Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 339 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Geleneksel dini otoriteyi yıpratan ve törpüleyen süreçlerden biri de modernitenin beraberinde getirdiği “rasyonelleşme” olgusudur. Modernleşmeye gönüllü bir şekilde katılan Alevi topluluklar, onun bagajında taşıdığı rasyonellik gözlüğünü de sorgusuz sualsiz takıp kabullenmişler ve bu gözlükle, şehirlerde yeniden baktıkları Aleviliği geleneksel yapısından farklı olarak görmüşlerdir. Rasyonalite gözlüğünün gösterdiği Alevilikte dedenin yeri ancak din adamlığı ve cem yönetme fonksiyonudur. Rasyonal
Tükendi
Etnik kökeni ne olursa olsun, İster Alevi Olsun, ister bir başka inanç ve düşünce sistemine bağlı bulunsun pek çok insan pek çok yazar ve araştırmacı Alevilik gerçeğini hep merak etmişler; bu nedenle de onunla ilgilenmek gereğini duymuşlardır. Bu kitabın çıkış noktası da yazarın Alevilik konusunda yıllarca karşı karşıya kaldığı soruları ve cevaplarını bir kitapta toplama düşüncesinden doğmuştur.
Tükendi
Bektaşilik yaygın, çok eskilere giden bir inanç kurumu olduğundan kısa bir açıklama ile anlaşılabilecek türden değildir. Kendi içinde derli toplu bir "bütün" olmasına karşılık ayrı ayrı kurumları, bölümleri vardır. Bektaşilik'in "gizli bir topluluk" olmadığının en açık kanıtı geniş bir halk katma yayılan şiiridir. Genellikle Ali insan, On İki İmam, yaşayış, sevgi, Tanrı, insanın yüceliği, mutluluk bg. konuları işleyen bu şiir yalnız Aleviler arasında değil, kimi sünnî kuruluşlarca da benimsenmiştir Bağımsız
Tükendi
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de insanların hayatlarında yaygın bir şekilde kullanım alanı bulan sembol ve motifler, Alevî-Bektaşî inançlarında önemli bir yer tutmaktadır. Bu sembollerin oluşması ve anlamlandırılmasında dinlerin çeşitli ölçülerde etkisi olmuştur. Özellikle İslam’ın yayılması ve Türklerin Anadolu’ya göçleriyle, Alevî-Bektaşîlerin kullandığı sembollerden bazıları, onların geçmiş inançlarının izlerini taşırken, bazıları ise Hıristiyanlık, Budizm ve Zerdüştlük gibi dinlerden izler taşımaktadır
Tükendi
Alevî-Bektâşî Türkmenler, asırlarca bu topraklarda adem-i merkeziyetçi bir sosyal örgütlenme modeli içerisinde yaşamışlardır. Türkmen aşiretlerinin isimlerini taşıyan bu köylerin bir kısmı zamanla göç etmek zorunda kalmıştır. Buna rağmen birçok köyde hala Kızılbaş Türkmen Alevîleri yaşamaya devam etmektedir. Araştırma alanımızda yaşayan köylerin bir kısmı Erdebil Sufiyan Süreği Talibi Kızılbaş Türkmenlerden oluşmaktadır. Tokat yöresinde; Türkiye’nin farklı illerinde talip köyleri bulunan çok sayıda Bektaşi
Gerçeğin, anlamaktan çok hissedilebileceğine inanan Gazzâli şöyle diyordu: “Bir durumu veya insanı sadece Allah değiştirebilir. Bize düşen, bunun önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Allah’a ulaşan yolun üzerindeki manileri gidermek… İşte ilmin işlevi buydu, bu olmalıydı. Faydasız ilimden Allah’a sığınmayı öğrenmiştim. Allah’tan önce nefsimin ıslahını diledim. Diledim ki, başkalarına da yararım olabilsin.” *** Sadık Yalsızuçanlar’ın birbirinden kıymetli öyküleri, “İrfan Pınarından Öyküler” çatısı altınd
Hamt Allah'a ki övenler O’nu layıkıyla övemezler; nimetlerini sayıp dökenler, onları söyleyip bitiremezler; çalışıp çabalayanlar hakkını eda edemezler. Öyle bir mabuttur ki derin düşünceler O’nu idrak edemez, akıl fikir denizine dalanlar zatının künhüne eremez. Bir sınır yoktur ki sıfatını sınırlayabilsin, bir vasıf yaratılmamıştır ki zatına layık bulunsun. Yoktur O’na sayılı bir an. Yoktur O’nun için ertelenmiş bir zaman, yaratılanları kudretiyle O yaratmıştır, yelleri rahmetiyle O estirmiştir, yarattığı y
Tükendi
Aleviliğin 1990'larda bir kimlik siyaseti biçiminde örgütlenmesi siyasetin kültürel dönüşümünün doğrudan bir sonucu olsa bile, Alevi hareketinin seyri, onun yürüttüğü mücadeleyi klasik bir kimlik siyasetinden farklı kılmaktadır. Alevi hareketi, Müslümanların İslâmî değerler üzenine bina edilen bir kamusal alanda kendi dinlerini yaşamasını savunan siyasal İslâm'dan veya anadilde eğitim ve özyönetim gibi kavramlar etrafında Kürtlerin Kürt kimliklerini özgürce yaşayabileceği bir sosyo-politik düzlemi hedefleye
Tükendi
Yaradan’ın ‘Dön’ (İrciî) emriyle bir gün Ruhum vuslata erip Allah’a kavuşunca, Bedenim de toprak olunca, Canlı cansız bütün zerrelerimle, sonsuzluğa kadar Yine de Hz. Muhammed’in Ayağının tozu kalacağım ben! Celâleddin Bâkır Çelebi Babam Celâleddin Bâkır Çelebi ömrünü soyuna, milletine, dinine hizmetle geçirmiştir. Bir başka deyişle; Mevlevî, Türk ve Müslüman olmayı Allah’ın kendisine verdiği paha biçilemez bir hediye saymış ve bu hediyeyi dil, din, ırk gözetmeksizin herkesle paylaşmaya çalışmıştır
Tükendi
Alevilik-Bektaşilik felsefesinde materyalist yan (maddeci yan, maddeci düşünce temeli) inancın tuğlalarıyla örülüdür, deyim yerindeyse nicel boğuntudadır; eğer sürekli inanç yanı vurgulanıp pekiştirilirse, her şey inancın (idealist yan) denetiminde ele alınırsa, düşünce atılım yapamaz, bu kültür insanı aydınlığa çıkarmaz, körlenir; giderek "kahrolsun büyük din", "yaşasın küçük din" anlayışını öne çıkarır. Bu durum egemen güçlerin işine gelir; 700 yıldır yaptığı gibi Alevi-Bektaşileri dinsiz olmamalarına kar
Tükendi
Her kitap özeldir. Her kitap bilgi gerektirir ve yazarının donanımlarını gösterir. Bu eserde dededen başlamak kaydı ile tüm personel tanıtılmış, Her personel adına zikredilen dualar çok açık ve net olarak ortaya konulmuştur. Ancak en önemli veri; “Alevilerin neden namaz kılmadıkları” O zaman Alevilerde namaz anlayışını merak edenlere de bu kitap cevap vermektedir. Ayrıca Hz. Muhammed’in yazdıramadığı vasiyeti konusunda da gerekli açıklamayı bu kitapta göreceksiniz. İslamiyet’le ilgili yanlışların ortadan ka
Tükendi
"Horasan erenleri"nden olan Hacı Bektâş Velî XIII. yüzyılda Cengiz istilâsı sebebiyle Anadolu'ya doğru başlayan derviş göçleri sırasında Haydarî dervişlerinden biri olarak Anadolu'ya gelir. Sulucakarahöyük'te bir Türkmen şeyhi olarak bir yandan kendi cemaati içinde mürşidlik görevini sürdürürken bir yandan da bugünkü Ürgüp yöresindeki Hıristiyanlarla sıkı ilişkiler geliştirip onların ihtidâsına zemin hazırlar; ayrıca şamanist Moğolların Müslümanlığı kabul etmeleri için yoğun faaliyet gösterir. Öğretileri XI
Bizleri ve bütün evreni yaratan Yüce Rabb’ imiz Kuran-ı Kerim’de: ‘And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Allah’ın Rasulu En Güzel Örnektir.’ diyerek bizlere örnek almamız gereken kişiyi söylemiştir. Efendimiz, Canımız, Sevgili Peygamberimiz’in hayatı, ahlakı, yaşadığı olaylar bizler için her zaman örnek olmalıdır. Rehberim Peygamberim, Etkinliklerle Peygamberimi öğreniyorum ve Dönem haritası hediyesiyle Setimizin Efendimizi tanımamıza katkı sa
Alevîlik; bir din, mezhep veya tarîkat ve hatta bir cemaat adı değildir. İslâmî bir düşünce, felsefe, hayat ve düşünce tarzı veya İslâmî kültür, İslâm’ın farklı bir yorumu olarak ele anılabilir.Alevîlik, İslâm’ın farklı bir yorumu olmakla birlikte, Alevîlik anlayışının da çok farklı yorumları vardır. Bu sebeple Alevîlik konusu, incelenmesi zor, zor olduğu kadar da tehlikeli bir konudur. Ne var ki; yanılgıları ve yanlış değerlendirmeleri, ayrılıkları ve sürtüşmeleri önlemek için, birleştirici - bütünlükçü bi
Tükendi
Günümüz Türkiye’sinde Alevilik âdeta “dinsizlik” olarak yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Özellikle okumayan, Araştırmayan, İncelemeyenler kulaktan dolma sözlerle bu kanıya varmaktadırlar. İnsanın kendini yenilemesi en zor işlerdendir. Bu nedenle eğitime dayalı Alevilik görüşü ile ısmarlama bilgilere dayananın birbirinden çok farklı olduğu bu kitapta görülecektir. Hz. Peygamber ve ailesinin etrafını parçalamak maksadıyla planlanan din anlayışı âdeta Aleviliğe mal edilmektedir. Önemli olan ibadet etmekse, ist
Tükendi
Savaş; San’a’da Bağdat’ta Şam’da Halep’te binlerce yılın birikimi olan şehirleri, oralarda kurulmuş olan medeniyetlerin şaheserlerini, nesillerden nesillere aktarılan insani birikimini yıkıp yok ederken, topluca bir ülke halkını imha edip milyonların içerisinden kâh gruplar bazında kâh bireyler açısından âbide şahsiyetler, korkusuz kahramanlar çıkaran ilginç bir paradoksun hikayesidir. Hayat; her türden inanca, fikre aidiyet kavgasına, yaşamın tüm karmaşasına, keşmekeşine, çilesine rağmen doyasıya yaşamaya,
Bektâşî babası, Celvetî ve Sâdî şeyhi Yusuf Fâhir Baba, Üsküdar'ın son nâzenînlerinden olup, kûşe-i harâbâtta karar kılmış melâmet meşrep bir zâttır. Gelin Ey Nâzenîn Canlar adı ile neşredilen dîvânında, Ehlibeyt meveddetini ve vahdet-i vücûdun nâzik noktalarını büyük bir aşk, irfan, dirâyet ve coşkunluk ile terennüm etmektedir. Muhteşem bir geleneği ve zevki şahsında cem eden Fâhir Baba, dîvânını kendisine âyine etmiş gibidir. Bu âyineye bakan, gâh ağlayacak gâh gülecek, gâh celâllenecek gâh ferah edecek
"Hacı Bektaş, XIII. yüzyıl Anadolu insanının manevi bütünlüğünü ve gönül birliğini oluşturan Ahi Evren, Yunus Emre gibi gönül insanlarının en önde gelenidir. Bu gönül insanı kendisine hoş gelmese de tüm insanlara gönül hoşluğu ile bakabilen, onların gönüllerini kazanmak için gayret eden ve bu çabasını herkese telkin eden dolayısıyla hayatını bu yola adamış bir gönül adamıdır. Hacı Bektaş, halk arasında farklı inançta olanları birbirleriyle kavga ettiren değil, onların yaşayışları, fikirleri ne olursa olsun,
Tükendi
O tarihe kadar CHP’nin elinde bulunan Sivas belediye başkanlığı, 1984’te Anavatan Partisi’ne geçti ve Bekir Timurboğa belediye başkanı seçildi. Timurboğa’nın partilileriyle birlikte topluca namaz kılıp tekbir eşliğinde belediyeye girmesi, başkanlık masasının zemzem suyuyla yıkanarak “küfür izleri”nden arındırılması şehirdeki siyasal ve toplumsal değişimin habercisiydi.Sivas’ı nasıl bilirsiniz? Türk-İslam ülküsüne sadık biriyseniz bu soruya “Söğüt” dersiniz, solcuysanız yumruğunuzu masaya vurup Celali yurdu
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 339 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1