Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kadının yeryüzündeki varoluşu, dijital çağda dahi önemi anlamlandırılmaya çalışılan bir konudur. Medeniyetin milattan öncesinde başlayan temel aşamaları kadınların işlevselliği ile birlikte önemli hale gelmektedir. Özel alanın kurtarıcıları kadınlar, kamusal alanında "görünmeyen" düzenleyicileridir. Tüm çabalarına ve üretimlerine rağmen erkeklere göre ikincil planda kadınlar, neden hâlâ günümüzde de toplumsal cinsiyet kodlarının uzantılarıyla hayatını biçimlendirmektedirler? Kamusal alanda üretiml
Tükendi
Geçmişten günümüze birçok cinsel tercih toplumların içlerinde muhafaza edilmiştir. Fakat bu cinsel eğilimler kimi zaman sapkınlık boyutuna ulaşmıştır. Peki, sapık kimdir ve sapkınlık nasıl oluşur hiç düşündünüz mü? İnsanlar neden pederast, lezbiyen ya da teşhirci olur? İşte Benjamin Morce bu kitapta bunlara benzer sorular sorarak cinsel yönelimlerin oluşum sebeplerini örneklerle birlikte cevap aramıştır.
Her dile çevrilmiş, her ülkede birçok kere basılmış olan bu küçük örgüt Engels´in daha çok Anti-Dühring ismiyle ün salmış Klasik Felsefe, İktisat, Sosyalizm kitabının özüdür. Pol Lafarg´ın isteği üzerine Engels köksel örgütünün üç kısmından ortaya bunu çıkarmış ve dilden dile çevrile çevrile bir muska hâlinde genele mal olmuştur. Bu usta örgüt bugün her zamandan ziyade günün eseridir; hele Marks dininin uzayın altıda birine denk bir ülkede yer tuttuğu, serilip serpildiği şu sırada... Sonra bu eser hayalî so
Tükendi
Kadın, bir toplumun yetişip büyümesinde, gelişmesinde, neslin devamlılığında ve değer aktarımında vazgeçilmez bir unsurdur. Kadın gerek ailede gerekse sosyal yaşam içerisinde her koşulda yapıcı, toplumsal hayatı düzenleyen önemli bir faktördür. Kadının akademiden siyasete, ekonomiden karar alma mekanizmalarına ve medyaya toplumsal hayatın her alanında aktif olarak bulunmasında hep birlikte imkan sağlamak zorundayız. Bu kitapta kadınların güçlendirilmesine yönelik yapılacak analizler ve sunulacak çözüm öneri
2011 Mart ayından bu yana süregelen Suriye savaşının getirdiği göç Türkiye'nin son zamanlarda karşılaştığı en önemli sorunlardan bir tanesidir. Ortadoğu'dan, Afrika'dan ve Uzak Doğu Asya'dan zengin bölgelere göç etme talebi, dünya genelinde etkiler doğuran bir uluslararası ekonomi politik sorun olarak görülmektedir. Bu anlamda Üniversitemiz tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Uygulamalı Bilimler Kongresi'nde tema olarak "Göç, Yoksulluk ve İstihdam" konusu seçilmiştir. Bu kavramlar akademik dünya ve iş çev
Bu çalışma, 2020 yılının mayıs ayında Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyoloji Anabilim Dalı’nda tamamlanan Tarihsel Kopuş ve Süreklilik Bağlamında Türkiye’de Devlet ve Sivil Toplumun Uluslararası Öğrenci Politikası başlıklı doktora tezinin teori bölümünün gözden geçirilmiş halidir. Saha araştırmasının bu kitaba dahil edilmemesinin iki temel sebebi vardır. Bunlardan ilki, çalışmanın yaklaşık 400 sayfalık bir hacme sahip olmasıdır. Kitap formatına dönüştürüldüğünde sayfa sayısının daha da artacağı öngörüsünd
“Toplumsal Eylemin Yapısı toplumsal olayların bilimsel analizinde büyük bir devrim ortaya çıkaran ve birbiriyle çakışan bir teorik gelişme sürecini tahlil etmiştir. Bu çalışmada ele alınan üç büyük yazar (Pareto, Durkheim ve Weber) kesinlikle münferit olarak değil bu gelişmenin “sosyolojik” tarafına katkı veren teorisyenler olarak değerlendirilebilir ve geçen on yılın bakış açısı onların bu akım içerisindeki zirve noktalar olarak önemini azaltmaz. Esasen burada sadece üç zirve değil bütünüyle yüksek bir ala
Bilginin ve bilgiye ulaşma yollarının yeniden tanımlandığı günümüzün hakikat sonrası, post-endüstriyel dünyasında gerçekle yalanı ayırt etmek zaman zaman imkânsız hale geliyor, bu da kasıtlı olarak bilmemeyi seçen insanların sayısının gitgide artmasına neden oluyor. Filozof, sosyolog ve hukuk teorisyeni Renata Salecl Cehalet Tutkusu’nda, insanlık durumunun daima bir parçası olduğunu savunduğu “cehalet”i ve bağlantılı olarak “inkâr” kavramını masaya yatırıyor; hem travmatik bilgiye ulaşmaktan kaçınan insan d
Yanlış bilgilerin bir virüs gibi yayıldığı bu çağda, birçoğumuz farkında olmadan gerçeği bulandıranların etkisi altında kalıyoruz. Uluslararası Stratejik İlişkiler Enstitüsü’nün (IRIS) kurucusu, jeopolitik uzmanı Pascal Boniface, Dünyanın Durumu Üzerine 50 Yanlış Bilgi’de çağdaş dünyanın gerçeklerini eleştirel bir bakışla okura sunuyor. Küreselleşmeden terörizme, 11 Eylül’den Covid-19 krizine birçok konuda yanlış bilinenleri yapıbozuma uğratan Boniface, kamuoyunda tartışma yaratan güncel meseleleri ele alıy
Tükendi
Bu kitabın amacı iki yönlüdür. İlk olarak, kitap sosyal hizmet alanındaki öğrencilere ve eğitimcilere yöneliktir. Kitap sosyal hizmet disiplininden, sosyal bilimlerden, siyaset ve ahlak felsefesi alanlarından bilgi alan sosyal adalet hakkındaki tartışmaları başlatmak ve desteklemek için kaynak sağlar. İkinci olarak kitap, uygulayıcıların çalışmalarını destekleyecek ve sosyal hizmet içindeki farklı uygulama alanlarını dikkate almak için teorik kaynaklar sağlayacaktır. Bu bağlamda kitabın, sosyal hizmette sos
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’u fethinden sonra Avrupalı güçlerin Hindistan pazarlarına ulaşma arayışları bir yandan Amerika’nın keşfine yol açarken diğer yandan da zengin Afrika topraklarının da Avrupalı deniz güçleri tarafından işgal ve sömürülmesine yol açan yeni bir sürecin başlangıcını oluşturmuştur. Özellikle Avrupa’nın daha sonraları Merkantalizm olarak adlandırılan ekonomi politik yaklaşımları sonucu Afrika’nın birçok bölgesi dönemin askerî olarak güçlü Avrupalı ülkelerinin sömürgesi haline dön
Türkiye'de cezaevlerinin tarihi baskı ve zor kadar direnişlerin de tarihidir. 2000'de gerçekleşen 19 Aralık Katliamı ve Ölüm Orucu Direnişi bu iki dünyanın kıyasıya çarpıştığı, sonuçları ve etkileri bugüne dek uzanan belirleyici bir tarihsel kesit; Lale Çolak ise insanca bir yaşam için bedenini ölüm olasılığının üzerine kararlılıkla süren onlarca devrimciden biridir. Kavgasının şehri İstanbul sokaklarını zihinsel yolculuklarla tabana kuvvet adımlayan, çiçeklerin kokusunu, gökkuşağının tüm renklerini sansürl
Jacques Rancière, geçmişten bu yana çeşitli deneyimler ve karşılaşmalardan hareketle, arşivlerde saklı belgeler ve yeniden yorumlanmayı bekleyen kâh edebi kâh sinematografik anlatılar ışığında, ütopyanın temelindeki dürtüyü, karşı konulmaz arzuyu mercek altına alıyor: halka, halkın ülkesine doğru yolculuk. Burada halk sosyoekonomik bir kategori değil kesinlikle, otantik bir ütopya diyarında yaşayan muhayyel bir toplumsal gövde. Diyar ise gerçekte hiçbir yerde var olmayan bir uzak ada değil örneğin. Tam ters
Modern dönem inşasında, toplumsal ve bireysel manada insanı ve onun dış dünyayla ilişki biçimini inşa eden sosyal bilimler hakkında ne kadarının bilim, ne kadarının ideoloji olduğu kanısına varmak hiç de kolay değildir. Bugün kurulan dünyanın temelinde, ekonomiyi merkeze alan bir toplum modelinin inşa edilme amacının olduğu gözden kaçırıldığında bilim ve onun özelinde sosyal bilimin fonksiyonunu anlamak neredeyse imkânsız bir hale gelecektir. Bu açıdan bu çalışma, öncelikle bilim serüveninin, ardından da Av
Tükendi
Ülkemizin çağdaşlaşmasında çok önemli bir dönemeç olan köy enstitülerinin hayata geçiş sürecinde ilk kurulan iki enstitüden biri Çifteler Köy Enstitüsü’dür. Çifteler Köy Enstitüsü’nün kuruluşuna giden yol, İsmail Hakkı Tonguç’un “Bakanlığa ait Çifteler Harası’nın bulunduğu Mahmudiye’de bir eğitmen kursu açıyoruz” sözleriyle başlar. Bunu 1936 ve 1937’de Eskişehir’in Mahmudiye ve Hamidiye köylerinde açılan ilk eğitmen kursları ile ilk köy öğretmen okulunun hizmete girişi izler. Çalışmalardan olumlu sonuçlar a
Kimlik üzerine yürütülen tartışmaların geçmişi, hem kişisel hem de toplumsal kimlik bağlamında, Sokrates’in “Kendini Tanı” deyişine kadar götürülebilir. Kendini tanı deyişi, kendinin bil deyişini de kapsayacak biçimde tanımlayıcı ontolojik ve epistemolojik bir zemin inşa etme girişimi olarak görülebilir. Bu varsayımdan hareketle, kimlik temelli tanımlayıcı ontolojik ve epistemolojik zemin arayışını herhangi bir tekil insanın ya da grubun kendisini ayırt edici şekilde konumlandırabilmek amacıyla bir “fark” i
Tükendi
Şimdiye kadar durduğumuz tüm zeminler altımızdan kayıyor adeta. Ait olduğumuz tüm gruplar, bildiğimiz yollar ve alışkanlıklar... Dijital teknolojilerle beraber değişiyor, gelişiyor ve hızlanıyor. Zemin sabit dursa da bir zaman sonra biz bambaşka bir yere savruluyoruz. Ancak insan olarak, yaşadığımız hayat her ne kadar hızlı, değişken ve şaşırtıcı olsa da anlama merakımızdan vazgeçemeyiz. Bu çalışma, dijital teknolojilerin toplumsal ilişkiler ve yapılardaki zemin kaymalarını, ortaya çıkan yeni eşitsizlikleri
Tükendi
Bilen, bilim yapan insan giyotinle tehdit ediliyordu. İnsan zekâsı ''Tanrı'' tarafından ''bağışlanmış'' ve bu teklik bütün çokluğu yaratmıştı. İnsan bilgisini derinleştirdikçe, bilim de gelişiyordu. İnsan eliyle ve beyniyle madde ve bilinç üretiyor ve bu diyalektik bir ilişkidir. Bütün bu süreçler birbiri içine geçmiş birbirini tamamlayan bir yapısal döngü içinde birbirini bütünleyen süreçler olup; bu süreçler giderek fizyolojik, ekonomik, sosyal, siyasal ve psikolojik toplumsal süreçlere dönüşüyor. Doğa in
Tükendi
Modern kent, insan ile tabiat arasında çekilmiş bir engeldir; bu engel beton ve demirden inşa edilmiş. Tabiattan insanı koparan engel, aynı zamanda kozmolojik sırlardan, tabii güzelliklerden, manevî erdemlerden, kısaca hayatın kaynağı olan Allah’tan da radikal bir biçimde koparıp ayırmaktadır. Geleneksel şehirler, uyum ve barış halinde oldukları kozmolojik düzen ve tabiatın manevî hakikati gibi gerçekten zengin bir çeşitliliğe sahiptirler. Kent ise eritici bir kazan gibi her şeyi homojenleştiriyor, farklılı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1