Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 84 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“Dedelerimiz Türkler, Sibirya, Çin ve İran arasındaki yerlerde dolaşırlardı. Asıl yurtları “Altay Dağları”ydı. Dedelerimiz çok eski zamandan beri yiğitlikle bellenmiştiler… “Türk gibi kuvvetli” darb-ı meseli boşuna söylenmemişti. Dedelerimiz pek güçlü, çok kuvvetli pehlivandılar… Bunun sebebi de… temiz, sade yemeklerle geçinmekti. Şimdi bile dağlık ve yayla yerlerde oturan Türklerin kuvvetli ve güzel olması bu sebepledir. Dedelerimiz sütü pek çok severlerdi, bunu türlü türlü suretlerde kullanırlardı. Kebap
Tâhirü'l-Mevlevî külliyatına katılacak bu eser müellifin Şâir Anıtları ve Şâir Ali İffet Merhum Hakkında Hatıralar isimli iki kitabını biraraya getirmektedir. Şâir Anıtları tarih düşürme ve ebced hesabı hakkında derli toplu bilgi vermekte, ardından da yazarın yakından tanıdığı 28 şair hakkında değerlendirmeler ile onların ölümleri münasebetiyle düşürdüğü tarih manzumeleri yer almaktadır. Tâhirü'l-Mevlevî ‘nin şairler hakkında verilen bilgiler ile ölümleri için düşürülen tarih manzumeleri, edebiyat tarihi, d
Tükendi
Âdem'den Önce ilk olarak 1906-07'de Everybody's Magazine'de tefrika edilmişti. Jack London insan evrimine yönelik bir bakış geliştirmeye çalışır. Evrimin ilk aşamalarında yaşadığı rüyasını gören bir çocuğun gözünden anlatır her şeyi. Çocuğun alter-egosu olan Mağara İnsanı, Ateş İnsanları, daha hayvansı olan Ağaç İnsanları, Kızıl-Göz daha yalın bir dünyada yaşamaktadırlar. Erken dönem milliyetçilik gibi okunabilecek ateşli bir atavizm, ?atacılık" Mağara İnsanlarını dehşet içinde yaşatmaktadır. Jack Londo
Türkiyede edebiyat tarihi, hatta modern tarihçilik denildiğinde ilk akla gelen isim olan Fuad Köprülünün herkesin kabullendiği bu konuma ulaşmasını sağlayan en önemli eserlerinden biri Türk Edebiyatı Tarihidir. Köprülü bu eserinde Orhun yazıtları, Uygur alfabesi ve milli destanlar biçiminde incelenen Türk edebiyatının İslamiyet öncesi dönemini, İslam medeniyetini izleyen İran ve Arap etkisinden ayırmıştır. Karahanlılar ve Selçuklular dönemindeki halk edebiyatını ayrıntılı bir şekilde incelemiş, Çağatay edeb
Büyük Türk Amirali Pîrî Reis 1513 yılında ancak bugünkü teknolojik imkânlar ile çizilebilecek uydu haritalarına uygun bir dünya haritası nasıl çizebildi? Örneğin 1951'de ses yansıtıcı araçlarla Antarktika dağları keşfedilmişken, Pîrî Reis'in haritasında bu dağlar aynen nasıl çizilmişti? Amerika kıtasının Müslüman denizciler tarafından 1465 'de Kolomb'dan çok önce keşfedildiğini ve adına ANTİLYA dendiğini nasıl Kitab-ı Bahriye'sinde açıkladı? Dünyanın ilk denizcilik kitabını nasıl bu kadar detaylı yapabilmiş
Türk dili kadar tarihî derinliği ve coğrafî yaygınlığı olan pek az dil vardır. Bu yüzden Türk dilinin tarihini yazmak, iğne ile kuyu kazmaya benzer. Dilimizin esaslı tarihini ve gramerini yazmak için öncelikle, yazı dili hâline gelmiş lehçelerin temel kaynaklarını tespit etmek ve bunlar üzerinde yapılan çalışmaları bir araya getirmek gerekir. Bu kaynaklar bilgisi, yapılacak karşılaştırmalı lehçe çalışmalarına temel teşkil edecektir. Ancak o zaman, Türkçenin çerçevesini oluşturduğu bir işte ve fikirde birlik
Ruht Gild'in deyimiyle, "Dünya destan literatüründe yer alacak kalitede bir eser" olan ve Altay destanlarının zirvesi ve en hacimlisi sayılan Maaday-Kara, Şamanist düşünce doğrultusunda bu dünyayı ve öbür dünyayı algılamaya çalışan bir toplumun ürünüdür. Yirminci yüzyılın ortasında derlenerek yazıya aktarılan destanda olaylar üç farklı boyutta gelişir: yeryüzü, yeraltı ve gökyüzü. Üç boyutlu olarak algılanan bu dünyanın kapıları birbirine kapalı değildir. Birinden diğerine gitmek ve dönmek mümkündür. Mitse
Ve bir gün Büyük Tufan yeryüzündeki her şeyi silip yok etti. Geriye Tebliğci'nin üç oğlu ve bir avuç müridi kaldı. İnsanlık onların elinde yeniden şekillendi. Krallıklar kuruldu, surlar yükseldi, ordular silahlandı. İnsanın var olduğu yerde savaş kaçınılmazdı! Kaçınılmazdı çünkü Tanrı, insanın ruhunu güzel erdemlerle birlikte hırs, ihtiras ve kibirle yoğurmuştu. Sümer'in görkemli krallıkları Babil, Kiş, Lagaş ve diğerleri iki kutsal nehrin arasındaki bereketli topraklarda yeniden hayat bulduğunda aç gözlü b
Hümami; 15. Yüzyıl Divan Edebiyatı şairidir. ll. Murat döneminde yaşamıştır. İznik Doğumludur. İranlı şair Emir Hüseyni'nin aynı adlı mesnevisini, lirik, coşkulu bir dille, araya kendi gazellerini de katarak "Si-Name" adıyla yeniden kaleme alır. Konusu tasavvufi aşk olan ve "otuz mektup" anlamına gelen bu eserini, döneminin veziri Halil Paşaya sunduğu bilinmektedir. Sehi Bey, "Heşt Behişt" adlı tezkiresinde, "nazmı latif ve tatlı, edası renkli, gazelleri şirin..." olarak tanıtır, Hümâmî'yi. Akıcı, söz sana
Tükendi
Bugün o vadide gördüğün büyük ihtimalle onlardan biri. Onlardan binlercesi var, gizli mağaralarda, Belzab'a karşı büyük bir isyan için hazırlık yapıyorlar. Kadınlardan oluşan bir ordu yarattıkları söyleniyor. Aslında Esta'nın kim olduğunu bilen yok, ama çocuklarını herkes biliyor. Belzab Ma halkının azraili ise, Esta'da Belzab'ın azrailidir. Belzab'ın tek kâbusu budur. Kız çocuklarını bu yüzden takip ediyoruz, onlara katılmasınlar diye... Annenle de bu yüzden konuşmuyoruz. Nasıl, dedim şaşırarak. Annem de
Tükendi
Mîna Urgan'ın İngiliz Edebiyatı Tarihi isimli beş ciltlik yapıtı Yapı Kredi Yayınları'nın Delta dizisinde tek cilt olarak yayımlandı. Bir büyük edebiyatın yüzlerce yılını bir roman lezzetiyle okutan bu beş cilt hâlâ işlevini ve amacını koruyor. Üstelik bu kez tek ciltte toplanan yapıt edebiyat meraklısı okura ulaşıyor. İngiliz edebiyatı tarihini on döneme ayırabiliriz. Gerçi bir edebiyat döneminin tam hangi tarihle başladığını, tam hangi tarihte sona erdiğini saptamanın yolu yoktur, ama kimi çağlarda edebi
Tükendi
Edebi sanatlar, klasik Türk şiirinin gizemli ve cazibeli dünyasını muhafaza eden muhkem ve kadim kalesinin kapılarından birinin anahtarıdır. Bu anahtar sayesinde okur, şairin kurguladığı olağanüstü güzellikte bir ülkeye giriş yapar; birçok şairin ayak izlerini bıraktığı vadide yolunu aydınlatacak bir fener bulur. Eskiler, şiiri sihir ve mucize ile bir tutmuşlar, şairliği de velilik mertebelerinden biri kabul etmişlerdir. İşte bu duyarlılıkla yazılan şiirleri anlayabilmek, çok yönlü bir bakış açısı ve geni
Tükendi
Türk Edebiyatında 'gerçek' kadar 'hayal', 'geçmiş' kadar 'şimdi', 'imgesel' olduğu kadar 'narrative', 'Doğu' kadar 'Batı' olan İstanbul'un bütün türlerde ana mekan olduğu yadsınamaz. Kadıköy de İstanbul olduğu kadar Anadolu'dur. İstanbul'a ait olduğu kadar uzaktır buradan. Moda kadar eski, Fikirtepe kadar varoştur; Yeni Sahra kadar köy, Göztepe kadar kenttir; Rıhtım kadar deniz, Koşuyolu kadar topraktır; Yeldeğirmeni gibi yokuşlu, Papazın Çayırı gibi düzayaktır; Çarşısı kadar yerli, Bahariyesi kadar Batılı;
Tükendi
Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları adlı bu kitap, her yazının sonuna konulan yayın bilgisinden de anlaşılacağı üzere 1989-2018 yılları arasında bilimsel süreli yayınlarda yayımlamış olduğum çağdaş edebiyat ile ilgili araştırmaları bir araya getirmek amacıyla hazırlanmıştır. "Ön Söz" ve "İçindekiler"den sonra tür ve tarih esasına göre beş bölüm olarak düzenlenen eserde, akademik anlamda hazırlamış olduğum -Sait Faik (1990), Samim Kocagöz (1994, 1998, 2013), Necati Cumalı (2001, 2011), İlhan Geçer (2005) il
Tükendi
İstanbul'da Yeni Mecmua adıyla biri Mehmet Talat, diğeri A. Cemal tarafından iki ayrı dergi çıkarılmıştır. Bunlardan ilki, Ziya Gökalp'ın öncülüğünde İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin maddî desteğiyle 12 Temmuz 1917'de haftalık olarak yayımlanmaya başlanmıştır. Sahibi ve sorumlu müdürü İttihat ve Terakki'nin önde gelenlerinden Mehmet Talat (Talat Paşa) olarak görünse de parti derginin yayınına doğrudan müdahale etmemiştir. Yayın periyoduna büyük oranda uyularak altmış altı sayı çıkarılan dergi, I. Dünya Savaş
''YİNE öldürgen bir intihar sabahı, yirmi miligram nobraksin almama karşın, ellerimin titremesini önleyemiyorum; kaydın bay Muannit Sahtegi, yapma, seni konuşmak değil, yazmak kurtarır derken yani günlük adı altında ilk üç beş tümcenin yazıldığı günen tam üç yılsonra, yeniden başlamayı deniyorum.Yoksa, galiba, dün gördüğüm, yanıbaşında sulandırılmış rakı şikesi, dilenen ihtiyardan beter yıkılmış olacağını. Neyi, nasıl, niçin kurtarmak?Neden bunca korkmak yıkılmaktan, yok olmaktan" "Kendi yaşamını otobiyogra
Tükendi
Ülkemizde edebiyat tarihi denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri hiç şüphesiz Fuad Köprülü olacaktır. Verimli hayatının büyük bölümünü edebiyat araştırmalarına ve tarihçiliğine ayıran Köprülü bu alanda pek çok makale yazıp önemli eserler kaleme almıştır. Elinizdeki bu kitap da onun edebiyat tarihi alanındaki çalışmalarına bir tür saygı duruşu niteliğindedir. 1958 yılı sonlarında Türk Tarih Kurumu, yazarımızın dağınık ilmî makalelerini bir külliyat halinde basmaya karar verir ve böylece elinizdeki değer
Tükendi
Akşemseddinin Fatih Sultan Mehmetin hocası olduğunu muhtemelen duymuşsundur. Ama mikroplardan söz eden ilk bilim adamı olduğunu ve kanseri tedavi etmeye çalıştığını, Takiyüddinin gündüzleri de yıldızları görebilmek için 25 metrelik bir kuyunun dibinden gözlem yaptığını? Ya da Ali Kuşçunun Dünyanın Evrenin merkezi olduğu fikrine karşı çıkan ilk bilgin olduğunu biliyor muydun? Osmanlının en süper beyinlerinin ilginç keşiflerle dolu hayatları için hemen bu kitaba göz at.
Tükendi
Tanzimat Dönemi Türk edebiyatı, kabaca 1860-1896 yılları arasında ortaya konan Türk edebiyatının genel adıdır. 1860 yılında ilk özel Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahval yayın hayatına atıldı. Yeni Türk edebiyatı ürünleri bu gazetede görünmeye başladı. 1896 yılında Servet-i Fünun dergisinde bazı yazar ve şairlerin farklı tarzda bir edebiyat yapmaya başlamasıyla Tanzimat Dönemi Türk edebiyatı sona ermiştir. Bu eserde Tanzimat Dönemi'nde ortaya konan Türk edebiyatı faaliyetleri bir bütünlük içinde tanıtıldı.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 84 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1