Bu kitabın temel konusu, Haremeyn Vakıfları'nın mukaddes topraklardaki mekânlar ve insanlar için yapmış olduklarını anlatmaktır. Kitapta, Mekke ve Medine şehirlerinde Osmanlılar tarafından inşa ve imar edilen, ancak günümüze nerede ise hiç birisi gelemeyen eserler de yer almıştır. Hususiyetle son günlerde Kâbe çevresinde Osmanlı revaklarının da yıkılması ile yeniden gündeme gelen Mukaddes topraklardaki bu tarihi mekânları okuyucu eserde sıkça görecektir. Temennimiz, eserin içinde çokça görüleceği gibi Mukad
Cezzar Ahmed Paşa, XVIII. yüzyılın sonu ile XIX. asrın ilk yıllarında Akka şehrini merkez edinerek daimi olarak Sayda, zaman zaman da Şam valiliği yapmıştır. O, bu zaman diliminde Sayda bölgesinde hem Ruslar ve Fransızların Doğu Akdenizde hâkimiyet kurma arzuları ile mücadele etmiş, hem Şam ve çevresinde haccı idare etmiş, hem de aynı yıllara tekabül eden Vehhabi isyanlarında gösterdiği başarılarla Osmanlı Devletinin bölgedeki en güvendiği bürokratı olmuştur. Ancak Paşayı dünyaya tanıtan en mühim hadise şü
Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere şehirleri, Müslümanlar nazarında yeryüzünün en mukaddes mekânlarıdır. Haremeyn diye isimlendirilen bu iki şehir her asırda merkezî idârelerin ve şahısların fevkalâde ilgisine mazhar olmuştur. Hulefâ-i Râşidîn döneminden başlayarak her müslüman devlet Mekke ve Medîne şehirlerine hizmet etmek için yarışmıştır. On beş asırlık İslâm tarihinin en uzun süreli ve en muhteşem siyasî teşekkülü olan Osmanlı Devletinde ise, bu Mukaddes beldelere hizmet aşkı her bakımdan zirveye
İkinci Dünya Savaşında yıkılan Avrupa kıtasının yeniden imarı ve Avrupada tekrar bir savaş yaşanmasının önlenmesi amacıyla hayata geçirilmiş bulunan Avrupa Toplulukları, zaman içinde sınırlarını ve yetkilerini genişletmiş ve bu gün Avrupa Birliği adını almış uluslarüstü bir devletler birliği haline gelmiş bulunmaktadır.
Avrupa Birliği, hem yapısı hem de yetkileri itibariyle diğer uluslararası yapılardan farklılıklar arz etmektedir. Bu farklıların başında doğrudan seçimle işbaşına gelen bir parlâmentoya sah
Padişahlardan sonra en fazla hayrâta sahip kişiler valide sultanlardır. Bu sebeple onların hayat ve hayrâtı, üzerinde çalışılması gereken mühim mevzulardandır. Eserimizin, hasekilik ve iki padişaha valide sultanlık yapmış olan Gülnûş Sultan´ı ilim alemine, tarih meraklılarına ve milletimize daha yakından tanıtacağı ümidindeyiz.
Gülnûş Sultan´ın hayatı ve hayrâtı, temel olarak vâlide sultanın halen var olan eserlerine ve bu eserlere dair arşiv vesikalarına ve kütüphanelerimizdeki belgeler ile o dönemde kale
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.