Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 106 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu roman, Ömer Seyfettin’in kısa ömrünün uzun hikâyesidir. Onun hikâyesi bir mart sabahı Gönen’de başladı. Haydarpaşa Hastanesi’nin deniz gören küçük ve soğuk odasında ömrünü tamamlandığında, yine bir mart sabahıydı. Otuz altı yıllık bu hikâye; büyük savaşlar, esaret, acılar, geçim sıkıntıları ve yalnızlıklarla doluydu. O, koskoca bir imparatorluğun çöküşünün, genç cumhuriyetin doğuşunun tanığıydı. Etrafında olup bitenlere duyarlı bir aydın ve büyük eserini arayan sanatçıydı. Türklük ülküsüyle yoğrulmuş bir
“O’yu (Hakkari’de Bir Mevsim) sadece gerçekçi bir roman olarak saymak yetmez, gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir öyküdür bu. Ferit Edgü’nün gerçek bir yaşamı, bir roman yaşamına çevirmesindeki beceriye hayran oldum. Çünkü “O” gözlem gücünü, anlatı ustalığından alıyor” - Melih Cevdet Anday
Franz Kafka, gerçeklikleri sahteliklerin altına gizleyen zihinlerin yansımasıdır. Kopuş, vazgeçiş, aykırılık sembolü ve kendinde saklanan bir adamdı.Korkutucu, anlaşılması zor ve sıra dışı olması hatta tahmin edilemez tanımı onu daha iyi anlatan kelimeler. Franz ile ortaklığımız; babasızlık, sevgisizlik, aşksızlık ve anlaşılamamak malzemeleriyle inşa edilmiş yalnızlık sarayı sakinleri olmamızla başladı.Birbirimiz için uçurumdan düşmek üzere olan insana uzanan el olduk. Gücümüz yettikçe birbirimize tutunduk.
Friedrich Wilhelm Nietzsche, felsefeye ilgisi olan ya da olmayan herkesin, adını ezbere bildiği nadir filozoflardan biridir. Fakat kişisel hayatını ve fikirlerini büyük oranda etkileyen yakın çevresiyle ilişkileri ve bugün hâlâ okuyup tartıştığımız eserlerinin yazılma süreçleri hakkında çok az şey biliyoruz. Edward J. O’Brien, bu biyografik romanında, böylesine önemli bir filozofun öğretilerinin ve fikirlerinin kaynağını; karakterini etkileyen, yaşamını yönlendiren kritik olayları ve yakınında bulunan kişil
Tükendi
Küresel markaların reklam yüzüydü. Hollywood yıldızlarıyla takılıyordu. Yakuzaların kara listesindeydi. Cami cemaati ona 'Muhammed Ali' diyordu. Prensin teklifini reddetti. Koruması dünya şampiyonuydu. Krala secde etmedi. Kaplan saldırısından kurtardığı kadınla evlendi. Danimarka'da mimar olarak iş bulamayınca... Taksi şoförlüğü ve bulaşıkçılık yaptı. 2 yıl psikiyatrik tedavi gördü. 130 kilo olmuştu. Ve şimdi geri döndü! 2002'de Kıvanç Tatlıtuğ'un kazandığı modellik yarışmasında dereceye girem
Çocukken deniz kenarında karatahta yerine kumu kullanarak aldığı dersler, Akdeniz'de yaptığı yolculuklar, Yakındoğu’nun kadim medeniyetleriyle tanışma, Tales gibi bilginlerle kurulan dostluklar, Polykrates ile anlaşmazlıklar... Ve tabii ki büyük fikirleri... Batı’da “filozof” kabul edilen ilk kişi Pisagor olmuştu ve matematiği “bilimin kraliçesi” mertebesine ulaştıran öncüler arasında yer alıyordu. Hakkında akıl sır ermez hikâyeler dolaşıyordu. Hem sevildi hem de nefret edildi, bir yandan takdir diğer yanda
“İşte bu kitap, oğluma yazdığım mektubumdur, yüreği daima vatan sevgisiyle dolu iki arkadaşın hayallerini gerçekleştirme hikâyesidir.” Edebiyatımızın güçlü kalemi Zülfü Livaneli, Cumhuriyet’in kurucusu ve yirminci yüzyılın büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatıyor. Tanışma hikâyelerinden Cumhuriyet’in kuruluşuna giden zaman içinde tüm yaşananlara eşlik eden bir dostluk; bir hayali gerçek kılan iki yürekli insan: Salih Bozok ve Mustafa Kemal Atatürk. Arkadaşıma Veda, can dostu, silah arkadaşı, sadık yav
Müzik tarihinin en etkili ve üretken bestekârlarından Wolfgang Amadeus Mozart’ın müzik yaşamı çok erken yaşlarda başlar. Henüz küçük bir çocukken saraylarda imparator ve imparatoriçelere piyano çalar, dinleyen herkesi kendine hayran bırakır. Ne yazık ki bu küçük dâhinin müzikal geleceği, beklendiği kadar parlak olmayacaktır. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde kendine ve müziğine yuva bulmaya çalışacak, daima zorluklarla karşılaşacak, güvendiği insanlar tarafından aldatılacak, emeğinin karşılığını alamayacak ama
Tükendi
Yayınlandığı günden bu yana 50 dile çevrilip milyonlarca okura ulaşan, adına kitap kulüpleri kurulup her mevsim yeniden okunan modern klasik ilk kez Türkçede. Deniz kıyısında kısa bir inziva, tüm dinginliğiyle bir iç yolculuk… Kıyıya vuran deniz kabuklarından aldığı ilhamla, kadının gündelik yaşantısı ve bu yaşantının toplum elinde nasıl şekillendiğine dair derin düşüncelere çekilen Lindbergh, dalgalarına kapıldığımız hayatın her evresine yeni bir bakış açısı sunuyor. Bununla kalmayıp, ilişkilerin ve
“Bu sayfalarda Leonardo’nun kendi yazılarından ilham aldım ve gerçek insanları, gerçek fikirleri ve gerçek olayları yansıtması için tarihe bir ayna tuttum. Bu aynanın yüzeyindeki yansımada ışıldayan kişi yazılarından, resimlerinden ve eskizlerinden tanıdığımız gerçek Leonardo’dur.” Leonardo da Vinci, sınırsız hayal gücü, parlak zekası ve olağanüstü yeteneğiyle dünya tarihinin en büyük sanatçılarından ve dâhilerinden, aynı zamanda en sıra dışı figürlerinden biridir. Muhteşem Ressam, bu büyük ismin hayatını t
Tükendi
Bu, Jim Carrey’le ilk tanışmanız olacak… Kendisinin çok başarılı ve sevilen bir oyuncu olduğu, Hollywood’un parlak ışıklarından ziyadesiyle faydalandığı doğru. Ama belki de geçmişe sünger çekmenin zamanı gelmiştir artık. Hatta biraz şişmanlamasının da zamanı gelmiş olabilir, ne de olsa tüm o diyetlerden bıkmış durumda. Akla hayale sığmayacak yöntemlerle içindeki sıkıntı bulutundan kurtulmayı denese de bir türlü başaramaz. Ünlü bir aktör ve dinozor kafatası koleksiyoncusu olan dostu Nicolas Cage’in ö
Tükendi
"İstiyorum ki herkes; doğruluğun, iyiliğin, kardeşliğin, barışın efendisi olsun." Müslüm Gürses Urfa'nın Fıstıközü köyünde başlayan yolculuk ve hiç kesintiye uğramayan hayaller, Müslüm Akbaş'ı önce Müslüm Gürses yapar sonra da alıp İstanbul'a götürür. Orhan Gencebay, plakçı bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Müslüm Gürses'in plağını dinler ve pek beğenir. Türkülerle, deyişlerle çıkar yola Müslüm Gürses ama şimdi zaman arabesk zamanıdır. Artık o kapkara yoksulluk bitmiştir. Yirmili yaşlarında kırkında
Öteki olmanın, ayrıksı durmanın, çaresizliğin ve tutunamayanların, "bebeği ağlayanların ve acılara tutunanların" kanayan yaralarını anlattı. Kadınların, işçilerin, öğrencilerin, çocukların, mahpus damlarında ve dışarıda esaret altında olanların, sevgiyi emek bilenlerin ve bilcümle mağdurların şarkısı, düşsüz bırakılanların düşüydü o. Herkesin sustuğu bir zamanda, "Başkaldırıyorum!" diyebilendi o. O, ne kayıp çocuklarını arayan Cumartesi Anneleri'ni yalnız bıraktı ne de İslamcı öğrencilerin başörtüsü
Tükendi
"Başka bir yol var mı? Başka bir düşünce, başka bir hissiyat, başka bir felsefe var mı dünyayı bir bahçe haline getirebilecek? İnsanoğlunun insanca yaşamasını, köleliğin kalkmasını, ırkçılığın kalmamasını öven bir yol var mı? Bir hayal dünyasında yaşıyorum belki ama ona inanıyorum. Bir gün gerçekleşecek..." "Edremit Ortaokulundayım... On beş yaşındayım... Yıl 1951 Kapatılmış olan Halkevi Kütüphanesi babamın emrinde. Bütün klasikler orada. Tolstoy, Dostoyevski, Zoşçenko okuyorum ki, nasıl okuyorum! Fu
Çukurova’nın verimli topraklarından çıkıp, memleketinin doğasını, kokusunu; kartalını, ölmez otunu; emekçi insanını ve o insanların zulme karşı verdiği mücadelenin haklı onurunu tüm dünyaya destansı bir dille anlatan bir “edebiyat mucizesi!” Türk Edebiyatı’nın güçlü kalemi Zülfü Livaneli, gelmiş geçmiş en büyük ustasını, kırk dört yıllık dostunu, yoldaşını; “Yaşar Abi”sini anlatıyor. Yaşar Kemal kendi edebiyat kuramını ilmek ilmek oluşturup doğduğu kentten başladığı yazın hayatında dünya insanına ulaş
Hayat ve Hüzünde yazdıklarım, babamın da var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleridir; özelimde ve ülkemde 1941 'den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, beni çok etkileyen, çok üzen, çok sevindiren, bende iz bırakan, belleğimde hep kalan anılarımı aldım. 1983'ten sonraki yıllarımın serüveni belki bir başka kitaba konu olur ama bu kitaplar, 1983 yılına kadar, Edip Cansever'e rahmetle selam olsun, "Ben Ayşe Kulin Nasılım?"'a yanıtımdır. Veda ve Umut't
Ahmed Güner Sayar, Mehmed Âkif Ersoy hakkında birbirinin tekrarı olan ve kendi tabiriyle "sağlıklı bir adese ile tahlil yapılmadığı için mevcut bilgi birikimine katkıları pek görülmeyen" çok sayıda yayın arasında özgün telifin parıltısı ve Âkif'in düşünce iklimini anlamaya dönük bir muzdaribin içine dert olan meseleleri kavramak üzere titizleneceği duyarlılıkların sarkacında kaleme alınmış bu çalışmasıyla mühim ve eski bir davaya hizmet ediyor: Türk münevverinin sorunlarından biri, belki de en çetini olan v
Osmanlı´nın gözdesi Bosna bir imza ile elden çıkarken,Kulin ailesi Bosna´dan İstanbul´a göç ediyor, çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat sürgüne gidiyordu.Sabahat ile Aram´ın aşkı ise tehcir olaylarının acısına yenik düşmeyecekti.Yeni bir cumhuriyet, yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir suydu Sitare, Muhittin ve herkes için...Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor. Umut "Hayat Akan Bir Sudur"´da Kulin, Veda ile başladığı Osmanlı ailelerinin yaşamına, bu
"Baba, Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de tereddüde düşmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun ölü
Tükendi
Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden Ayşe Kulin, ilklerin yazarı olmayı sürdürüyor. Daha önce yüzbinlerce satılan Veda ve Umut adlı kitaplarının devamı niteliğindeki iki kitabı birden Everest Yayınları tarafından yayımlanan Ayşe Kulin, yeni yıla damgasını vuruyor. Veda ve Umutu severek okuyanlar için şimdi Hayat ve Hüzün günleri başlıyor. Hayat ve Hüzün Ayşe Kulinin kaleminden bu kez kendi hayatına bir yolculuk
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 106 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1