Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 660 kayıt bulunmuştur Gösterilen 200-220 / Aktif Sayfa : 11
Zamanın, Din tarafından gösterilen istikâmetin heyecanı ve hassasiyeti üzerinde birtakım küllendirmelere yol açtığı, ayrıca tek tek her insanda aranması gerekmese de idari mekanizmada kendini hissettirdiği belli bir süre sonra toplumun siyaseti üzerinde etkili olmaya başladığı da bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Sadr-ı İslâm'ın akabinde, siyasal farklılıkların oluşması ve bunların giderek birer iktidar mücadelesine dönüşmesi, sonraları ümmetin iki ana kanadını oluşturacak olan Ehl-i Sünnet ve Şîâ'da s
Yüzyıllarca önce yapılan ve bugün hâlâ ayakta duran binaların ekseriyeti umûmun menfaatine ait olanlardır. Şahsı için nihayet bir insanın rahatça oturabileceği bir ev yaptıranlar, İslâm cemaati için çok daha fazla harcamalarla sayıya hesaba gelmez, ölmez, unutulmaz eserler bırakmasını bilmişlerdir. Dün cami, medrese, han, hamam, kervansaray... yaptırıp gidenlerin ihtimal ki yüzde onunun bile kendi evleri ayakta değildir. Halbuki bugün servetler tamamen şahısların arzularına hizmet yoluna girmiştir. Bir hayı
İnsan, akıl sahibi bir varlık olduğu için Allah onu kendisine muhatap kabul etmiştir. Mükellef oluşu da yine akıl sahibi oluşuna bağlıdır. İnsanın her türlü eylemi ve tefekkürü onun sahip olduğu aklın bir ürünüdür. Bu nedenle insanoğluna gönderilen son din olan İslam'ın ve Kuran mesajının "Akıl" ile çelişmesi imkansızdır. Çünkü akıl, hem dini anlamada hem de gereğini yerine getirmede olmazsa olmaz faktördür. Akla bu derece merkezi bir konum atfeden bir dinin onu ihmal etmesi ve önemsiz sayması düşünülemez.
Müslüman müfessirlerin Kur'an ve Sünneti daima sahip oldukları önkabul ve beklentiler ışığında anlayıp tefsir etmeleri bu kitabın konusunu oluşturmaktadır. Bu yüzden de kitap "Hermenötik, Kur'an ve Sünnet" adını almıştır. Yazar, Müslüman âlimlerin yaptıkları içtihat ve tefsirlerin de "metinlerin tefsiri ve anlaşılmasının müfessirin önkabul ve beklentilerinden bağımsız olmadığı" hermenötik ilkesine dayandığını ve bunun hiçbir istisnası olmadığını göstermeye çalışmaktadır. Ayrıca bu kitap doğru tefsir, içtih
İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ZİHİN EVRENİ Hadisin 200'ü, "Kavram Haritaları Serisi"nin ikinci seviye kitaplarından biridir. Bu seri, alanla ilgili ilk seviyeyi tamamlamış okurlar için hazırlandı. Terimlerin rahat kavranması için 100, 200 ve 300 kelimelik gruplar esas alındı. Her seride, bir önceki seriden farklı kelimeler seçildi. •Hadisin kavramlarını, sıkılmadan ve akıcı bir şekilde okuyabileceksiniz. • Kavramları kısa ve net bir biçimde öğrenmenin keyfine varacaksınız. • Kavramlar önem sırasına göre sıralandığı içi
"De ki: Siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Âl-i İmran, 3:31.) Allah'ın sevdiği bir kul olmak ve Müslümanca yaşamak için en güzel örnek, Resûlullah aleyhissalâtü vesselâmdır. Onun yaşadığı gibi yaşamak imanımızın ve kulluğumuzun gereğidir. Peki Resûlullah'ın sünnetini derli toplu nasıl öğreneceğiz? İşte bu kitap sünneti merak eden ve hayatına taşımak isteyen herkese böyle bir fırsat sunuyor. Sevgili Peygamberimizin günlük hayatı nasıldı, İs
Hicrî ikinci asırdan itibaren hadîsleri yazıyla zabt altına alma çalışmaları yoğunlaşmıştır. Başlangıçta amaç, Hz. Peygamber'e (s.a.v) ait hadîslerin söz konusu kaybolma tehlikesine karşı herhangi bir şekilde yazıya geçirilmesiydi. Hicrî üçüncü asırda ise, yazılı olarak toplanan bu hadîslerden daha verimli bir şekilde istifâde etmek amacıyla tasnîf faaliyeti başlatıldı. Rivâyetlerin tesbît ve tahkîki çalışmaları ise hicrî beşinci asırda son bulmuş, bundan sonra daha çok tehzîb çalışmaları ağırlık kazanmıştı
Sünnetin Bağlayıcılığı olarak çevirdiğimiz The Authority of Sunnah isimli elinizdeki eser, Hadis ve İslam Hukuku sahasında yetkin Pakistanlı bir müellifin kaleminden çıkmıştır. Bu eserde Prof. Dr. Muhammed Taqi Usmani, Hz. Peygamber'in sünnetine başvurulmaksızın Kur'an'da yer alan pekçok ibadetin Allah'ın murad ettiği şekilde tatbik imkânının olmadığını, Kur'an kendi dilleriyle inmesine ve vahyin indiği ortam ve şartlara vakıf olmalarına rağmen ashabın Kur'an'ı anlamak ve uygulam
Tükendi
Günümüzde hadis karşıtlığında büyük bir artış olduğu gözlenmektedir. Hadissiz Kur'ân Müslümanlığı söylemi bir fitneye dönüşmüş durumdadır. Sanki dinin, sadece Kur'ân'dan ibâret olduğu algısı verilmekte ve hadise şüpheyle bakılmakta, kaynak olarak görülmemektedir. Sünnet düşmanlığı, İslâm'ı tahrif etmek ve bozmak demektir. "İslâm Sünnet'tir, Sünnet de İslâm'dır." Çünkü İslâmî hükümlerin % 80'i sünnete dayanmaktadır. Sünneti kabul etmemek demek bütün bu ahkâmı yok saymak demektir. Onun için
Kur'ân'ın mübelliği ve mübeyyini olan Hz. Peygamber'in yaşam felsefesi ya da hayat tarzı diyebileceğimiz Nebevî Sünnet'in tespiti ve tayini sahabeden günümüze değin bütün Müslümanların en önemli meselelerinden birisi olmuştur. Zira Nebevî Sünnet Kur'ân'ın bir beşer tarafından hayata aktarılmış somut örneğini teşkil etmektedir. Kur'ân'a bir bütün olarak bakmak isteyen Müslümanlar da yaşamlarının her safhasını Peygamberin örnekliğinden yola çıkarak belirlemeye çalışmışlardır. Nebevî Sünnet'i tespit etmek için
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi ve Selem'in hadisleri, İslam dininin Kur'an'dan sonra ikinci kaynağıdır. Nitekim, Kur'an'ın emir ve yasaklarını en iyi açıklayan şüphesiz ki Peygamberimiz (s.a.v.) yani hadis-i şeriflerdir. Ayrıca, yaratılanların efendisi sevgili Peygamberimiz'in inanç, ibadet ve ahlak konularında verdiği bilgi, emir ve tavsiyelerini öğrenip başkalarına öğretmek de bir Müslüman için en büyük zevk ve büyük bir ibadettir. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde, "Kim 40 hadisi bir araya
Tükendi
Allah'ın lütuf ve inayetiyle kaleme almaya çalıştığım bu eserin alanında faydalı olacağını umuyorum. Zira Riyaz'us-Salihin'in piyasada birçok tercümesi bulunmaktadır. Ancak bu tercümelerin birçoğu iyi niyetle de olsa şerh ve ilave görüşlerle okuyanları belirli oranda mütercimin şahsi görüşlerine yönlendirmek-tedir. Bu yönlendirmelerin ne derece isabetli olduğu ise tartışılmaktadır. Bu sebepten dolayı elinizdeki tercümede yorum ve yönlendirme yapılmayarak hadislerin tercümesi mümkün mertebe aslına uygun yapı
Tükendi
"et-Terğib ve't-Terhib", günümüzde, birçok Müslüman'ın evinde bulunması ve çeşitli yerlerde ders kitabı olarak okutulması sebebiyle Müslümanların nezdinde hakkıyla yerini bulmuş olan bir eserdir. Ülkemizde çok ciddi bir bilgilenme açığı olduğu, insanımızın en temel konularda bile İslâmî bilgilerden yoksun olduğu gerçeğinden hareketle insanımızı doğrudan doğruya Kur'an ve hadislerle muhatap kılmak, bu sorunu çözmenin en iyi yöntemlerinden biridir. Bu nedenle "et-Terğib ve't-Terhib", ayet ve hadislerle İslâmî
Buharî, halk arasında Sahih-i Buhari diye şöhret bulan el-Cami‘u's-Sahih adlı eseri 600.000 kadar hadis arasından seçerek 16 yılda meydana getirdiğini, her bir hadisi (veya babı) yazmadan önce mutlaka boy abdesti alarak iki rekât namaz kıldığını söylemiştir. Eserini tamamladıktan sonra onu devrin en büyük hadis otoriteleri olan Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Main ve Ali b. el-Medini'ye göstermiştir. Bu âlimlerin hepsi es-Sahih'i beğenmiş, dört hadis hariç içindekilerin sahih olduğuna şehadet etmiştir. Ukayli, "B
Bilgi, İlim, cehalet, ilim öğrenmenin mükâfatı, alimler, alimlerin dikkat etmesi gereken konular ve bunlarla ilgili bir çok konu hadislerle bu kitapta izah ediliyor. Bilgiye ve öğrenmeye ne kadar fazla değer bir inanca mensup olduğumuzu, bu kitapçık sayesinde anlamak mümkün
Tükendi
Hz. Peygamber'den sonra mutlak dinî ve siyasî otorite olarak Allah tarafından Hz. Ali'nin ve onun soyundan gelen İmamların tayin edildiği fikrini temel inanç esası olarak benimseyen Şîa, Ehl-i sünnet'ten farklı bir İslâm anlayışı geliştirmiş, Şîa'nın hadislere yaklaşımı da bu inanç ve anlayışa göre şekillenmiştir. Şîa ve Hadis sahâbe ve tâbiîni devre dışı bırakıp sadece İmamlar vasıtasıyla gelen hadislere güvenme esasına dayanan Şiî hadis anlayışını, özellikle rivayet ve isnad sistemi açısından analitik b
Tükendi
Bu kitap, İslâmî ilimlerin hemen her alanında çok sayıda kıymetli eserler yazmış olan İmam Süyûtî'nin sünnetin dindeki yeri ve önemi hakkında kaleme aldığı değerli bir eserdir. Çalışmada, sünnetin dindeki yeri ve öneminin yanında, sünnete uymanın zorunluluğu, sahâbe-i kirâm ve selefin sünnete uymada gösterdikleri hassasiyet ve titizlik; sünnet inkârcılarıyla, oryantalistler ve son dönem sünnet karşıtlarının çalışmaları ve bunlara karşı sünneti savunmak için yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verilmiş
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 660 kayıt bulunmuştur Gösterilen 200-220 / Aktif Sayfa : 11