On dört asırlık bir yapı; kadim medeniyetleri kendine bağlayan, dünya kültürlerinin üzerine en önemli kavramları ile çöreklenen, gözünüzle gördüğünüz, mantığınızla yakalandığınız halde bir şey yapamadığınız korkunç gerçek; dünya hâkimiyeti idealinin metinler, sırlar, semboller üzerinden yürütülmesi organizasyonu; yani "Paramiliter Edebiyat...

Düşünür ve yazarların kitapları ve fikirlerinin ardında hiç değişmeyen perde arkası isimler. Şeytan'ın pagan kimliği ile vahye karşı verdiği kavga; sanat ve edebiyatın Hz. İsa'ya karşı konumlanışı ve onun öğretilerini ısrarlı bir takiple yüzyıllar içinde ilga edişi... Vahyin son merhalesi İslam ve Müslümanlarla verilen amansız kavramsal mücadele... Sanatın mutlaka vahiyle savaşarak gerçekleşecek bir realite, bir hayal, bir eylem olduğu iddiası... Edebiyat tarihinde hiç bitmeyen tanrıya karşı insanın tanrılaşması talebi...

Şiirin mutlaka tanrılaşmakla yazılacağı görüşü, bir müminin şiir yazamayacağı iddiasının kaynağı; hava, toprak, ateş ve su ile verilen pagan mesajları...

On dört bin yıllık yazılı-sözlü tarih içinde satır satır bunların izini süren Paramiliter Edebiyat kitabı elbette binlerce örnek içinden en önemlilerini sunuyor.

Yaşadığımız yüzyılı etkileyen filozofların fikri sancılarını, eserlerini Türkiye'de bize büyük bir masumiyetle(!)tanıtıp komprador görevlerini tamamlayanlar. Sol ideolojiyi geliştirip yüzyıllardır devam eden süreci büyük bir kavgaya dönüştürenler...

Sol ideoloji ile insanlık tarihinin en büyük pagan organizasyonunu yapan adamların sinsi varlıkları... Paramiliter edebiyat kitabı bu yapıya karşı Türkiye'de ilk kez tarihi bir değerlendirme, zihni bir konumlanma gerçekleştiriyor.

Türkiye'deki sağ - sol bütün ideolojilerin üstat kabul ettiği yazarların batı edebiyatı anlayış ve anlatılarını bu çerçevede yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Paramiliter Edebiyat, "pagan aydınlanmasına" karşı insanlığın kurtuluşunun "vahyi aydınlanma" ile mümkün olduğunu gündeme taşıyor.