İnsanı insan yapan deriden ambalajı değil, onun iman etmesi, sorumluluk duygusunu harekete geçirerek aklını doğru yönde çalıştırması, hayatına anlam kazandırmasıdır. Cansızlar, hayvanlar ve bitkiler irade ve akıl sahibi olmadıkları için sorumluluk duygusu taşımazlar. Onlar yaratılış gayelerinin dışında hareket de edemezler. Ama insan böyle değildir. Akıl ve irade taşıdığı için sorumludur ve hayatının bir gayesi vardır, o da Yalnızca Allahı razı etmek çabası, yani Allaha ibadet insan yalnızca Allaha karşı so

İnsanı insan yapan deriden ambalajı değil, onun iman etmesi, sorumluluk duygusunu harekete geçirerek aklını doğru yönde çalıştırması, hayatına anlam kazandırmasıdır. Cansızlar, hayvanlar ve bitkiler irade ve akıl sahibi olmadıkları için sorumluluk duygusu taşımazlar. Onlar yaratılış gayelerinin dışında hareket de edemezler. Ama insan böyle değildir. Akıl ve irade taşıdığı için sorumludur ve hayatının bir gayesi vardır, o da Yalnızca Allahı razı etmek çabası, yani Allaha ibadet insan yalnızca Allaha karşı so

Müslümanlar için Kur'an-ı Kerim'den sonra ikinci öncelikli kaynak olan Resulullahın (a.s) sözlerinden derlediğimiz ve şerh ettiğimiz altmış civarında hadis-i şerif üç bölümde gruplandı. Tasnif olan bu hadis-i şerifleri ezberleyip, şerhlerini dikkatlice okumak ve okuduğunu anlayarak yaşamak bu kitabı eline alanın amacı olmalıdır. Seçilen bu hadisler günümüz bakış açısı çerçevesinde yorumlanıp değerlendirilmiştir. Her biri Müslümanlar için oldukça önemli mesaj ve ışıklar ihtiva eden bu hadislerin okuyucunun

İslam akidesinin temel taşları olan kavramlar tam anlaşılma¬dan, saf ve katışıksız akideye ulaşmak mümkün olmaz. İnsanın, kâinatın ve içinde bulunan her şeyin doğru olarak izahı, mana ve anlamlarının yerli yerine oturtulması, ancak sahih İslam anlayışıyla müm¬kün olacaktır. Yüce Allah'ın in¬sanlığa gönderdiği hak din, bütün sahihliğiyle anlaşılmayınca, hayat yozlaşacak, hak ayakta tutulamayacak ve adalet sağlanamayacaktır. Düşünce dünyamız yenilenmeli, yanlış anlatılanlar tashih edilmeli, İslami kavramlar y

İnsanı insan yapan de¬riden ambalajı değil, onun iman etmesi, sorumlu¬luk duygusunu harekete geçirerek aklını doğru yönde çalıştırması, hayatına anlam kazandırmasıdır. Cansızlar, hayvanlar ve bitkiler irade ve akıl sahibi olmadıkları için sorumluluk duygusu taşımazlar. Onlar yaratılış gayelerinin dışında hareket de edemezler. Ama insan böyle değildir. Akıl ve irade taşıdığı için sorumludur ve hayatının bir gayesi vardır, o da "Yal¬nızca Allah'ı razı etmek çabası, yani Allah'a ibadet... İnsan yalnızca Allah'

Bu çalışma, imtihan kavramının ıstılahî anlamını bütün boyutlarıyla anlatmaktadır. Bu anlatım, İslam'ın bütünlüğü içerisinde Müslüman insanın inşa sürecini içermektedir. Referans olarak ayetler, hadisler ve Resulullah'ın 23 yıllık Risalet dönemi alınmıştır. Resulullah'ın bu dönemini işlerken çağdaş İslam âlimlerinin görüşlerine müracaat edilmiştir. Bu âlimlerin görüşleri iktibas edilirken bu görüşler ya şerh edilmiş veya bu görüşlerden faydalanılmıştır. Çalışmanın ana muhtevasını şöylece özetleyebiliriz: İn

İslamın insanlara sunulmasında, öğretilmesinde ve bir hayat tarzı olarak yaşatılmasında peygamberlerin örnekliği şüphe götürmez bir gerçekliktir. Rabb-i Zülcelâl onları, kendisi ile kulları arasında aracı kılmış; neyi, nasıl, nerede ve ne zaman yapacaklarını öğretmeleri için birer rehber olarak seçmiştir. Onların hayatları pak ve berraktır. Onlara uyanlar temizlenirler, kurtuluşa ererler. Onları terk edenler ise mağdur, mahrum ve helak olurlar. Âdem (a.s) ile başlayan peygamberlik ve tevhit mücadeles

Ahirete iman, köşeye çekilip münzevi, pasif bir hayat yaşamayı değil, dinamik, aktif bir hayatı öngörür. Gerçek müminler aksiyoner bir düşüncenin aksiyoner elemanlarıdır. Onlar bu dünyada bir yolcu gibidirler, dünyaya tamah etmeyen bir zahittirler, ama on ların bu özellikleri hiçbir zaman zalimlerin zulmüne, fasıkların fıskına, tağutların tuğyanına, talancıların talan etmelerine müsaade etmez. Onlar hürriyet savaşçısıdırlar, hiçbir zaman esarete boyun eğmezler. Onlar yalnız Allah'ın kullarıdırlar, k

İslami Hareketin müntesiplerinde bulunması gereken siyasi bilinç, tevhidi şuur ve ulvi hedeflerin hepsi, mümini Allah katında derecelerle yükselten temel dinamiklerdir. Bunlar içerisinde ahlâk, edep ve ihlâs gibi manevi unsurların önemli bir yeri vardır. Kuşkusuz bunların her biri mutlak anlamda İs¬lami Hareket için vazgeçilmez ve hareketin her ferdinde bulunması gere¬ken hususlardır. Ancak bunlardan ahlak, edep ve ihlâs, adeta hareketi, iç sorunlarına ve çürümeye karşı bir panzehir gibi korur, birimlerinin

İki ana bolüm halinde işlediğimiz davet konusunun birinci bölümünde daha çok davetle ilgili psikolojik unsurlar üzerinde durmaya çalıştık. Müslüman fertlerin psikolojik etkileri ve etkilenmeleri hu¬susları örneklerle açıklanmıştır. Davette geçerli olan kendini tanıma, içtenlikli davranma, muhata¬bı tanıma, tartışma ve dinleme gibi genel psikolojik davranış biçim¬leri ikinci bölümün girişini oluşturmaktadır. Davetle ilgili olarak Müslüman yazarlar tarafından yazılmış eserlerden belli ölçülerde yararlandık. O