Aşk, varlığımızın mekânıdır. Aşk, yaşama amacımızdır. Aşktan önemli olduğunu düşündüğümüz dünya değerleri, bizi aşktan ayıran zırhlar gibidir. Bu zırhları çıkarmaya ihtiyacımız var. Allah, her salisede aşkı ile canlandırdığı dünyaya, aşk titreşimlerini ve aşk rezonansını sürekli olarak gönderir. Ancak insanlık bu aşka karşı koyar ve onu yok etmek için savaşır. Sükûnet halinde kalıp aşkın kokusunu yakalamak için sabrımız yok, sükûnet halinde kalıp aşka şahit olmaya sabrımız yok. Bunun yerine, aşktan daha önemli olduğunu düşündüğümüz dünyalık değerlerimizi korumak için aşka savaş açarız. Bizi hakikatin anahtarı haline getirecek olan aşk, halimiz olsun, bizi hücrelerimiz seviyesinde dönüştürsün. Böylece aşk, varlığımızdaki her atoma, gerçek ruhumuza dokunsun. Bu aşkla coşalım; sıcaklığını, besleyiciliğini, onun asli iyiliğini anlayalım ve o iyiliğin kendisi olalım.