Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu roman; aziz vatanın üzerindeki kara bulutları dağıtıp milletimizi aydınlık yarınlara taşıyanların, bağımsızlık güneşinin yurdumuz üzerine yeniden doğmasını sağlayanların, “Alperenler, akıncılar, kahramanlar, serdengeçtiler, yiğitler nerede?” denildiğinde, “Burada!” diyen destanları yazılamamış gizli kahramanların, şehit çocuklarına babalık yapan ve “Yetimlerin Babası” olarak anılan Karabekir Paşa’nın hikayesidir. Bu roman; savaşta babası ölen kimsesiz Ermeni çocuklarına da sahip çıkıp onları himaye eden
Sanatın ve aslında onu ortaya koyan sanatçının daima bireye ve topluma anlatmak istediği bir şeyler vardır. Peki sanatçı, sanatıyla bize neyi gösterir, ne anlatmak ister? Muhtemelen günlük hayatımızda üzerinde durmadığımız ve ıskaladığımız güzellikleri, insanı insan kılan değerleri sunar ya da bütün bunların yanı sıra bireye kim olduğunu, hangi topluluğa ait olduğunu hatırlatır. Son Cephe romanı da işte tüm bunları bir sorumluluk bilerek yüklenir ve kurgusal hikâye içerisinde tarihsel, sosyolojik olayları
GÜNEŞİ BAYRAK, GÖKYÜZÜNÜ ÇADIR KABUL EYLEYEN ÜÇ KITANIN HÜKÜMDARI: OĞUZ KAĞAN
Dünyayı àdeta bir ahtapot gibi saran İngilizler; 1 Cihan Harbi'nde kollarını Irak topraklarına uzattığında, bir Türk kumandanının sedye üzerinde bile teslim olmayıp tercihini başka yönde kullanacağını hiç akıl edememişlerdi... Kut'ül Amare'de; gözlerini makaslı dürbüne, ellerini tüfeğe, kalplerinde vatan toprağına nikahlayan ve sahrada çöl çiçekleri gibi bir destanın kıyısına dayanan zabitler, meydanı hasmına dar ederken düşman hangi tuzağı kuruyordu?... İngilizler Orta Doğu'da; erzak ve mühimmata ihtiyaç d
Dağılmaya başlayan Osmanlı Devleti'nin otuz ikinci padişahı Sultan Abdülaziz, bir gece ansızın tahtından indirilir. Hemen ardından da kaldığı sarayda ölür. Bu olayın intihar olduğu açıklanır. Bu olaydan üç ay sonra tahta çıkan Sultan Abdülhamid bu olayın intihar olmadığını düşündüğü için çeşitli tahkikatlar yaptırarak olayın aydınlatılmasını ister ve Yıldız Mahkemesi kurularak suçluları cezalandırır. Bu kitapta Fethi olayın aydınlatılması ile görevlendirilmiş bir Osmanlı hafiyesidir. Sultan Abdülaziz neden
Nahid Sırrı Örik, Sultan Hamid Düşerken’de, 20 yüzyıl tarihinin en önemli dönüm noktalarından birini hikâye eder: Roman 23 Temmuz 1908’de, Manastır’da patlayan isyan karşısında Sultan II. Abdülhamid’in askıya almış olduğu 1876 Anayasası’nı tekrar yürürlüğe koymasıyla başlar, 1909’da, tahttan indirilmesine neden olan 31 Mart Vakası ile biter. Nahid Sırrı Örik bu sarsıcı dönemi, yılların devlet adamı Mehmet Şahabettin Paşa, iktidar hırsıyla dolu kızı Nimet, onun siyasi beklentilerle evlendiği İttihatçı Binbaş
Nahid Sırrı Örik, Sultan Hamid Düşerken’de, 20 yüzyıl tarihinin en önemli dönüm noktalarından birini hikâye eder: Roman 23 Temmuz 1908’de, Manastır’da patlayan isyan karşısında Sultan II. Abdülhamid’in askıya almış olduğu 1876 Anayasası’nı tekrar yürürlüğe koymasıyla başlar, 1909’da, tahttan indirilmesine neden olan 31 Mart Vakası ile biter. Nahid Sırrı Örik bu sarsıcı dönemi, yılların devlet adamı Mehmet Şahabettin Paşa, iktidar hırsıyla dolu kızı Nimet, onun siyasi beklentilerle evlendiği İttihatçı Binbaş
Firavun İmanı`nda Tarık Buğra, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet`in kuruluşu sorunsalını bu kez Sakarya Savaşı arefesi ve hemen ertesi dönem bağlamında romanlaştırıyor. Kahramanları yine "sıradan" halk veya dönemin ikinci, üçüncü plandaki kişilerin temsil eden tipler. Roman Mustafa Kemal`in tartışılmaz liderliği etrafında şekillenen Cumhuriyet`in kurucu kadrosu ve onun iradesine karşı, bizzat Kuvayi Milliye hareketi içinden şekillenmekte olan milli-muhafazakar hoşnutsuzluk, tepki ve muhalefetin şekillenişini ko
Tükendi
“Olacak şey mi isyanı bastıranın isyan etmesi?” Çerkes Ethem; Anzavur, Düzce, Bolu, Yozgat isyanlarının bastırılmasında, Batı’da Yunan istilasının durdurulmasında çok büyük başarı gösterdi. Adına marş yazıldı, bestelendi. Yılan deri değiştirmezse ölür; ancak Ethem’in deri değiştirir gibi taraf değiştirmesi, yılanın deri değiştirmesine benzemez. Hain ile kahraman arasındaki farkı tarih belirler. Çerkes Ethem Anadolu’da isyan bastırırken, Yunan’a karşı koyarken kahramandı; Yunan saflarına geçtiğinde, Mustafa
Tükendi
New York Times çoksatan yazarı Kate Quinn bu büyüleyici romanında iki kadını; savaş sırasında istihbarat teşkilatında görev almış bir casusla, kuzenini arayan sıradışı bir Amerikalı genç kızı buluşturuyor. Savaşın darmadağın ettiği dünyanın bir köşesinde, üniversitede okuyan Charlie St. Clair hamiledir, evli değildir ve itibarlı ailesinin baskısı altındadır. Hayatta sahip olduğu tek şey, savaşta ortadan kaybolan sevgili kuzeni Rose’un hâlâ hayatta olabileceğine dair umududur. Annesi, Charlie’nin hamileliği
Tükendi
Ordu Kumandanı Sakallı Nurettin Paşa: “Miralay Reşat Bey! Yarın 12.00’ye kadar tepe alınacak. Alamazsanız, ben sizin yerinizde olsam yaşamam!” Tümen Kumandanı Reşat Bey: “Benim yerimde olmanıza lüzum yok, ben zaten yaşamam!” Balkanlar’dan Çanakkale’ye, Doğu Cephesi’nden Filistin’e ve esarete kadar giden 27 yıllık askerlik yaşamı hep savaşarak geçen bir kumandan Miralay Reşat Bey. Aldığı ölümcül yaralara rağmen muharebe meydanlarından ayrılmayıp her defasında Mehmetçiklerinin yanında olmayı seçer. Son durağı
Beyoğlu Sırları romanı Epameinondas Kyriakidis’in (İstanbul 1861-Atina 1939) kaleme almış olduğu ve İstanbul’da Karamanlıca/Türkçe yayımlanan “Anatoli” gazetesi müdürü Evangelinos Misailidis (Κula, Manisa 1820-İstanbul 1890) tarafından Türkçeye çevrilip, aynı gazetede 1888-1889 yıllarında tefrika edilmiş bir eserdir. Dönemin “City Mysteries / Mystères urbains” yani “Şehir Sırları” türüne ait olan bu romanda yazar E. Kyriakidis İstanbul hakkında yazılan diğer “gizemli romanlar”da olduğu gibi, Avrupa’dan itha
Tükendi
Kadın kocasının ölümünden sonra papağanı ile yaşadı. Papağana neler öğretmedi. Günlerce kafesi karşısına aldı. Kocasının cümlelerini öğretti. Papağan o hale geldi ki kadın ne yapsa, nasıl hareket etse kocasının bir cümlesini tekrar ediyordu. Böylece seneler geçti. Dul kadın fena vaziyetlere düştü. Kar bir günde camları örttü. Kadın da şaşırdı, papağan da… Hele papağan kafesinde fırdolayı dönüp güneşi arıyordu. Aradı, taradı, fakat neye yarar ki güneş yüzünü göstermedi. Papağan üşüdükçe üşüyordu. Tüyleri dik
Tükendi
Döneminin tanınan gazeteci ve edebiyatçılarından Hikmet Şevki’nin 7 Nisan-10 Ekim 1928 tarihleri arasında Resimli Gazete’de tefrika edilen bu “unutulmuş” romanı, ilk kez Latin harfleriyle okurla buluşuyor. Yakacık’taki Pembe Yuva’da annesi ve teyzesiyle huzur içinde yaşayan Füsun, ailesiyle ilgili bir sırrın ona anlatılmadığından şüphelenir. Mektuplar, gazete haberleri ve ortaya çıkan tanıklarla bu sırra dair bilgiler edindikçe aşk, ihanet ve suçlarla örülü bir geçmişle yüzleşmek zorunda kalacaktır...
“Yeni bir kitap çıkmış. Adı, ‘Ölmeye Yatmak’. Tesadüfen elime geçti burada... Romanın kahramanı konforlu bir otel odasında ölmeye yatıyor. Ne tuhaf. Bizse her gün ölmeye kalkıyoruz demir ranzalarımızdan. Bunun için yaşatıyorlar bizi. Ekmeğimizi, suyumuzu bunun için veriyorlar. Bunun için havalandırma, bunun için hava ve su. Ölmeye kalkalım diye. Belki de hiç kalkamamak en iyisi. Çünkü kalkamazsak ölemeyeceğiz de...” Üç darbe, üç dönem: 1960 Darbesi, 12 Mart Darbesi, 80 Darbesi. Toplumu sarsan, yüzlerce kişi
AKDENİZ’İN ÖYKÜSÜNÜ ANLATMAK, KAYIP KITALARIN, TEK BİR İZ BIRAKMADAN YOK OLAN MEDENİYETLERİN, ANTİK YUNAN’LA MISIR’IN, CENNETTEN KOVULANLARLA TEK GÖZLÜ DEVLERİN VE DAHA NİCELERİNİN ÖYKÜSÜNÜ DE ANLATMAKTIR. Bugün masmavi suları, kıyı boyunca uzanan kayalarının büyüleyici doğası, şirin makileri, turunçgilleri ve zeytinlikleriyle herkesi büyüleyen Akdeniz havzası, milyonlarca yıl önce yakıcı güneşin kavurduğu çöller, bozkırlar ve giderek kuruyan tuz göllerinden ibaretti. Ancak jeolojik açıdan göz kırpmak kadar
Millî Nizam Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Hasan Aksay, yıllardır beklenen hatıratında tek partili yıllardan günümüze, Türkiye’nin siyasi ve sosyal hayatına dair bir projeksiyon sunuyor. On iki cumhurbaşkanıyla reel siyasette çalışmış, iletişimde bulunmuş bir isim Hasan Aksay. Hem ülke siyasetinde önemli bir yeri var hem de dindarların siyaset tecrübelerine dair izlerde ilkler arasında. Doğumundan önceki yıllarda olup bitenleri büyüklerinden dinleme imkânı bulması ve sonraki dönemlerde yaşanan
Elinizdeki kitap sizi bin yıl öncesine çağırıyor. Türk tarihinin Haçlılara karşı İslam'ın sancağını dalgalandıran büyük savaşçısı... 1 Kılıçarslan'ın destansı hikayesini okumaya hazır mısınız? Anadolu Selçuklu Devleti hangi şartlarda, nasıl kurulmuştur? 1 Kılıçarslan, esaretten nasıl kurtulmuştur? Anadolu Selçuklu Bizans ilişkileri nasıldı? Haçlı Seferleri nasıl ve neden başladı? 1 Kılıçarslan, başkentini İznik'ten Konya'ya neden taşımıştır? 1 Kılıçarslan, Haçlılara karşı nasıl bir savaş taktiği uygul
Yolları Harput'a düşen sanat tarihi öğrencisi üç arkadaşın bulduğu Büyük Selçuklu dönemine ait bir kitap meraklarını uyandırır ve okumaya başlarlar. Bu kitapta katıldığı tüm savaşları kazanan Artuk Bey'in hayranlık uyandıran hayatı etrafında 1063- 1092 yılları arasında hüküm süren Büyük Selçuklu Devleti'nin tüm hikâyelerine şaşkınlık ve büyük bir tutkuyla tanıklık ederler. Ayrıca; Sultan Alp Arslan'ın tahta çıkışında yaşananlara, Bizans imparatoru Romen Diyojen'in Malazgirt Savaşında sayıca üstün olmasına r
Danişmend Gazi’nin arkadaşı Artukî, kaçırılan eşi Efromiya Banu’yu kurtarmak için yanına Kara Tekin’i de alarak Çankırı zindanlarına doğru zorlu bir yolculuğa çıkar. Kaledeki muhafızları atlatıp yeraltındaki zindana ulaştıklarında hiç hesapta olmayan bir şeyle karşılaşırlar. Şimdi onları çetin bir vazife daha beklemektedir. Diğer tarafta ise Danişmend Gazi’nin azılı düşmanları Nestor ve Şaddat, hain bir plan çevirmek üzere harekete geçerler. Acaba efsane savaşçı, cesareti ve zekâsıyla yine düşmanlarının üst
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1