanç,amel ve ahlak iç içedir.Hayatın akışı içerisindemeydana gelebilcek her türlü meseleye çözüm getirecek nitelikte kaynak zenginliği ve metodolojiye sahiptir.
Tükendi
Din ve vicdan hürriyetine kavram olarak yeni ise de İhtiva ettiği anlam çerçevesindeki arayîş oldukça eskilere uzanır bir toplum ya da Bölgede hâkim bulunan din veya mezhep dışında farklı tercihlerde bulunan insanlara karşı çeşitli saiklerle gerek devlet gerekse fertler düzeyindeki olumlu ya da olumsuz tavırlar önemini ve hassasiyetini sürekli olarak Korumuştur. Günümüzde de farklı ülkelere göre değişik ölçülerde aktüalitesini muhafaza eden bir problem olarak karşımızda durumaktadır. Bu kitapta konu ana
İlahi vahyin iki görünümü olan kur'an- ı kerim ve sünnet kaynaklı olarak doğup şartlar ve ihtiyaçlarGereğince müçtehitler tarafından geliştirilen, müsmanları bireysel ve toplumsal hayatlarını düzenleyen İslam hukuku bu özelliğiniHalen devam ettirmektedir. Bu niteliği sebebiyle İslam hukuku alanında tarihten günümüze çok sayıda çalışma yapılmış , eser kaleme alınmıştır. Bu durum bundan sonra da devam edecektir İnsanların huzur ve güven ortamında dünya hayatlarını sürdürebilmelerine hizmet etmek ve ahiretl
İslâm inanç esaslarını aklî ve naklî delillerle ele alıp inceleyen Kelâm İlmi, İslâm'da dinî ilimlerin temelini oluşturur. İslâm ilim ve kültür tarihinin en zengin malzemelerinden birini Kelâm İlmi dalında verilen eserler ve bu alanda temayüz eden seçkin alimler teşkil eder. İlim ve medeniyet dünyamızın sönmeyen parlak yıldızları olan bu ilim, ahlâk ve ibadet abideleri eslafımızı kısa kimlik, kişilik, görüş ve eserleriyle tanımak ve tanıtmak neslimizin ahlaki ve vicdanî borcudur. "Kelâm Tarihi'nde bu borcun
Tükendi
Toplumun temel taşı ve medeniyetin taşıyıcı unsuru konumundaki ailenin kuruluşundan itibaren sağlıklı bir yapıda olması Müslümanlar için bir zorunluluktur. Kapitalizmin hak anlayışı kültürüne kayan Müslümanlar bu sebeple İslam'ın hak anlayışını gölgede bırakmaya başladıkları için aile bireyleri arasında anlaşmazlık ve kavgalar baş gösterir olmuştur. İslam'da hak denilince önce başkalarına karşı olan sorumluluk anlaşılmalıdır. Allah hakkı, komşu hakkı, kul hakkı gibi kavramlar Müslümanlara sorumluluk alanlar
Tükendi
Günümüzde milyonlarca Müslüman, gerek çoğunluk oldukları kendi ülkelerinde gerekse azınlık oldukları gayrimüslim ülkelerde, gayrimüslimlere ait olan ya da dayanağı İslam olmayan kanunlara muhatap olmaktadırlar. Müslümanların dinî hassasiyetinin, pozitif hukukun şekillendirdiği hayatın gerçekleri ile karşı karşıya geldiği; bu ikisi arasındaki ilişkinin, uyum, gerilim veya çatışma şeklinde kendini gösterdiği örneklerle sık sık karşılaşabilmekteyiz. Bu hususta sahip olunacak doğru bilgi, hayatî bir önem arz et
Gündelik hayat tarihçiliği; yaşamın içinde olanı, yaşama desenlerini, zihniyet yapılarını, dünyayı/eşyayı algılama biçimlerini, yaşam tasavvurlarını ve bu çizgilerde yaşanan altüst oluşları veya sıradan farklılaşmaları izleme imkânı sunar. Çünkü o, beslenmedir, giyinmedir, evdir, eşyadır, barınmadır, komşuluktur, çevredir, akıp giden hayattır, doğal olandır. İnsanı, toplumu ve toplumsal hayatın izlerini sürmek için elverişli araçlardan biridir. Bu itibarla Hz. Peygamber ile ilintili her şeyi/her nesneyi ayr
Suç ve ceza, insanlık tarihi kadar eski ve evrensel bir olgudur. Tarih boyunca suç sayılan belirli fiiller, bütün toplumlar ve inançlar tarafından yasaklanmıştır, yasağı çiğneyenler de cezalandırılmıştır. Yasağı ihlal edip suç işleyen kişiye verilen cezalardan biri de hapistir. Tarih'in kaydettiği en eski cezalardan biri olan hapis; başta Hititler, Asurlar, Persliler, Yunanlılar, Mısırlılar, Bizanslar, Araplar, Cermenler, Osmanlılar... Olmak üzere bütün medeniyetlerde uygulanmıştır; bu uygulama günümüzde d
Mutlak ictihadın durakladığı, ictihad kapısının kapandığı düşüncesinin hâkim olduğu, taklitçiliğin ve mezhep taassubunun yerleştiği bir dönemde yaşayan Sadrüşşeria, Hanefîliğin günümüze kadar sağlıklı bir şekilde ulaşmasına vesile olan önemli bir müctehiddir. Moğol istilasından sonra harabeye dönen Buhâra'nın tekrar canlanmasında ve ilmin merkezi haline gelmesinde onun etkisi oldukça fazladır. Sadrüşşeria'nın yetiştirdiği öğrenciler ve İslami ilimlerin birçok dalında kaynak mahiyetinde yazdığı eserler etkis
Aile beklenen fonksiyonunu tam olarak yerine getirebilmesi için İslam aile hukukunda yer alan ailenin kuruluş öncesi, kuruluş aşaması ve devamı sürecine ilişkin delilleri ve bunlardan istinbat edilmiş hükümleri bilmek önemlidir. Bu bağlamda ilgili deliller yeniden değerlendirilerek bazı hükümler güncellenmelidir. Din olarak İslam'ın aileye verdiği önem ve yüklediği sorumluluğu ortaya koyabilmek için yapılan bu çalışma çok fazla detaya girmeden genel hatlarıyla aile kurumuyla ilgili meseleleri bazı güncel de
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 125 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4