Her yere acı bir hatıra, her yere bir burukluk ve her yere ince yürek sızıları bırakarak yürüyordu insanlar. Tıpkı doktor Ertuğrul ve karısı Gülsüm gibi... Meğer ne çok yürek taşırmış insan. Bir, iki, üç, dört, beş, hatta belki yüzlerce... Geçmişten bize seslenen doygun yüreklerimiz... Hayat boyu yüreğimizi bırakıp da gittiğimiz ne çok yer, sıcaklığıyla bizi sarıp sarmalayan ne çok insan tanımışızdır. Bahtın bize kuracağı onca tuzağa rağmen, arada bir ‘Hey, ben buradayım!' diyerek, esrarlı sesiyle fısıldarl
- Öldürelim şunu baba, diye fısıldadı. "Derisini yüzer duvara asarız. Silah seslerini duyarlarsa bir daha gelmezler... Haydi, öldürelim şunu!"
Yaşlı adam başını her iki yana sallayıp;
- Hayır, evlat, sakın yapma bunu! dedi. "Yalnız bir kurt o. Yalnız ve kimsesiz... Bir yanlışlık yapmayalım. Bırak yesin birini. Zaten bir koyundan başka yemez bunlar. Bu, eskilerin börü dediği cinsten. Bozkurt da derler buna. Daha evvel gelen kara ve kırmızı kurtlara benzemez. Bunlar kurtların en asilidir, sürüye asla zarar v
"Güz geçti. Yazıda, kış rüzgarları hüküm sürüyordu artık. Bozkırın ortasında, ıssız bir köyde zaman nasıl geçerdi? Cansız, ölücesine, birbirinin aynı olan günler canından bezdirirdi insanı. Dört bir yanda suya doygun topraklar uzanır, gökte sönük, fersiz ışığıyla güneş ışır, ufuk bir adımlık yolda, hep sisle kaplı olurdu. Sonra, toprağı alçaktan yalayan sis bulutları gelir, köyü içine alır, hapsederdi. Gübre yığınlarının üstünde tavuklar gezinirdi. Uzaktan bazen bir öküzün böğürtüsünü ya da koyunların meley
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.