Kuşku yok ki, "Filistin Sorunu", Ortadoğu'daki ve belki detüm İslam dünyasındaki "sorunların
anası"dır. Bu sorun çözülmediği müddetçe, Ortadoğu coğrafyasının huzura kavuşmasını
beklemek hayâldir. Siyonist devlet ile başta ABD olmak üzere onun destekçisi olan emperyalist
aktörlerin bugün Filistin sorununu çözümsüzlüğe terk etmiş olmaları, aynı zamanda Ortadoğu
coğrafyasındaki ve daha genel olarak İslam dünyasındaki emperyalist kıskacın henüz yeterince
gevşetilememiş olmasının da başta gelen delilidir.
Bu kit
Bugün İslam dünyasının hemen her yanı maalesef ateş altındadır. Yabancı işgaller ve askerî müdahaleler, iç savaşlar, terörizm, askerî darbeler, insan hakları ihlalleri ve topraklarından göç etmek zorunda bırakılan milyonlar, Müslüman dünyada barış, huzur ve güvenlikten söz etmeyi âdeta imkânsız kılmaktadır. En önemli varlık nedeni 'uluslararası barış ve güvenliği sağlamak' olan Birleşmiş Milletler örgütü ise, en azından İslam dünyası bağlamında yükümlülüklerini yerine getirmekten uzaktır.
İslam dünyasının
Batı-dışı toplumların tarihsel geleneği ile daha iyi örtüşen kolektif insan hakları, en yeni insan
hakları kümesi olarak bugün artan bir kabul görmeye başlamıştır. Bu haklar, bir yandan,
küreselleşme nedeniyle giderek küçülen dünyamızda çevre kirliliği, savaşlar ve yoksulluk gibi
insanlığın kısmen ya da tamamen paylaştığı ortak sorunların çözümü yolunda önemli bir
imkân sunarken, bir yandan da birey-eksenli insan hakları anlayışını toplumcu bir yaklaşım
doğrultusunda zenginleştirmiştir.
Bu çalışmada ele alı
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.