Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Hikâye anlatma sanatı, son yıllarda giderek yaygınlaşıyor ve daha çok kişi tarafından sevilip benimseniyor. Artık çocuklar kadar yetişkinler de bu söz zanaatının çekimine kapılıyor ve hikâyelerin dünyasında vakit geçirmek istiyorlar. Sadece aile arasında ya da arkadaş çevresinde değil, profesyonel alanda da hikâye anlatıcılığından geniş ölçüde yararlanılıyor. Okulda dersi eğlenceli hale getirmek isteyen öğretmenler, iş arkadaşlarını ya da çalışanlarını etkilemek isteyen yöneticiler, dan
Tükendi
Mimari, yazı, süsleme sanatları ve musiki gibi göze ve kulağa hitap eden sanatlarda kendine has bir çizgisi ve ihtişamı bulunan Osmanlı´nın, kültür değişimleri sebebiyle günümüz insanınca yeteri kadar tanınmayan, belki de bütün bu sanat dallarından daha parlak bir edebiyatı ve şiiri vardı. Osmanlı şiiri, tarihe mal olan bu insanların duygu ve düşünceleri, gündelik hayatları, yaşam felsefeleri, inanç ve gelenekleri gibi neredeyse bütün özelliklerini belki hiçbir belge ve görsel malzemenin başaramayacağı bir
İyi bir roman yazmak için öncelikle neye ihtiyacınız var? Parlak bir fikre mi? İyi bir atmosfere mi? Güçlü mekân tasvirlerine mi? Sağlam bir olay örgüsüne mi? Hepsini başardınız ama hâlâ içinize sinmiyor mu? Karakterlerinizi tekrar gözden geçirmeye ne dersiniz? Size bu yolda da destek olmak için hep kitap’ın yazmayı ve okumayı hayatının merkezine yerleştirenlere yol arkadaşlığı yapmayı hedefleyen “Atölye” kitaplarına yepyeni bir dizi ekleniyor: Karakter Yaratma Rehberi. Okurun seveceği, ilginç karakterler
Dört Dörtlük Bir Roman Nasıl Yazılır? yazar adaylarının karmaşık yolculuklarında tam da ihtiyaç duyacakları bir kılavuz. Üstelik bunu lafı eveleyip gevelemeden, kendine ve okuruna dürüst kalmayı başararak yapıyor Frey. Yaratıcı yazımın temel meselelerinden karakter, çatışma, bakış açısı, kurgu, önerme gibi konulara ilişkin oldukça duru değerlendirmeler yaparak hikâye anlatımının kasvetli bir labirent sanılan yollarında acı söylemekte tereddüt etmeyen, ancak günün sonunda iyi ki yanımda diyebileceğiniz bir d
“Göklerde dolaşan şeyle bir damla suda olup biten her şey aynı kanunlara boyun eğer.” Bu nedenledir ki yazarımız termitler ve arılardan sonra karıncalarla ilgili de detaylı bir kitap kaleme almış. Maurice Maeterlinck diyor ki: “Karınca konusunda bu topraklar üzerinde herhangi diğer konularda olduğu gibi, her şeyi bildiğimizi sanarak aslında hiçbir şey bilmiyoruz ve öğrendiğimiz az bir şey bize öğrenilecek tüm şeyleri gösteriyor.”
Tükendi
Beş ciltlik "Türk Edebiyatı" tarihi, Ahmet Kabaklı'yı Türk edebiyatı araştırmalarının baş köşelerinden birine oturtmaya kâfidir. Bütün devirleri, meseleleri, şahsiyetleri ve eserleriyle başlangıcından günümüze kadar Türk edebiyatı tarihini bir bütün olarak yazmak, Ahmet Hâşim'in dediği gibi "Üniversitenin cübbe ve takke giydirmediği" iki büyük Türk edebiyatı hocasına nasip oldu: Nihad Sâmi Banarlı ve Ahmet Kabaklı... Prof. Dr. Birol Emil
Beş ciltlik "Türk Edebiyatı" tarihi, Ahmet Kabaklı'yı Türk edebiyatı araştırmalarının baş köşelerinden birine oturtmaya kâfidir. Bütün devirleri, meseleleri, şahsiyetleri ve eserleriyle başlangıcından günümüze kadar Türk edebiyatı tarihini bir bütün olarak yazmak, Ahmet Hâşim'in dediği gibi "Üniversitenin cübbe ve takke giydirmediği" iki büyük Türk edebiyatı hocasına nasip oldu: Nihad Sâmi Banarlı ve Ahmet Kabaklı... Prof. Dr. Birol Emil
Tükendi
Beş ciltlik "Türk Edebiyatı" tarihi, Ahmet Kabaklı'yı Türk edebiyatı araştırmalarının baş köşelerinden birine oturtmaya kâfidir. Bütün devirleri, meseleleri, şahsiyetleri ve eserleriyle başlangıcından günümüze kadar Türk edebiyatı tarihini bir bütün olarak yazmak, Ahmet Hâşim'in dediği gibi "Üniversitenin cübbe ve takke giydirmediği" iki büyük Türk edebiyatı hocasına nasip oldu: Nihad Sâmi Banarlı ve Ahmet Kabaklı... Prof. Dr. Birol Emil
Tükendi
Beş ciltlik "Türk Edebiyatı" tarihi, Ahmet Kabaklı'yı Türk edebiyatı araştırmalarının baş köşelerinden birine oturtmaya kâfidir. Bütün devirleri, meseleleri, şahsiyetleri ve eserleriyle başlangıcından günümüze kadar Türk edebiyatı tarihini bir bütün olarak yazmak, Ahmet Hâşim'in dediği gibi "Üniversitenin cübbe ve takke giydirmediği" iki büyük Türk edebiyatı hocasına nasip oldu: Nihad Sâmi Banarlı ve Ahmet Kabaklı... Prof. Dr. Birol Emil
Tükendi
Beş ciltlik "Türk Edebiyatı" tarihi, Ahmet Kabaklı'yı Türk edebiyatı araştırmalarının baş köşelerinden birine oturtmaya kâfidir. Bütün devirleri, meseleleri, şahsiyetleri ve eserleriyle başlangıcından günümüze kadar Türk edebiyatı tarihini bir bütün olarak yazmak, Ahmet Hâşim'in dediği gibi "Üniversitenin cübbe ve takke giydirmediği" iki büyük Türk edebiyatı hocasına nasip oldu: Nihad Sâmi Banarlı ve Ahmet Kabaklı... Prof. Dr. Birol Emil
Tükendi
Gökhan Tunç bu kitapta, etkilerini büyük ölçüde gizemlerinden alan iki sözcüğü, şiir ve belleği, modern Türk şairlerinin bellek tasavvurları merkezinde bir araya getiriyor. Çalışmanın temel sorusu şu: Felsefede, bilimde, sinemada, sürekli değişen ve gittikçe dijitalleşen bir bellek algısı varken modern Türk şairleri belleği ne olarak alımlarlar? Burada bellek ve şiir kavramlarına eşlik eden üçüncü unsur olarak metafor sözcüğü devreye girer. Metaforların edebî bir süs olmanın ötesinde metaforu kullananların
Mihail Bakhtin 1920´lerde başlayıp 1975´teki ölümüne dek Sovyetler Birliği´nde sürdürdüğü çalışmalarla Avrupa ve ABD´nin 1980 sonrası entelektüel ortamına damgasını vurmuş bir insan bilimleri ve dil felsefecisi, kültür ve edebiyat kuramcısıdır. Bu konudaki tartışmalara 60´larda egemen olan yapısalcı ve 70´lerde yaygınlık kazanan yapısalcılık sonrası yaklaşımların sınırlarını belirlenip aşılması yolundaki çabaların en güçlü, eb verimli esin kaynağı olmuştur. Bakhtin´in kuramı, yapısalcılık sonrası dönemde ha
Yazılı kaynakları sağlam ve iyi bir temele oturmuş bir ulusun hafızası da sağlam olur. Bu bakış açısıyla bakıldığında Alman dili ve kültürü de, Alman edebiyatı da çok köklü bir tarihi geçmişe sahiptir. Tarihi seyri içerisinde Alman edebiyatını, edebiyat meraklılarına, o alanda çalışan Germanistlere, filologlara, filolojiyi kendine meslek edinmiş genç/ yaşlı okuyuculara/ öğrencilere taşımak ve onlara yardımcı olmak amacıyla bu metin türkçeleştirilmiştir.
Tükendi
Süleyman Nazif (1869-1927), Osmanlı Devleti'nin dağılma süreci ile modern Türkiye'nin doğuş ve kimlik arama sancılarının en şiddetli safhalarına tekabül eden bir devirde yaşamıştır. Bu dönem, hem tarihimiz hem de edebiyatımız açısından "kritik" bir süreçtir. Süleyman Nazif, yıkılışlar ve yapılışlarla dolu bu devri idrak etmiş ve gelişen hadiselere yalnız kalbiyle, kalemiyle değil gerektiğinde fiilen de iştirak etmiştir. Ayrıca şair, bürokrat, Jöntürk, gazeteci, vali, hatip, muharrir, siyasî sürgün, cemiye
Tükendi
Kitap 13 başlıktan ibaret olup genel olarak Osmanlı'nın hukuk mekanizmasını, eski devir insanının hayatı, merakı ve sultanların hayatına dair bilgileri içermektedir. Osmanlı'nın cinsel hayatına dair bahislere de rastlayacağınız kitapta Osmanlı insanının sorunlar karşısında başvurduğu metotlar da incelenmiştir.
Tükendi
Bu kitapta, dilimizi en iyi kullanan yazarların örnek metinleri tahlil ediliyor. Yazarın edebiyat, sanat ve dil gücünü bütünüyle yansıttığı bu eserde, Yunus Emre’den Ziya Gökalp’e, Ahmet Râsim’den Mehmet Âkif’e, Tevfik Fikret’ten Peyami Safa ve Sâmiha Ayverdi’ye uzanan seçkin kalemlerin yazdıklarının incelik ve güzellikleri farklı bir bakış açısıyla anlatılıyor.
Tükendi
Buluş yapmak söz konusu olduğunda, eline kalem almamış herhangi biri bile Leonardo da Vinci ya da Albert Einstein ile aynı noktadadır! Herkes mucit olabilir, herkes buluş yapabilir. Önemli olan, bu buluşların nasıl yazılı hâle getirileceğini öğrenmektir. Siz de fikirlerinizi hayata geçirip bir mucit olabilir, buluşlarınızın patentini alabilirsiniz. Elinizdeki kitap, buluş ve patent başvurusu alanında dünya sıralamasının alt sıralarında bulunan insanımızı cesaretlendirmeyi, buluşlarıyla ülkesine katkı yapa
"Hiçbir kitapta" diyor Atalay Girgin, "gerçek yoktur. Bu önermeye, dinlerin kutsal sayılan metinleri de dahildir. Neden?" Ve devam ediyor: O halde edebiyatta anlatılan nedir? Edebiyatın neliği nedir? Edebiyatta felsefi olan nerede başlar nerede biter? Felsefi roman nedir? Keza eleştiri nedir? Hiçbir kitapta gerçek yoksa bu durumda "Edebiyat nedir ki...?" İşte kitaba adını veren bu soru, edebiyatta felsefeden sanatta nesneleştirme sorununa dek düşünmenin, sormanın, sorgulamanın, dahası okura da kendi yanı
Tükendi
Edebî eserlerin anlattığı hikâyelerden yola çıkarak, kendi hikâyesinin eksik parçalarını tamamlamaya çalışan okur için, şehir ve edebiyat arasındaki ilişki, karşılıklı olarak birbirini sağaltan bir etkiye sahiptir. Edebiyatın aynasından yansıyan toplumsal problemler, meselenin kurmaca bir zeminde enine boyuna gözlemlenmesi ve tartışılmasına imkân tanır. Edebiyatın sosyal ve politik meselelerle yakın temas halinde olduğu Türk edebiyatında, bu imkânın sağlıklı bir şehir fikrinin inşâsında kullanılması mümkünd
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1