Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 38 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
POSTER, TÜM KİTAPLARIN AYRAÇLARI, POLAROİD FOTOĞRAF HEDİYELİ… Her şeyin açıklığa kavuşmasıyla beraber İs, duygusal olarak toparlanmanın yolunun uzaklaşmaktan geçtiğini düşünür. Artık yeni bir şehre, ciğerlerini yakacak yeni bir nefese ihtiyaç duymaktadır. Fakat bilmediği bir şey vardır, nereye giderse gitsin, geçmiş geçmeyecektir ve onu bir hayalet gibi takip etmeye devam edecektir. Korhan bir gölge gibi İs’i izleyip onu geri isterken, İs aşk ve gurur arasındaki o çizgide arafta kalmıştır. Serinin üçüncü
İs Tanyel başarılı bir konservatuvar öğrencisidir. Sahnedeki başarısının devamlılığını sağlayabilmek uğruna adının önüne yerleştirilen birçok kötü sıfatı umursamaz. Henüz daha lise yıllarındayken, adının karıştığı kötü dedikodular geçmişine ait bir canavar gibi onu bugününe kadar takip etse de dimdik durarak, aşk olarak gördüğü tiyatro için her türlü dedikodu ve iftiraya kulak tıkar. İs'i diğerlerinden ayıran yaşadıkları, onun kendini kötü bir insan olarak kabul edip, kötü bir insan olarak yaşadığına i
Şafak tüm ışıklarını yaktı. Güneş, akşamüstü intihar etti. İçimde büyüttüğüm kız çocuğunun elini tutup benden uzaklaşmaya başladığında, uzun boyu kadar derin bir kuyunun önünde durmuş, kuyunun dibinde ölmüş güneşin sönmüş cesedini izliyordum. Beklediği kişi gelmediğinden ölemeyen o insandım; ölüm döşeği yaşadıklarımdı. Suya düşen yansımama bakıyordum. Boğuluyordum, ölmek nedir bilmiyordum. Yanıyordum, sönmek nedir bilmiyordum. Diniyordum, bitmek nedir bilmiyordum. Ne kadar kesilmem gerekiyorsa tam sırasıydı
Tükendi
Dışarıda devam eden bir hayat, içimde kalbi duran ufak bir kız çocuğu vardı. Göğsümde bir labirent kurmuş, çıkışa varan tüm yolların sonunu onun mağarasının girişine yerleştirmiştim. Islanmaya başlamış bir kelebeğin kanadını nefesinle kurutamazsın, parçalarsın.
Her şeyin açıklığa kavuşmasıyla beraber İs, duygusal olarak toparlanmanın yolunun uzaklaşmaktan geçtiğini düşünür. Artık yeni bir şehre, ciğerlerini yakacak yeni bir nefese ihtiyaç duymaktadır. Fakat bilmediği bir şey vardır, nereye giderse gitsin, geçmiş geçmeyecektir ve onu bir hayalet gibi takip etmeye devam edecektir. Korhan bir gölge gibi İs'i izleyip onu geri isterken, İs aşk ve gurur arasındaki o çizgide arafta kalmıştır. Serinin üçüncü kitabında çözülen tüm düğümler bir kez daha bir araya geliyor ve
Kırmızı iplik, beyaz masanın üzerinden yuvarlanarak düştü, yerde yuvarlanmaya devam etti; yuvarlandıkça iplik açıldı, uzadı, durmadı. Döndü, döndü, döndü... Genç kadının ayak ucuna çarparak durdu, genç kadının mavi gözleri kırmızı ipliğin ucuna takıldı; aynı anda, kırmızı ipliğin metrelerce uzağındaki ucunu izleyen mavi gözler ise bir adama aitti. Romanın sayfası yeniden açıldı. ∞ Kalbimin atışları, ritmini koruyup hayatta kalabilmek için mücadele ediyordu. Karanlık her yerimi sarmıştı. Karanlık beni kucakl
Mayıs, pençeleri arasına düştüğü aşka açtığı savaştan galip çıkamaz. Sıraç ile ortasına düştükleri ateşler gitgide büyüyerek yangına dönüşmeye başladığında, artık Mayıs da tıpkı Sıraç'ın ona olduğu gibi Sıraç'a geri dönülemez bir şekilde âşık olur. Her gün biraz daha büyüyen duygular, yaklaşan tehlikenin gölgesinin üzerlerine düşmesine engel olamaz. Mayıs bir seçim yapmak zorunda bırakılır. Güneşin onun için yeniden doğduğuna inandığı gün ise aslında karanlığın bastıracağı gün olacaktır. ∞ Kalbimin atışları
Geçmiş, onlar için geride kalmış karanlık bir geceden ibarettir. Yaşanan tüm karanlık gecelerin sonunda, güneşin doğuşunu el ele izleyen Sıraç ve Mayıs kurdukları aileyi yıkıma sürükleyecek her şeye birlikte göğüs gererler. Onları birbirine bağlayan aşk, aslında geleceğin yönünü bulmak için kullandığı pusuladır. O pusula sıradaki kişinin avuçlarına düşmeyi beklemektedir. Ve her yangın yeniden harlanabilmek için küllenmeye mecburdur. Bırak bir kıvılcım çaksın kaderinin üstünde. Ateş yansın kalbinin içinde. Y
Mayıs Karamaça, hayatını kaybetmiş zengin bir iş adamının biricik kızıdır, annesi ve erkek kardeşiyle yaşadığı sıradan hayat, arkadaşlarının kendisi için düzenlediği partiye katıldığı o karanlık gecede bir anda değişir. Birden kendini yabancı bir adamın esareti altında bulan Mayıs, kısa süre sonra onu kaçıran genç adamın kim olduğunu öğrenir. Bu genç adam, Mayıs'ın annesine uzun zamandan beri âşık olan zorba Mehmet Ali Karayel'in oğlu Sıraç Karayel'den başkası değildir. Ve çok geçmeden, kendini karanlık bir
Yaşadığı kayıp, Mayıs'ın hayatının asıl dönüm noktası olacaktır. İntikam ve aşk arasında kalan Mayıs, Sıraç'a duyduğu büyük aşka rağmen Mehmet Ali Karayel'den öcünü almak için kollarını sıvar. Yaşadığı büyük acıya ve omuzlarına binmiş ağır yüke rağmen iş hayatına atılan Mayıs'ın peşini bir an olsun bırakmayan Sıraç, Mayıs'ı geri kazanmak için elinden geleni yapacaktır. Yeni düşmanın nefesi ise fark etmeseler bile enselerindedir.
Yaşanan büyük kaosa rağmen aşk yeniden galip gelir. Mayıs ve Sıraç'ın sonsuzluğa attıkları adım, yeniden aile olabilme şansını yakalamalarını sağlamıştır ancak Mayıs'ın bir kez daha alevlenen intikam arzusu kimse tarafından bastırılamayacaktır. Bir yangından yükselen alevler gibi her yanı saran bu büyük aşk, her güçlüğü yenebilecek midir? Mayıs, ailesinin bir kez daha yıkımın eşiğine gelmemesi için düşmanın karşısına çıktığında, bir fedakârlık yapmak zorunda olduğunun farkındadır. Bu fedakârlık bir sonun ba
Tükendi
İs, oynadığı piyesteki kendini bir türlü göstermeyen Mantus karakterinin kim olduğunu merak etmektedir. Mantus'un yakında oyuna katılacağını öğrenen İs, Mantus'u beklerken yaşayacaklarından bihaberdir. Sırların yavaş yavaş açığa çıkmaya başlaması ve yeni insanların hayatına ayak basmasıyla birlikte İs artık çok farklı bir insana dönüştüğünü fark eder. Korhan'ın ondan sakladığı büyük bir şey vardır, fakat bu nedir? Şüphenin, güven denizine dökülmesiyle suyun rengini bulandırması üzerine, İs kendini bi
Kirpi gibi adamlara ve kirpi gibi adamları seven keklik kadınlara, Nabzımın boşluklarından damarlarıma düşen bir adam tanıdım. Bazı adamların mayasında bazı kadınları severek öldürmek vardır. Bazı adamlar silah değil, sevgisini kullanır. Bazı adamlar o kadar yalnızdır ki, sizin varlığınız, yıllar boyunca sarılıp annesi bildiği yalnızlığına oluşturulmuş bir ölüm tehdididir ve sırf bu yüzden sizden kaçarak yalnızlıklarını korumaya çalışırlar. Bazı adamların sırtında bir beşik vardır, çocuk yanımızı orada uyut
Geçmişi gövdesinin kalın kabuğunda taşıyan bir çınar ağacının gölgesinin altında soluklanmak gibiydi tekrar buraya dönmek. Sırtımı kalın kabuğa yaslamışım da, geçmişi yüzüme duru bir su gibi çarpmışım gibi hissettirmişti. Kıyıya değil de daha derine yüzdüğünü fark eden bir insanın attığı son kulaç suyun durgun örtüsünü bozmadan hemen önce yıkılırdı hayaller. Bedenimi rengârenk kurdelelerle donatmak istiyordum. Tıpkı bir dilek ağacı gibi... Havva'nın kızlarıyız. Sever, sevişir, günaha girer belki, belki bira
Tükendi
Çaresizlik. Gebe kaldığı harflerin sırtına devrilmesi sonucu sakat kalan ruhunun boşlukta attığı çığlığın gür yankısıydı bu. Sustu. Sessizlik, kimsesizliğini besledi. Akıtamadığı gözyaşları, yangının dibinde titreyen mavi kıvılcımın üzerine tıpkı bir benzin gibi yavaşça damlıyor, kızıl ateşi körüklüyordu. Yağmur ne kadar hızlanırsa hızlansın, tutuşan orman çoktan alev almış, kaçınılmaz yangın tam şu anda başlamıştı. Orman cayır cayır yanıyordu. Yangında yanıp tanınmaz hale gelen kalpler kömür değil KOR'du
Tükendi
Yangından sağ çıkan kalpler tıpkı bir kor gibi hâlâ yanıyordu. Acının içine kusulan zehir o kadar kuvvetliydi ki, mürekkebin kabzasına doldurulmuş kan ile temiz sayfaya işlenen kızıl kelimelerin damarlarını oluşturuyordu. Yanlış bir toprağa ekilmiş bir çiçek, toprağın altında ağlıyordu. Ben o çiçektim, ağlıyordum. Zayıf nabız sesini duyuyordum. Avuçlarına dudaklarımı bastırıyorum bir adamın; onlar o adamın avuçlarını öptüğümü sanıyorlar. Hayır, ben o avucun içindeki yaşamı suluyorum. Bir adam düşüyor ağır
Tükendi
Bu siyah görüntüsünün altında bir beyaz vardı, bunu görmeme izin vermişti. Duyguları, bembeyazdı. İnsani yani, bembeyazdı. Savaş, bembeyazdı. Ama maalesef, ben ne siyaha ne de beyaza âşıktım. Ben maviye âşıktım, ?YANGIN MAVİSİ'ne." Sıraç biliyordu, Mayıs onun karanlığıydı. "Yangınım!" dedi ona, yanmak pahasına. İki insanın kaderi birbirine bağlıydı. Asla kopmayacak bir iple. "Kaderin kırmızı ipliği... Unutma! Sıraç! O bağladı bizi." Ve kıvılcım sıçradığı yerde beslenerek tahtını ateşe verdi. Yangın için ger
Kırmızı iplik efsanesini duyanınız oldu mu hiç? Bir iplik düşünün: Vişne kokulu bir avucun yüzük parmağından, kahve kokulu bir avucun yüzük parmağına uzanmış. Tek bir düğüm, onları birbirine bağlamış. Sonsuza dek. Bu hikâyedeki adamın avuçları yaralı, bu hikâyedeki kızın vişne kokulu avuçları o adamın yara bandı. Nefret her dilde farklı harflerin yan yana gelişiyle oluşturduğu bir kelimeydi. Her dilde farklı şekilde yazılsa da, hissettirdikleri şeyler aynıydı. Aynı mıydı? Peki ya bu hissin içine başka bir h
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 38 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2