Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 70 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Mesnevî, Mevlânâ’nın hayata ve insana dair hikâyeleri gönül diliyle yazıya aktardığı büyük eseridir. Bu hikâyelerinde başta Peygamber Efendimiz (s.a.s.) olmak üzere birçok peygamberin hayatına dair konuları ve tarihten seçtiği meşhur isimleri anlatan Mevlânâ, Doğu edebiyatlarındaki birçok yazarın yaptığı gibi eserini tesirli kılmak için birbirinden ilginç temsilî hikâyelere ve unsurlara da yer vermiştir. Bu çalışmada, her yaştan insana hayatı, iyiliği, kötülükten uzak durmayı, ahlâkı, sevgiyi ve erdemli
Hiciv “Ey Hevâyî buz-hâne şâirlerine es-salâ Bir zemîn-i tâzemiz vardır nazîre isteriz” Hevâyî “Kusurları çarpıtan, yanlışları abartan bir lunapark aynasıdır hiciv. Heccavlar ise, dilinden ve kaleminden sultanların bile ürktüğü söz canbazlarıdır. Elinizdeki kitap, işte böyle bir kalemşörün ince kıyım doğradıklarıdır; dikkatli tutulsun.” Dizi Editörü M. Kayahan Özgül “Hevâyî, klasik Türk şiirinde hezel üslubunun önemli temsilcilerindendir. (...) Şairin kullandığı ve ‘uçarı’ anlamına gelen Hevâyî mahlas
Tükendi
Hiciv “İntikâm almaz isem hicv ile ben de ondan Şâiriyyet bana her veçhile bühtân olsun” Nef’î “Kusurları çarpıtan, yanlışları abartan bir lunapark aynasıdır hiciv. Heccavlar ise, dilinden ve kaleminden sultanların bile ürktüğü söz canbazlarıdır. Elinizdeki kitap, işte böyle bir kalemşörün ince kıyım doğradıklarıdır; dikkatli tutulsun.” M. Kayahan Özgül Dizi Editörü “Bu kitap, Sihâm-ı Kazâ’nın -tam metni olmasa da- şimdilik sansürsüz ve anlaşılır en geniş seçkisidir.” Halil Çeltik Hazırlayan Hiciv topluml
Tükendi
Sirkat çoğalıp lafz-ı sadakat modalandı Namus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı Sadıkları tahkir ile red kaide oldu Hırsızlara ikram u inayet yeni çıktı Hak söyleyen evvel dahi menfur idi gerçi Hainlere amma ki riayet yeni çıktı İsnad-ı taassub olunur merd-i gayüra Dinsizlere tevcih-i reviyyet yeni çıktı İslam imiş devlete pa-bend-i terakki Evvel yoğ idi işbu rivayet yeni çıktı Milliyyeti nisyanederek her işimizde Efkar-ı frenge tebaiyyet yeni çıktı Eyvah bu baziçede bizler yine yandık Zira ki zi
Her gece kandil dedi biri Her gece kandil Ve hasrete daha çok var. Neyi duymaktayız biz? Dün oturduğumuz avluda Siyah olan gül Bugün açmış ruhunu Ve bir şey göstermektedir. Sular bir şey göstermektedir Kuşların gülleri geçip kokan nefesi Sesi Senin soluğun olmaktadır hâlâ. Buradaki her günahı temizledi Senin güllere bakman. Senin isteğin göğün katında tartıldı. Bir melekten söz ederken Şehir çok siyah. Budur meleği yükselten belki de dedim Meleği yükselten ve kanatlarını kelimelere açan Şehrin siyah oluşudu
Tükendi
Bu kitap günümüz insanının Fuzuli, Baki, Nedim gibi şairlerin eserlerini kolayca okuyup anlayabilmesi amacıyla hazırlandı. Bu şiiri vücuda getiren 650 civarında divan ve mesnevinin yaklaşık 1.500.000 beyti taranıp eski edebiyatın nirengi noktaları madde başları haline getirilerek zengin örneklerle izah edildi. Osmanlı Şiiri Kılavuzu'ndaki madde başlıkları, bugün yanlış bir adlandırmayla daha çok "Divan Şiiri" diye bilinen edebiyatın temel kavramlarını örnekleriyle açıklıyor. Kılavuzu kullananların ellerine
Tükendi
Yayan dolaşırım, Mütenekkiren seyahat ederim. Oktay Rifat'la Melih Cevdet'tir En yakın arkadaşlarım. Bir de sevgilim vardır pek muteber; İsmini söyleyemem, Edebiyat tarihçisi bulsun. Modern şiire güncel bir ifade kazandırmak için yola çıkan, bir kırılım niteliğindeki Garip akımının kurucusu, bir garip Orhan Veli. Süleyman Efendilerin, Yüksekkaldırım'daki Melâhatlerin, her gece şehrin sakinleri uyanmadan gökyüzünü boyayan Dalgacı Mahmutların "mısra-ı meşhurunun mübdii", bir garip Orhan Veli. "Cep delik cepk
XIV. ve XV. yüzyıllarda yaşayan Tokatlı Melîhî, klasik şiir geleneği etkisinde yetişmiş ve bu geleneğe uygun şiirler kaleme almıştır. Şiirlerinde rindane bir tavır takınan şair, dünya ve ahiret kaygısından uzak, açgözlü olmayıp azla yetinmeyi bilen, insana ve insanî değerlere önem veren, riyakârlıktan uzak durup güzel sevebilen, şaraptan ve işret meclislerinden hoşlanan, özü sözü bir kimse olarak dikkati çeker. O, şiirlerinde rindane ve âşıkane bir üslûp takındığı gibi, dinî ve tasavvufî remizlere de yer ve
Tükendi
N. Ziya Bakırcıoğlu'nun 30 yılı aşkın bir emeğin mahsulü olan Şah Beyitler kitabı, altı yüz yıldan fazla devam etmiş muazzam bir kültür ve edebiyat birikiminin ardından duyulan bir hasretin ifadesidir. Divan şiiri bizim klâsik şiirimizdir. Ve bütün klâsik sanat geleneklerinde olduğu gibi ruhu, zevki, idraki besleyen bir hazinedir. Divan şiirinden zevk almak isteyen insan çok ufak bir gayretle bu şiirin diline vâkıf olabilir. Ama şiire vâkıf olabilir mi? Bu, o kadar basit değil. Şiire vâkıf olmak için şiire
Köye zamansız gelmiş mavi boncuk bir ölüm Bulaşır kemiksiz geceye çıkıp masaldan Yine taş edecek kış rüyalarını ocak ayazı Sahipsiz kendi başına kalmış çiğ sözcükler Sanırsın bir harami dalmış kelamın evine Yollarda kalmıştır baharın çalışkan bakıcısı Uçurum kenarında küheylan eğiten bir adam Bir adım gerisi zemheri berisi bir tas baldıran Gecenin kıyısında biriken bir yere tutunamayan Esrik bir rüyanın içine düşer kayalar kara çalılar Masallarla süslü sözcükler açar dilinde Odadan odaya dolanır delişmen ka
Şeyh Galib (1757-1799): Sadece 23 yaşında "tertib ettiği" Divan ının (1780) yanı sıra iki yıl sonra yazdığı Hüsn ü Aşk (İyilik ve Aşk) adlı mesnevisiyle de Dîvan Edebiyatı nın son büyük ustası olarak adlandırılan 18. yüzyıl şairidir. Galib in, yaklaşımıyla Dîvan Edebiyatı nın daralan ufkunu açtığı kabul edilen Hüsn ü Aşk ı, Gölpınarlı nın çeviri, günümüz diline aktarım, açımlama ve Galib in el yazısı ile zenginleştirdiği çalışmasının (1968) ilk yayımlanışından 38 yıl sonra, Galib in doğumunun 250. Yılı ari
Yüzüme karşı kapanmış bütün kapılar Yüzümüze de karşı kapanmış bütün kapılar İniyor kapı çıkıyor kapı Adımız bir yabancının cebinden çıkıyor İniyor kapı çıkıyor kapı O yabancıyı biz nasıl tanıyalım Yüzüme kapanıyor bütün kapılar Kapılar bütün kapanıyor yüzüme de karşı Denizler mürekkep oluyor Ağaçlar kalem İniyor kapı çıkıyor kapı Hepsi yüzümüze kapanıyor Lokman'ın bir adet ömrü var Onu yaşayamıyor.
Bâkî (1526-1600): Şiirlerinde Bâkî mahlasını kullanan şairin asıl adı Mahmud Abdülbâkî'dir, "şairler sultanı" olarak anılır. Osmanlı İmparatorluğu bürokrat ve şairlerinin XVI. yüzyılda en önde gelenidir. Kanunî'yi saltanatı süresince en çok memnun eden işlerden biri Bâkî gibi bir kabiliyeti keşfetmiş olmasıydı. Bâkî, Ziya Paşa'nın Harabat'ında ilk yenilikçi olarak nitelendirilir, Muallim Naci'ye göre milletin lisan muallimi, Recaizade'nin şiir terazisinde Osmanlı şuarâsının Hafız-ı Şirazî'si, Tanpınar'ın gö
"Hızır Paşa bizi berdar etmeden, Açılın kapılar Şah'a gidelim, Siyaset günleri gelip çatmadan, Açılın kapılar Şah'a gidelim. Bunda bilmeyeni bildirirler mi Eli bağlı namaz kıldırırlar mı Yoksa Şah diyeni öldürürler mi Açılın kapılar Şah'a gidelim. Aslımız Muhammet kıyman cellatlar Üstümüzde bite davacı otlar Ölüm Allah emri ya eziyetler Açılın kapılar Şah'a gidelim. ..." Pir Sultan Abdal
Tükendi
Bir çığlık olsa gerek Mavi bir pencereden seken Köpük içindeki denize vuran Bir ışık Anlık ışığı Fenerin Adını veren Karanlığa Bir ben Bir sen Bir o Her seferinde birimiz- Kaynağından Bir kez ayrılan ve dönmeyen Köpüklü karanlık dalgalara Gökyüzünün ve yıldızların Ne kadar uzak olduğunu gösteren Fırtınaya tutulmuş martı yavrusunun Gözlerindeki anlık parıltı...
Tükendi
Oynanan Göstermelik bir son oyunuydu Aldandın Ağır taşlar verdik Ve ay seni bulduğunda Yani ki kanıtladığında kendini Ben Müthiş bir başlık atacağım Şiirime Sevgili gecem diye İlhami Çiçek şiiri yıllar sonar yeniden, Türkçenin derinliklerinden çıkarak okuyucusuyla buluşuyor!
Tükendi
"İşte bu vakit kolu kanadı kırılıyor günün bir halk, şarkısını gömerken toprağa. Çırpınıyor avucumun içinde göğsünü yırtıp arzın o milyon sesli mızıkası. Kıyamet gibi hep ölü çocuklarla tanışmaktan korkuyor oğlum gözlerini kapatıp. Ki duruyor her yerde rengârenk, cıvıl cıvıl eliyle koymuş gibi bir ölüm atlası."
Mevlânâ Celaleddin Rumî (1207-1273): Yapıtlarının bütünü düşünüldüğünde yalnız 13. yüzyılın en büyük tasavvuf şairlerinden biri değil, dünya şiirinin de en önemli adlarındandır. T. İş Bankası Kültür Yayınları, içinde bulunduğumuz 2007 yılında, doğumunun 800. yılı UNESCOnun girişimiyle bütün dünyada "Mevlânâ Yılı" olarak kutlanacak şairin 107 rubaisini Hasan Âli Yücelin çevirileriyle kendi dizisinde okura sunuyor. Hasan Âli Yücel (1897- 1961); Klasiklerden Köy Enstitülerine,1938 sonundan 1946 Ağustosuna dek
Tükendi
Sana isimsiz bir günden Duyuştun Nefesten sesleniyorum Burda günler gün değil anlar An değil Burda saatlere yer yok- burası sandığın Kuytu değil!
Tükendi
İslam dininin dört büyük mezhep imamlarından olan İmam Şafînin bu eseri onun şairliğini öne çıkarıyor. A. Ali Uralın yoğun ve titiz araştırmalarıyla derlediği ve şair gözüyle tercüme ettiği eser; İmam Şafînin erdemli kişiliğini, hayata bakışını, zekâsını ve salt insan tarafını gözler önüne seriyor. *** Denedim insanını dünyanın Sabah sabah Cimrilikle dolu deriler yürüyordu Başka bir şey göremedim Sonra Kanaat kınından bir kılıç çektim Keskin tarafıyla onlardan Ümitlerimi kestim ***
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 70 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1