İÇİNDEKİLER Kayseri Kadir Has Şehir Stadyumu Kayseri Atatürk Spor Kompleksi Tam Olimpik Yüzme Havuzu Kayseri 1000 kişilik Spor Salonu Kayseri Atletizm Pisti Kayseri Atatürk Spor Kompleksi İdari Bina Konya Şehir Stadyumu Projesi Kayseri Kadir Has Kongre Merkezi ve Spor Salonu Konya 10.000 kişilik Spor Salonu Kayseri Şehirlerarası Otobüs Terminali Kayseri Batı İlçe Terminali Nevşehir Şehirlerarası Otobüs Terminalı Samsun 7.500 kişilik Spor Salonu Projesi Muş Alparslan Üniversitesi Kpalı Yüzme Havuzu ve Spor S

Doğu Akdenizde yaşayan 470 tür balık bu kitapta tek tek tanıtılmaktadır. Kitap eşsiz bir başvuru kaynağıdır.

Türkiye'deki 45 ilde ve bu illere bağlı 68 ilçe ve köyde, Onduline Avrasya A.Ş. tarafından projelendirilen ve basımı gerçekleştirilen, fotoğraf sanatçısı Bünyamin Aygün tarafından fotograf çekimleri gerçekleştirilen "Türkiye'nin Çatıları" adlı fotoğraf kitabı Türkiye'nin coğrafi ve iklimsel yapısına göre farklılıklar gösteren ve geçmişin kültürel mirasını bugüne taşıyan çatıların fotoğraflandığı çalışma için Edirne'den Kars'a tüm Anadolu'da 17 bin 500 km yol katedildi ve çalışmaların tamamlanması 6 ay sürdü

Bu albüm Fotoğraf Geçidi 2010 sergilerinin bazı bölümlerinin yansımasıdır. Sergilenenler daha çok sayıdaydı. Buradaki fotoğraflar sanatçı söyleminin birer özeti olarak verildi. - Gültekin Çizgen - Sahne Senin İstanbul - Çoşar Kulaksız - Kızılötesi İstanbul - Arjen J. Zwart - Gezip Dolaşırken - Ozan Sağdıç - 1950'ler İstanbul'u - Sibel Özbilgiç - İstanbul Düğünleri - Türkiye Jokey Kulübü - İstanbul Yarışıyor - Çoşkun Aydın - İstanbul'un Bir Kurumu Darülaceze - Reha Günay - Kaybolan İstanbul Önce her şey İs

25 Yılın Özeti Bir Kitaba Sığdı Zeynep Fadıllıoğlu, "The Interior Design of Zeynep Fadıllıoglu Bosphorus and Beyond" isimli kitapta son 25 yılda bıraktığı izleri biraraya getirmesi yanında ayrıca mimariye de ne gibi katkılarda bulunduğunu gözler önüne seriyor. Köklerine duyduğu ilgiyi günümüze yansıtırken gösterdiği detaycı çaba, inatçı mükemmeliyetçilik, başarıyı sadece karizmasına bel bağlamamış bir karakterin dışavurumu olarak estetiği yakalıyor. Kitabın vermek istediği en vurucu mesajlardan biri de, b

Lütfi Özgünaydın bu kitapta fotoğrafı anlatıyor. Önce bakmanın görmenin önemini vurguluyor. Yaşımın içinde, fotoğrafa hazırlıyor okuyucuyu. Sonra genel bilgilere değinerek, fotoğrafın duygu yönünü ele alıyor. Ülkemizin dört yanından fotoğraflarına deneme tadında yorumlar katıyor ve önerilerini sıralıyor. Bilgi ve duyguya önem vererek, önemli mekanları bir bir anlatıyor. Fotoğrafa meraklı fotoğrafta gelişmek isteyenler için önemli bir kaynak bu kitap.

Yaşamını ve çalışmalarını İstanbulda sürüdüren mimar Emir Urasın bu kitapta yer alan tüm işleri, kağıt üzerine karışık teknik olup, 50x70 cm formatındadır. 2006-2010 yılları arasında Emir Uras tarafından Büyükadadaki stüdyosunda hayata geçirilmiştir. Emir Uras bu kitaptaki çiçeklerin her birini aşkı Zeyneb için çizmiş ve ona ithaf etmiştir.

Bu kitap, dönüşüme damgasını ortak değerler arasında sanatı öne çıkartıyor,modern bir mekandaki çağdaş sanat etkisinin sürdürebilirliğine odaklanıyor. 1960lardan 2010lara uzanan zaman perspektifi içinde,nadir rastlanır düzeyde sanatla iç içe var olan bir mekan öyküsü ve aynı çağın farklı estetik değerlerini paylaşan seçkin sanatçılar ( Atilla Galatalı, Devrim Erbil, Nasip İyem, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Jale Yılmabaşer, Fernando Botero gibi.) resmigeçidi. This book highlig

dünyaya bir de iğne deliğinden bakın İğne deliği (pinhole) fotoğraf tekniğinin, dünyadaki en önemli temsilcilerinden Ahmet Selim Sabuncu, bu alandaki 20 yıllık fotoğrafçılık serüvenini bir kitapta topladı. Türkiyede pek tanınmayan iğne deliği fotoğraf tekniğinin yaygınlaşmasında önemli rol üstlenen Sabuncu, kitabında yaklaşık 100 fotoğrafla bu ilginç tekniğin en önemli ve etkileyici örneklerini sunuyor. Çoğunluğunu kendi geliştirdiği değişik kutularla yaptığı çalışmaların yer aldığı k

Arif Aşçının İstanbul Panoramaları, İstanbulun kedili, kuşlu, köpekli, karlı ve sisli hallerine hüzünlü, şiirsel ve son derece özgün bir bakışla karşı karşıya getiriyor bizi.

Moda burnundan İstanbul silueti güzel görünür. Acaba ne zaman güneş Sultanahmet Cami'inin tam üstünden batar? Hangi gün, hangi saatte? Çıkacağımız bir gezide, Türkiye'nin doğu ucundaki İshakpaşa Sarayı'nın üstten çekilen o bildik fotoğrafı için, 20 Eylül gününün hangi saatinin ışığı en uygundur? Ya da Divriği Ulu Cami'nin o muhteşem kuzey kapısı mevsimin hangi saatlerde, ne ölçüde ışık alır? Durağan nesnelerin, özellikle yapıların ışık alması sadece fotoğraf çekenlerin değil başka mesleklerin, örneğin mim

İstanbulun ufukları her mevsimde, her saatte ayrı güzeldir. Halim Kulaksız, kentler kentinin şafağını, günbatışını, pırıltılarını, karanlığını, göğünü ve gökdelenlerini sonsuza taşıyor. Ufuk çizgisinin renkleri, musikisi, şiiri hep bir arada. Bir tarih, kültür, mimari, sanat şöleni bu. In every season, the skylines of Istanbul is distinctly beautiful. Halim Kulaksız eternalizes the dawn, the sunset, the shimmer, the darkness, the sky and skyscrapers of the city of cities. The colors, music and poetry of the

Dünyanın evi anlamına gelen Camondo adını taşıyan Venedik kökenli Musevi bir aile vaktiyle Osmanlıda emsalsiz bir emlak imparatorluğu kurmuştu. 1861-1868 yılları arasında bir tarihte Neoklasik üslupta simetrik bir plan şemasıyla inşa edilen Kamondo Hanın mimarı kesin olarak bilinmiyor. Camondo ailesinin sahibi olduğu gayrimenkullerden, Société Civile des Immeblues Camondoya kayıtlı Yazıcı Sokağı No: 42 Pera adresindeki Kamondo Hanın tarih sayfaları arasından günışığına çıkan ilk mukimi olan John Laffan H

Dünyanın evi anlamına gelen Camondo adını taşıyan Venedik kökenli Musevi bir aile vaktiyle Osmanlıda emsalsiz bir emlak imparatorluğu kurmuştu. 1861-1868 yılları arasında bir tarihte Neoklasik üslupta simetrik bir plan şemasıyla inşa edilen Kamondo Hanın mimarı kesin olarak bilinmiyor. Camondo ailesinin sahibi olduğu gayrimenkullerden, Société Civile des Immeblues Camondoya kayıtlı Yazıcı Sokağı No: 42 Pera adresindeki Kamondo Hanın tarih sayfaları arasından günışığına çıkan ilk mukimi olan John Laffan Han

"cilalı Taş Devri'ni Mart 2000'den.Temmuz 2007'ye kadar hergün Radikal Gazatesi'nde çizdim.2003yılından itibaren de her yıl bir kitapta topladım...bu yılkinin adı "Finalist".

156 sayfalık Albümde yüz fotoğraf otuzbeş deneme var Lütfi Özgünaydın Erzincanı bütün yönleriyle bu kitapta ele alıyor. Aslında kitabı okuyanın kentini anlatıyor Yaşam biçimi tarihi değerleri ile sizin kentiniz Erzincan Tarihte sekiz kez depremler nedeniyle sekiz kez yıkılan Erzincanlının bu kenti ayakta tutmak için verdiği çaba ve tarihin derinliklerinden gelenler mengücekliler Akkoyunlular anlatılıyor. Bir mezar taşının okunmasını anlatıyor Yüzyıllar önce ölen bir insanın yaşını yaptığı işi koç başlı Meza

Çehov´un yaşam öyküsel bir yapıtı olan "Bozkır", onun iç dünyasındaki sevgiyle ve iyimser yaklaşımına kattığı güldürü öğesiyle dolu öykülerden oluşuyor. Kabalığa ve çirkinliğe karşı insandan ve güzelliklerden yana bir sıcaklıkla yoğrulmuş olan bu öyküleri severek okuyacağınıza inanıyoruz. "Bozkır", Mehmet Özgül´ün Türkçesiyle insancıl öykülerden bir demet getiriyor.

Russell´in, özgün adı "Why I am not a Christian" olan "Neden Hıristiyan Değilim" adlı yapıtı, yayınlandığından bu yana, bağnazlığa karşı aydınlanma düşüncesini savunan temel yapıtlardan biri olmuştur. Dinin uygarlık için yararlı olup olmadığı, tanrının varlığı, dinle ahlak ilişkisi ve Hıristiyanlığın toplumsal yaşama etkileri gibi konuları açıklıkla tartışan bu yapıtı Ender Gürol´un Türkçesiyle sunuyoruz.

Sualtının Yıldızları Alptekin Baloğlu'nun 2. kitabıdır. Kitap, 2003 yılında Fransa'da yapılan Antibes 30. dünya sualtı görüntüleme festivalinde Dünyanın En İyi Sualtı Kitabı ödülünü ve yine 2003 yılında Malezya'da yapılan Celebrate The Sea sualtı görüntüleme festivalinde Denizlerin En iyi Sualtı Kitabı ödülünü almıştır. Kitapta, fotoğrafların eşliğinde sualtı canlılarının çok bilinmeyen ilginç yönleri anlatılıyor; Dünyanın en küçük ve 26 kişiyi birden öldürebilecek kadar çok zehir taşıyan mavi benekli aht

Özgünaydın bu kitabı için şöyle diyor, Kırsal kesimden kentlere inen insanların öyküleridir yazdıklarım.Hasrettir, acıdır, sevgidir. İnsanın yüreğinde hep var olan duyguları depreştiren öykülerdir.İnsani duygulardır yazmak istediklerim veya varmak istediklerim. Ve küçük ayrıntılar öykülerimde dile getirdiğim tümcelerin hep destekcisidir. Öykülerde Önemsediğim arkadaşlarım doğanın üstündekilerdir.Onlarla birlikte yaşamın içinde sürüp gidenleri anlattık