Sanat Tarihçi Mehmet Vehbi Uysal'ın oyuncaklara ilgisi, 1982 yılında Adıyaman'da arkeolojik bir kazıya Bakanlık Temsilcisi olarak katıldığı sırada, çocukların Fırat Nehri kenarından topladıkları kırmızı, mavi, yeşil, beyaz taşları sert bir zemine sürterek yaptıkları bilyeleri kendisine armağan etmeleri ile başladı. Ayların emeğini bir çırpıda karşılıksız uzatıveren çocuklara çok saygı duydu. O günden başlayarak Geleneksel Anadolu Oyuncakları konusunda araştırmalara girişen Mehmet Vehbi Uysal görsel nesne ve bilgi toplamayı sürdürdü. Özellikle özgün/etnoğrafik değerde olanların ayrımlarının yapılmasında özenli bir yol izledi. Kendi olanakları ile binden fazla örneği koleksiyonuna dahil etti.

Kitapta, tarihsel süreç içerisindeki oyuncak örneklerine yer verilmiş etnoğrafik değer kazanmış oyuncak kültürü ve belleğinin örneklerle anlatılması amaçlanmış, geleneksel oyuncak tanımlamaları ve anı yazılarına yer verilmiştir.

Toplumsal değişimin süpürdüğü her şeyde olduğu gibi çocuk kişiliğinin gelişiminde önemli öge olan geleneksel oyun ve oyuncakları gelecekte oluşturulacak ortamlarda yeniden yaşanmak istenecek bilgi ve belgeye her zaman gereksinim duyulacaktır.