Günümüzde petrol´den daha önemli meta halinde gelen su, Türkiye´nin Ortadoğu politikasında çok önemli bir yer tutmaktadır.
Türkiye´nin ulusal ve bölgesel güvenliğinin sağlanmasında, stratejik konumda olduğu kadar; orta ve uzun vadede bölgesel güç olmasında etkin bir rol oynayacaktır.
Sıkıntının son derece hat safhada yaşandığı Ortadoğu bölgesinde sorun, bölgede öteden beri istikrarsızlığı isteyen bazı Ortadoğu ve Batı Ülkelerinin yeni politika aracıdır.
Türkiye sınıraşan sularla ilgili olarak politikasındaki tutarlılığı sürdürürken, öte yandan da global statükonun dünya konjoktürünün ve bazı güçlerin (ABD, AB ve İsrail) bölgeye yönelik stratejilerini ve politikalarını çok iyi çözümlemesi gerekir.
Geliştirilecek ilişkilerde İsrail´in "Vadedilen topraklar" ideali ulusal çıkarlarımız, milli hedeflerimiz ve bölgesel güvenliğimiz açısından "kritik" bir durum arz etmektedir. Yine su meselesi İsrail için "kritik" bir sorun olmaya devam edecektir.
Stratejiler; "Denizlere hakim olan Dünyaya hakim olur" derken, Amerikalı´lar ise günümüzde "Suyu kontrol eden Ortadoğu´yu kontrol eder ve kim Ortadoğu´yu kontrol ederse dünya petrol kaynaklarının kontrolünü elinde bulundurur." derler.
(Arka Kapak)