Yunus Emre: Hayatın ve halkın dili ile gür bir lirizmi kaynaştırarak, tasavvuf şiirinin kurucularından biri olmayı başaran unutulmaz bir 13. yüzyıl sonu - 14. yüzyıl başı ozanıdır. Elinizdeki kitaptaysa, Yunus Emre´nin 1307-8 yıllarında yazdığı bilinen küçük mesnevîsi Risâletü´n-Nushiyye´nin (Öğüt Kitabı) yanısıra, Gölpınarlı´nın 1930´lardan 1981´e dek sürdürdüğü çalışmalarla, ozana ait olduğu kesinleşmiş "Bütün Şiirleri" yer almaktadır.
Nasreddin Hoca öyle bir kişiliktir ki, hiçbir zaman tamamlanıp bitmiş denemez, yüzlerce kez yeni baştan tasarlanmakta ve yalnızca kendisini yaratanlara benzemektedir. O, bu fıkralarında, hoyrat iktidar tutkusu karşısında güleryüzlü yürekliliğin, sarinkanlı bir güç ve mertliğin, ağır başlılığın ve özenli olmanın neler yapabileceğini gösteren ulusal bir simgedir... Bu kitapta, Hoca'nın inanışlarla, sosyal hayatla, Timuur'la ilgili ve diğer fıkralarından 295'i yer alıyor.
Yunus Emre: Hayatın ve halkın dili ile gür bir lirizmi kaynaştırarak, tasavvuf şiirinin kurucularından biri olmayı başaran unutulmaz bir 13. yüzyıl sonu - 14. yüzyıl başı ozanıdır. Elinizdeki kitaptaysa, Yunus Emre´nin 1307-8 yıllarında yazdığı bilinen küçük mesnevîsi Risâletü´n-Nushiyye´nin (Öğüt Kitabı) yanısıra, Gölpınarlı´nın 1930´lardan 1981´e dek sürdürdüğü çalışmalarla, ozana ait olduğu kesinleşmiş "Bütün Şiirleri" yer almaktadır.
Mevlevilik yedi asra yakın bir müddet,üç kıtada hüküm süren Osmanoğulları nın geniş ve feyizli topraklarında,İslam medeniyetini temsil etmiş,kendi estetik ve teknik şartları dahilinde, medeniyet aleminde silinmez izler bırakmış,mensub olduğu ekolün en muhteşem musikıy eserlerini vermiş,en ünlü şairlerini yetiştirmiş,en ince el sanatlarını ibda etmiş,sırasına göre en mistik eserleri yaratmış,en insani duyguları besleyip geliştirmiş,en hür düşünceleri dile getirmiş,taassuba göğüs germiş,yaşayışa ilahi olduğu
Tarih 10 Muharrem 61i (10 Ekim 680) gösterdiğinde, zulme karşı direnişin sembolü olan Hz. Hüseyn, Emevî ordusunun kılıç ve mızrak darbeleriyle son nefesini veriyordu. Kelime anlamı sıkıntı ve belâ demek olan Kerbelâda meydana gelen bu olay, zamanla İslam tarihinin en unutulmaz ve tarif edilemez acılarından biri hâline gelecekti. Kerbelâda, Hz. Muhammedin soyuna mensup çok sayıda kişi şehid edilmişti. Peygamberimizin öpmeye bile kıyamadığı torunu Hz. Hüseyn başta olmak üzere Hz. Hasan'ın oğulları, Hz. Hüseyn
Nehc'ül Belâga, değerli âlim Seyyid Razi'nin, içinde Müminlerin Emiri Ali (a.s)'nin hutbelerinden, mektuplarından ve kısa sözlerinden seçmeleri topladığı ve bu isimle adlandırdığı bir kitaptır.
Özlü ve bilgiyle genişleyen kuvvetli bir görüş
ve anlayış kabiliyeti,bu kabiliyetin verdiği
tedâi kudreti ,tasavvufla gelişen müsamalı,
insani ve ileri bir dünya görüşü , nihayet sa-
natını halkın hizmetine verdiği için halk fade-
sini benimseyiş ve en güçlü şeyleri bile rahat-
ça ve halk diliyle anlatış.
İşteYunusun sanatındaki sır ve işte onu ebe-
dileştiren kudretin sırrı.
XIII. yüzyıl, Anadolu'da, Türk diliyle meydana gelen edebiyatın bir dönüm, bir ayrım devirler. Bu devirde yetişen ve devirler aşan büyük şair Yunus Emre, bir yandan İran edebiyatından aldığımız kelimelerle örülmüş, aruzla meydana gelmiş şiirlerle, çağdaşı Sultan Veled gibi divan edebiyatını hazırlarken öbür yandan heceyle ve yabancı kelimelerden kaçınarak oldukça katıksız bir Türkçeyle yazdığı şiirlerle halk edebiyatına tükenmez bir ilham kaynağı sunuyordu.
...
İçlerinde insanlığı, insani seciyyeyi belirtenleri, kula kul olmamayı öğütleyenleri, hür yaşayışı dile getirenleri var-, ayetlerin, hadislerin meallerini verenleri var, aşırı Batıni inançlarla, asılsız hatta akla-dine aykırı hayallerle yoğrulanları var. Bu son bölüme girenleri de ´Nakl-i küfr, küfr değildir´ diyerek aldık...
Dil değişiyor; üzülsek de, istemesek de bu oluyor ve olacak; fakat dünün yazıları da belki anlaşılmayacak, bunların tesbiti gerek. Kültürümüze bu kitapla bir hizmette bulunduğumuza
"Eserimiz, yalnız bir tarikatin hal tercemesi değil, bir yandan da vesikalar topluluğudur. Böylece tarihe malolan bir tarikatin kuruluşundan beri geçirdiği safhaları, tarihten aldığımız vesikalarla meraklılara, tarih ve tasavvuf ehline,
tek sözle tarihe sunuyoruz."
Abdülbâki GÖLPINARLI
YAZAR HAKKINDA
Şarkiyat biliminin önde gelen isimlerinden olan Abdülbâki Gölpınarlı, 11 Ocak 1900 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi ve hayata 25 Ağustos 1982'de yine İstanbul'da veda etti. İsmail Saib Efendi, Ömer Ferid
Fuzuli,kendisini öyle bir aşık görür,öyle bitkin bir halde tasvir eder ki...
Gözyaşı habbaleri içinde yüzmede,derd ülkesinin sergerdanı.Kim onu isterse lâle renginde katre katre gözyaşlarını izleyerek bulabilir.Dudağı şirin dilberler zevkiyle asrın ferhadı.Kendisine atılan ve yanında toplanmış olan kınama taşları da Bîsütûn´u.Yakuttan değersiz değildir.Ciğer kaniyle boyandıkça kadri,kıymeti artmadadır.Gam kafilesinin kervanbaşısıdır,mihnet ve elem sahrasının yolcusu.Hiç kimseden aşağı değildi
Bu kitapta, Büyük Türk şairi Mevlana Celalettin Rumi`nin hayatını; tasavvufa dayanan düşüncesini; din, insanlık, aşk, müzik, kadın, özgürlük gibi konularla ilgili görüşlerini ve sanatını irdeleyen kapsamlı bir önsözün yani sıra, şairin yapıtlarından seçilerek özenle çevrilmiş parçalar yer alıyor.
İnsanlar vardır doğarlar yaşarlar, ölürler yaşayış sayfasında bir izleri bile kalmaz, zaman alanında bir sözleri bile söylenmez. Hâlbuki insanlar vardır, ömürlerini sürüp bitirirler, fakat zaman onlar için akar, düşünce onların hayatını örer inanç onlara bağlanır, düşmanlık onlara saldırır. İşte İslam tarihinde Hz. Ali onlardan biridir. Hayattayken de öldükten sonrada kendine inanları ismi altında toplamıştır. Bu kitapta Alinin Peygamberin zamanındaki ve sonraki hayatı tam ve tarafsız bir görüşle anlatılmak
"Halk edebiyatının duruluğu bulanmaz, coşkunluğu dinmez, çağıltısı eksilmez bir kudret kaynağı vardır. Bir kaynak ki, uçsuz-bucaksız ummanlar onun bir katresi; her yanı kaplayan, coşup, köpürüp kabaran dalgalar bir zerresi. Bir kaynak ki ezelden coşmuş, ebede akmakta. Her çağıltısından insani bir duygu doğmakta."
Yunus Emre, tasavvuf şiirinin en önemli ismi. İnsanın hangi düşüncesi var ki, Yunus o düşünceyi işlememiş olsun; insanlığın hangi derdi var ki, Yunus o derdi dert edinmemiş bulunsun. Tasavvuf ş
Toplam 16 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.