Yaşamdaki en büyük zenginliğin dostluk olduğuna inananlardanımdır. Hani, iyi gün iyisi de kara gün dostu olanlardan. Bu konuda çok şanslıyım. Dostlarımdan meslektaşım Prof. Dr. Muhammed Şahin; bir gün «Neden imar uygulamaları üzerine bir kitap yazmıyorsun?» diye sordu? Bu tür soruları başkasına da sordu mu bilmiyorum ama ben etkilendim. Dostumun bu kitabın yazılmasında büyük bir manevi desteği vardır.Plancıların planlama sürecinin haritacılar tarafından yerine getirilen bir parçası olarak inandığı, yerel yöneticilerin ise gelir elde edebileceği ve gösteri yapacağı bir araç olarak gördüğü İmar Uygulamaları ve onun özellikli bir hali olan Kentsel Dönüşüm; karmaşık teknik ve ekonomik boyutlara sahip, mülkiyet ve hukukla birebir ilişkili ve kent planlarının gerçekleştirilmesinin en önemli sürecidir.Her şeyin hızla tüketildiği günümüzde Kentsel Dönüşüm kavramı; yasal, teknik ve duygusal altyapısı hazırlanmadan, kimi yerel yöneticiler ve akademik çevrelerce gösteri aracı haline getirilmiştir. Daha çok dış kaynaklı uygulama örnek ve kavramlarla anlatılmaya ve anlamaya çalışılmış ülkemiz gerçeğinden koparılmış, seçmece (eklektik) bir yaklaşım sergilenmiştir. Bu durum da halk arasında kentsel dönüşüm kavramına kuşku ile bakılmasına neden olmuştur. Oysa kentsel dönüşüm, kötü yapılaşmış ve risk altındaki kentlerimizin kurtuluşunun en önemli aracıdır. Uzun yılların deneyim ve birikimlerine dayalı hazırlanan bu kitap; umarız imar planları ile uğraşanlar ve konu üzerine sözü olanlar için tartışılmaya değer bir kaynak olabilecektir.