Evvel Zaman Içinde Halk Hikâyelerini derlerken gördük ki, kültürümüzü kendisinden sonrakilere aktaran mihenk taslari olan ninelerimiz, dedelerimiz masal anlatmaya anlatmaya bu kültür hazinemizi unutmuslar. Orta yas insanlarimiz çok önceden dinledikleri masallari, menkibeleri bölük pörçük hatirliyorlar. Genç kusaklarimiz ise ne yazik ki bizim öz varligimiz olan bu edebiyat ürünlerinden bihaber büyümüsler. Kültürümüzün temel tasi olan masallarimizi, hikâyelerimizi, efsane ve menkibelerimizi çocuklarimiza miras birakmak, onlarin nesilden nesile aktarilmasini saglamak, biz egitimcilere ve siz sayin anne ve babalara düsüyor. Bu düsünceden hareketle köylerimizde, kasabalarimizda yasayan ninelerimizin ve dedelerimizin dagarciklarinda olan masallari, menkibeleri çocuklarimiz için dinledik. Onlari yasatmak, unutmamak adina uzak köylere gittik. Dedelerimizin, ninelerimizin dilinden dinledigimiz bu hikâyeleri sizler için derledik. Dilimizin zenginligini, insanimizin hosgörüsünü, erenlerimizin keskin zekâsini bulacaginiz bu öyküler, çocuklarimizin hayal güçlerini gelistirip, onlari dogru düsünmeye, dogru karar vermeye sevk edecektir. Kitap okumayi aliskanlik hâline getirmis nesiller yetistirmek ümidiyle Evvel Zaman Içinde Halk Hikâyelerini çocuklarimizin hizmetine sunmaktan kivanç duyuyoruz.
Sara Gürbüz Özeren
Egitimci - Yazar