Çocuklar için eğitici hikayelerin yer aldığı kitaptaki hikaye başlıkları şunlar:Kitap En İyi Dosttur,Çevremizi Korumak,Diş Ağrısı, Bütün Canlıları Sevmek,Halk Oyunları

Derman yok dizlerimdeYürüyemem Umuda, mutluluğa Ne hayaller kovacak kadar hayalsizNe de hayallerime adım atacak bir yüreğim varNe sevgiyi bilmeyecek kadar kalpsizimNe de sevgiye sahip çıkacak bir kalbim var Öyle işte...

Mavi Düşler Mavi düşleri olan bir genç gemilerin güvertelerine bakıyor, Alışılmış tebessümü ile el sallıyor geminin mürettebatına, Saçlarının bir telini kayıkçıya uzatıyor Deniz kadar mavi eşarbı olan bir kadın, Küçük bir iskambil kağıdında bir not, Kayıkçı göz ucuyla gülücük atıyor, Sahillerden ayrılma diyor akan mürekkep, Kaybolana kadar İçine atıyor, Tatmin oluyor, teselli ediyor kendini, Güneşin batışını izliyor, Eve götürmüyor ayakları, Kumların üzerinde uyuyakalıyor istemsizce...

Ben sevdiklerim için kendi hayatımdan vazgeçtim, fakat kimse beni takdir etmiyor. Saçımı süpürge ettim, eşimi mutlu etmek için her şeyi yaptım, fakat ne yaptıysam mutlu olmuyor. Çocuklarımın hepsini aynı şekilde yetiştirmeye çalıştığım halde, kızım beni çok üzüyor. Ben nerede hata yaptım? İşyerindeki arkadaşım bana taktı, sürekli üstüme geliyor. Annem neden hep benimle zaman geçirmek istiyor ki, ben boğduğunun farkında değil mi? Eşim sürekli geç kalıyor ve beni küçük düşürüyor, bunu beni üzmek için yapıyor.

Mütevazi dilekler, düşler bağlanır bir uçurtmanın ucuna ve sonra geri dönüşü olmayan bir yola girilir; yürek heybesindeki tüm ümitler, tüm beklentiler birer birer savrulur dört bir yamaca. Yeniden ve yeniden doğmak mümkün müydü? Aşk her zaman taze bahar havasıyla doldurmazdı ciğerleri, bazen büyük acılara iç çekişlere ve sınavlara gebe olurdu. Karşısına çıkan tüm zorluklara göğüs germek zorunda kalan Hüma'nın katmer katmer nasırlaşan yüreği yaşadığı ihanet ölüm ve ayrılık çemberinde kendine bir kaçış yeri

Bu çalışma 7 bölümden oluşuyor: 1. Bölüm: Ana konularıyla ibadet 2. Bölüm: Siyer 3. Bölüm: Ahlak 4. Bölüm: İtikat 5. Bölüm: İbadet, Fıkıh Testleri 6. Bölüm: Dualar ve Anlamları 7. Bölüm: Soru-Cevap Çocuklarımızın ve gençlerimizin dini eğitimlerini güvenilir bir kaynaktan edinmeleri amacıyla hazırlanan kitabımız Kur'an Kursları için de kaynak niteliğindedir. Her evin kütüphanesinde bulunması gereken "Çocuklar ve Gençler için Dinimi Öğreniyorum" kitabı zihinlerde soru bırakmayacak şekilde, sağlam kaynaklara

Big Bang Teorisi teizmin kozmolojik öngörüsünü bilimsel açıdan temellendirmesiyle kozmoloji bilimine yeni bir boyut ve anlayış kazandırmıştır. Bu teori 20. yüzyılın en büyük evrenbilimsel olayı olmuştur. Big Bang'in ortaya koyduğu bu öngörü, teologların ve din adamlarının yüzyıllardır kutsal metinlere dayanarak savundukları bir inançtı: Evrenin bir yaratıcısı vardır; dolayısıyla evren başlangıçsız değildir. İşte bilimsel olarak asırlardır bir muamma olarak kalan evrenin kökeni meselesinin, özellikle son ell

Günümüzde yaşayan kadının geçmişte yaşamış olan hemcinslerini ve kendi kimliğini tanıması, Eskiçağ tarihinde farklı roller oynamış kadınların, yine kadın eliyle ve kadın düşünce, duygu ve değerleriyle ele alınmasıyla mümkün lacaktır. Eril kültürün arkeolojik kalıntıları ve yazılı kaynaklarına dayanarak da olsa, Eskiçağ tarihinin çeşitli yönlerinin kadının kendi öz diliyle ve kadınsı kimliğiyle yeniden araştırılması, kurgulanması ve vurgulanması gerekmektedir. Kadınların bu hayatta ve kültür dünyasında yaşan

Dünyayı güzelleştirmek isteyenlerin hayatı hep güzel olur sevgili dostlarım. Hazreti Muhammed de ömrü boyunca çevreyi ve dünyayı güzelleştirmek için çalıştı. Çevresindeki insanlara hep güzel şeyler yapmalarını tavsiye etti. Ağaçları sevdi, tam bir çevre dostuydu. Aslında Çevreci Peygamber diyebiliriz biz ona. Kediniz Müezza, onun bu çevreci yönünü de örnek almaya çalışıyor. Siz de örnek alın olur mu?

Krallar, kendi ülkelerinin vatandaşlarını yemeğe başladığından beri, gecelerin gündüzleri yuttuğu, dağların gömülmek için diriltildiği, tanrıların insanların arasına karışıp insanlaştığı ve ölümlülerin tanrılar arasına alınıp tanrılaştırıldığından beri, kör ve topalın sağlam, sağlamın hasta kabul edildiğinden beri, acımanın acıma kabul edilmediği günden, ölüme ve dirime inancın kaybolduğundan beri, her kederin ve her kaderin ortak yazgısına ellerin karıştığı, hile ile karıştığı, kralın soytarıyı, soytarının

"Yıldızlar gökyüzünde ışıl ışıl parıldıyordu. Kurt ulumaları şimdi yakından duyuluyordu. Asım ile Furkan birbirine baktı. Az sonra bir ağacın arkasından, karanlıkta ateş korları görünmeye başladı. İki arkadaş dikkatle baktıklarında, kurtların gözleri olduğunu gördüler. Ağızlarını açmış, keskin dişlerini gösteriyorlardı. İki arkadaş ne yapacağını şaşırmıştı. Ellerine birer parça odun alarak ateşte tutuşturdular. Şimdi birer meşale ile kendilerini korumaya çalışıyorlardı. Kurtlar sağlarından, sollarından yakl

"Akşam olunca sarayın tüm kapıları birdenbire kapanmış, sadece yanan kandillerin loş ışıklarıyla aydınlanıyordu. Peri'nin içeri girmesi kolay olsa da Gülsüm'ü içeri sokması pek de kolay gözükmüyordu. O an kendini güçlü bir kasırgaya çevirip Gülsüm'ü, oluşturduğu hortumun içine aldı. Saraya öylece girdiler. İçeri girince Peri, tekrar insan kılığına girdi. Sarayın içi oldukça ışıltılıydı. Her şey boşlukta geziniyor gibiydi. Usulca insanı baştan çıkaran ve bedeni rahatlatan güzel bir masal müziği çalıyordu. Uy

Kedimizin adı Cingöz'dü. Ona bu ismi ben takmıştım. Cingöz, tuvaletini hiçbir zaman orta yerde yapmazdı. Sıkıştığında tuvalete giderdi. Tuvalet kapısı kapalı olunca tırmalar, açmaya çalışırdı. Açamayınca hırıltılı ve garip sesler çıkarıp dikkatimizi çeker, ona yardım etmemizi sağlardı. Çok akıllı bir kediydi. Tıpkı büyükler gibi hareket ederdi. Her gün iki katlı evimizin sokağa bakan penceresine yerleşen Cingöz, sevimliliği ve insanı hayrete düşüren hareketleri ile görenleri kendine hayran bırakırdı. Gizeml

Rabbim! Bizi aynı yürekte birleştir. Aynı safta tut! Aynı suda yıka! Aynı ateşte yak! Rabbim! Bizi aynı dalda çiçekle! Bizi aynı dalda Papatyala!

Bir yazı yazıp dünyayı kurtarmaktan, bir yazı ile devrime yol açacağına inanmaktan daha işlevseldir mizah. Okumuşların bilgiçliğine ayak uydurmaz hayatın gündelik işleyişi, halkın harala gürele yürüyüşünde geçer. Bu gürültü arasında keskin bir zekâ espriyi yapıştırır. Kokaryakıt. Tezek, tezek olalı böyle entel bir ad kazanamamıştı. Sosyal medyada kitap okuduğunu herkese anlatmaya bayılan kahveci güzeller, cehaletini sergiler aslında. Oksimoron gibidir kahve falı ile kitabı yan yana getirirken. Çay da mı

Kız, siyah bir denizde boğuluyor. Ruhu, saklandığı odanın kapılarını kırmaya çalışıyor. Adam, kızı öldürüyor. Kulakları sağır edecek bir çığlık inletiyor ruhlarını. Saniyeler şahitlik ediyor, saniyeler birer katil. Adam, kızı öldürdü. Kızın kanı, aktı, aktı... Adam, kızın kanında boğuldu, Ölmedi. Kızın ruhu kapısını kırdı, bedenini terk etti. Kız öldü. Onu öldüren adamın kurumuş kalbinde, önce bir filiz yeşerip sonra bir ağaç olmuştu. Adam, ağacı kesti. Adam, intihar etti. Bedeni uçurumdan aşağı sürüklend

Kısa ve etkili sözlerle içindeki duygu ve düşünceleri şiire aktaran şair Barış Çiviroğlu, yakaladığı mazmun ve sembolleri ustaca kurgulayan bir üsluba sahiptir. Bazen yakaladığı bir imgeyi çarpıcı finallerle bitiren, bazen de yaşadığı gerçek hayat tecrübelerini uzun manzumelerle hikâye tarzında kâğıda döken bir yapıya sahiptir. Şahit olduğu yaşanmışlıkları etkili bir şiir diliyle yazıya aktarabilmektedir. Şiirlerinde görülen samimi üslup, hayatın akışında yakaladığı detaylar, hüzün ve sevinçlerin dışa vurdu

Usta kalemlerin birbirinden değerli yazılarının derlendiği "Yazı ve Sanat Ülkesi" okurunu edebiyatın rengarenk dünyasına davet ediyor.

Sözcükler kadar uzun değil Ardımızda bıraktığımız iz evrende Bazen İkindiye varmadan sönüyor ışığımız Silik gölgeler sesler nefesler kalıyor Akıllarda kısacık Envai anlam taşıyan bir sözcüğü mesela Kıskanıyorum Tarihe meydan okuyan duruşlarını Boylu poslu endamlarını Yüzyıl önceden diri kalışlarını Her gün aynı mana giyinip yürüyüşlerini Salınarak akıldan akıla dalışlarını Kıskanıyorum -Nimet Taner

"...Aslında o, ona en çok yakışan ve hep olmak istediği yerdedir, siz kovmadıkça da gitmeyecektir. Bunun için güçlü bir aşk, güçlü bir duygu gerekir hüznün tekrar göz kapaklarının altına saklanması için. Ama sever öyle; gözbebeklerinin içine oturup kalmayı. Ne çok sever yarım kalan o büyük aşkı yazıp tarihin tozlu raflarına sıralamayı. İşte tam o sırada o sıcak, o içten, o güven veren merhaba gelir de sizden bir "hoş geldin"i alırsa, hüznün gitme zamanı gelmiştir..."