Yanlış anlamaları ve haksızlıkları ortadan kaldırmak için gelişen şartları ve anlayışı dikkate alarak, karşılaştığımız hususları yeniden hidayet rehberi olan yüce kitabın mesajına uygun bir şekilde ele almak durumundayız. Zira her dönemin kendisine has problemleri ve onların arka planını oluşturan birbirinden farklı illetleri bulunmaktadır. Bunlar, çeşitli alanlarda kaydedilen gelişmelerin bir sonucu olarak tezahür etmektedir. Dolayısıyla geçmişin anlayış ve uygulama biçimi, nasıl kendi zamanına uygun çözümler getirmiş ise, bu günün müslümanları da aynı şekilde ihtiyaçlarını karşılayan ve kişileri mağduretmeyen Kur'an merkezli çareler üretmek durumundadır. Zira Kur'ân-ı Kerîm, belli bir zamana ve zemine hitap eden bir kitap değildir. O, muhteva ve mesajı ile kıyamete kadar gelecek olan bütün insanlara hitap etmektedir. Bu anlayıştan hareket ederek, hızla her şeyin bozulmaya yüz tuttuğu bir ortamda ?evlenme ve boşanma' konusunu yeniden Kur'ân-ı Kerîm bağlamında ele alıp, aile hayatının temel değerler üzerine oturtulması gerekmektedir.