Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 313 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu kitap, İtalyan düşünür Benedetto Croce’nin edebiyat üzerine denemelerinden oluşmaktadır. Croce, çağdaş estetik tarihini biçimlendiren en önemli isimlerden olmakla birlikte, edebiyat kuramı ve tarihi alanında oldukça değerli eserler vermiştir. Croce bu kitapta, Terentius, Lucretius, Virgilius, Dante, Petrarca, Ariosto, Shakespeare, Corneille, Goethe, Poe, Hopkins ve Proust gibi edebiyat tarihinin büyük isimlerini gündemine alıyor. Bu kanonik isimlerin nasıl anlaşılması gerektiği hususunda derin içgörüler
Geçmişi araştırırken başvurduğumuz araçları gelecek için kullanmalı "toplumsal biçimlerin poetikası" adını verdiği projenin en yeni parçasını oluşturan bu kitabında Jameson'ın yaptığı çağrı bu. Thomas More'un bu edebi türe adını veren Ütopya'sından başlayarak "bilimkurgunun Shakespeare'i" kabul edilen Philip K. Dick'in, Mülksüzler ile bilimkurgu ve ütopyayı bir anlamda uzlaştıran Ursula K. Le Guin'in ve diğer önemli bilimkurgu yazarlarının yapıtlarına uzanan, kapsamlı bir bilimkurgu ve ütopya arkeolojisi su
Tükendi
“Edebiyattan bizi bir yere ulaştırmasını değil, yola düşürmesini bekleriz. Oradan dünyaya bakabilmeyi. (...) Yoldan dünyaya baktığımızda, başkalarına ve kendimize de bakıyoruz demektir. Kuşkusuz yola da bakıyoruzdur oradan –yola bakmak da yola dahil–, öyleyse edebiyata da!” Behçet Çelik, Dünyaya Baktığımız Yol’da bir araya gelen yazılarında Orhan Kemal’den Refik Halid’e, Sevgi Soysal’dan Nezihe Meriç’e, Suat Derviş’ten Behçet Necatigil’e uzanan geniş bir alanda edebiyatımızda önemli bir
Tükendi
Pürüzsüzlüğü çağımızın alameti olarak tanımlıyor Byung-Chul Han. Pürüzsüz olanın güzelin en önemli ölçütü kabul edildiği bir zamandan dem vuruyor. Akıllı telefonlarımızın pürüzsüz ekranlarındaki like/beğen tuşundan ibaret estetik beğenimizi hedef alıyor. Güzelin canına kasteden, tahtına göz koyan pürüzsüzlüğün ipini pazara çıkarıyor. Fakat sadece bununla da kalmıyor. Çağın tüketim içinde boğulmaya mahkûm ettiği, öznelliğin tahakkümündeki güzeli yeniden düşünmeye davet ediyor okuyucuyu. Hakikat, ahlak, polit
Ahmet Sait Akçay Modern Afrika Edebiyatı çalışmasında, Afrika edebiyatını başlangıcından bu yana en temel eserleriyle tartışmaya açıyor. İlk Afrika metinlerinden günümüze kadar edebiyattaki ana temaları, yönelimleri sorgulayan Akçay, gerek yerli dillerde gerekse Avrupa dillerinde boy veren romanları, öyküleri, şiir seçkilerini ve oyunları çözümlüyor. Christopher Okigbo, Wole Soyinka, Chinua Achebe, Camara Laye, Amos Tutuola, Thomas Mofolo, Mongo Beti, J. P. Clark, Countee Cullen, Flora Nwapa, Ayi Kwei Armah
Bu aç gözlülük böyle devam ettiği sürece bir gün aşklarımız, arkadaşlıklarımız, ıstıraplarımız, acılarımız, hayretlerimiz, şaşkınlıklarımız, yakarışlarımız, umutlarımız, dualarımız, mutluluklarımız da tükenecek. Korkum, işte o zaman şiirin de bitmesi. Şiir yazmaya müsait olmayan bir ekosistemin oluşması ve o ekosistemde tatminsiz, sorumsuz, ne istediğini bilmeyen ve şiire ihtiyacı olmayan küçük küçük tanrıların dolaşması. Son söz olarak genç şairlerden ricam, şiirin “minimalist” bir sanat olduğunu asla unut
Poe’yu böyle bir yazıya yöneltenin ne olduğunu şu sözlerinden anlıyoruz: “Yazılarından birini son noktaya ulaştıran işlemleri adım adım, ayrıntılı bir şekilde anlatacak -yani anlatabilecek- bir yazarın yazacağı bir dergi yazısının ne denli ilginç olacağını düşünmüşümdür çok defa. Ben böyle bir yazının ortaya çıkmamasından dolayı bir eksiklik içinde olduğumu söyleyebilirim; ama, herhalde, bu eksiklikte, yazarlık gururu diğer nedenlerden daha etkin olmuştur.” Mayakovski’nin de bir yazma nedeni vardır. Bu nede
Tükendi
Kusurlu Güzellik (Poetik Meseleler), günümüz şiirinin eğilimlerinden hareketle şiirin sabiteleri ve değişkenleri arasındaki farka odaklanarak şiirin meselelerini ele alan eleştirel denemelerden oluşuyor. Mehmet Özger, poetik meseleleri ele alırken kuramsal bakışı ihmal etmeden günümüzde yazılan şiirin problemlerini şiirin imkânı ve sınırları çerçevesinde ayağı yere basan, şiirin kültürel ve politik bağlam karşısındaki konum alışlarını da hesaba katarak poetik meselelere geniş perspektifli bir bakış geliştir
Tükendi
Oğuz Atayın Türk edebiyatının bir klasiği haline geldiği aşikâr. Yazarın adı bu kadar anılırken, eserlerine bu kadar gönderme yapılırken, karakterleri neredeyse meşhur birer isim haline gelmişken Atayın öykücülüğü üzerinde yeterince durulmadığı ve hatta öykülerinin ihmal edildiği düşüncesiyle gerçekleşen bir sempozyumun ürünü Korkuyu Beklerken Gelenler. Hilmi Tezgörün derlediği bu kitap, 2010 yılında Yeditepe Üniversitesinde gerçekleşen Oğuz Atayın Sekiz Öyküsü için Sempozyumda sunulan makalelerin yanı sıra
Tükendi
Edebiyat eleştirisi bir metnin farklı açılardan değerlendirilmesi diğer bir ifade ile anlaşılması ve yorumlanması anlamındadır. Arap edebiyat eleştirisinin İslâm öncesi cahiliye döneminden itibaren varlığı bilinmektedir. Söz konusu eleştiri son iki yüzyılda ise daha çok Avrupa edebiyat eleştiri ekollerinin etkisiyle varlığını devam ettirmiştir. Bununla beraber son dönemde Arap edebiyatçıları arasında klasik dönem Arap edebiyatının hararetli savunucuları da çıkmıştır. Elimizde bulunan bu eserde Cahiliye döne
Çözümleyici Eleştiri bir eleştirel yaklaşımı anlatıyor. Semih Gümüş bu kitabında hem ülkemizde yayımlanan önemli eleştiri kitaplarını mercek altına alıyor hem de kendi çözümleyici eleştiri anlayışını bütüncül biçimde ortaya koyma fırsatı buluyor. Semih Gümüş, eleştirinin artık kitaba ya da kitabın içeriğine odaklanamayacağını, bir metinden yola çıkan eleştirmenin yeni ve yazınsal nitelikler taşıyan başka bir metin yaratması gerektiğini öne sürüyor. Bu anlamda eleştirmenin de başka metinlere bağımlı olmaya
Tükendi
“Edebiyat yaşamı böyledir. Hep birbirine benzeyenler yan yana gelirler zaten. O yüzden şöyle iddialar gündeme gelir: Yazarlar eserlerini sadece fikirlerini onaylayan kimseler için yazarlar. Sonuçta ise bir şey değiştiremezler. En başarılı denilenler bile kendi düşüncelerini tasvip edenlerin sayısını yukarılara taşıyan ve hayata bakış açıları kendilerine benzeyen insanlardır.”
“... İlk ciltleri 1855’in başlarında ortaya çıkan Puşkin’in basılmasından bu yana, savaşın getirdiği zorluklara ve fırtınalara rağmen edebiyatımız gözle görülür bir şekilde canlandı. Bununla birlikte savaşın yankısı, bu felaketlerin zihinsel gelişimimiz için oldukça faydalı olduğunu gösterdi. Bu zorluklar bize kendimizi daha yakından inceleme, düşüncelerimizi birbirimize daha açık bir şekilde iletme ve eksiklerimizi görüp anlama fırsatı verdi...” Rus eleştirmen ve yayımcı Nikolay Aleksandroviç Dobrolyubov’u
Tükendi
Siyaset eleştirisine yönelik yazılarımız Karar Gazetesi’nde yayınlandığında, çok kere “Hocam, sen ilim adamısın, girme bu konulara; sen kendi uzmanlık alanınla ilgili yaz” şeklinde tenkitlere maruz kaldı. Okuyucularımızın bu tenkitleri siyaset çamuruna bulaşmaktan bizi korumaya yönelik bir arzunun ifadesi olarak iyi niyete hamledilebilir; fakat şu da bir gerçek ki uzun yıllar önce salt siyasi değil,aynı zamanda ahlak, adalet, merhamet gibi değerlerle bezeli insani/vicdani hareket olarak gördüğümüz bir siyas
Bu kitaptaki yazıların önemli bir kısmı insanoğluna, hayata ve dünyaya karşı burukluklarım,hayal kırıklıklarım ve kırgınlıklarımı dile getirme arzusunun yansımaları olarak da okunabilir. Bu bağlamda gözettiğim amaç ajitasyon yapmak değil, aklımın erdiği ve dilimin döndüğü nispette dikkat çekmeye çalıştığım insanlık ve hayat sorunlarıyla daha az karşılaşılabilecek bir dünyada yaşama hayalini gerçekleştirme yolunda bir bilinç oluşmasına küçücük bir katkı sunabilmektir. Söz konusu hayalin basbayağı bir ham hay
Şi'r-Pençe Cevat Akkanat'ın, bir kaçı hariç, vaktiyle Can Siirt imzasıyla yazdığı yazılar toplamı. Eleştirel bir yol, yordam, yöntem, usul gözetilerek oluşturulmuş bir kitap. Daha çok çağının uluorta (kanonik) eserleri üzerinden yol alıyor. Şiirler, şiir kitapları, dergiler, yıllıklar, antoloji ve seçkiler. Tabii bütün bunlarla birlikte, şairler. Böylece, oluş halindeki bir şiirin gidişatına müdahale ediliyor. Bu yönüyle kitap, genel olarak 2000'li yılların şiirine ve şiir sorunlarına dair eleştirel tespitl
Bu toplumun 90'lı ve 2000'li yıllarda yaşadığı şeyin adı "entelektüel suikast"tır. Bu toplumda akıl, uzun süren bir suikastın kurbanı olmuştur. Bu toplum, ince bir bilinç terziliğinin, son derece hassas bir "sosyal nanoteknoloji"nin son ürünüdür. Bu topluma kaba şiddetin dışında son derece programlı ve sistematik bir ideolojik şiddet uygulanmıştır. Kaba şiddetin etkisi kısa vadede ve geçici iken ideolojik şiddetin etkileri uzun dönemli ve çok daha kalıcıdır. Bugün gördüğünüz toplumsal, kültürel, sanatsal
Tükendi
Mihail M. Bahtin'in son yazılarının toplandığı bu kitapta, dilbilim alanında çığır açmış, bir araştırma programı kurmuş Söylem Türleri yazısının yanı sıra, beşeri bilimlerde metnin yerini saptamaya çalışan, yazar imgesini kurcalayan, yeni bir yöntem arayan önemli not ve makaleleri ile Bildungsroman ve edebiyat eleştirisinin durumu üzerine iki yazı yer alıyor. Hayatı boyunca dil ve edebiyat üstüne kafa yormuş, kafasında biriktirdiği binlerce olguyu analiz ederek düşüncesini geliştirmeye çalışmış büyük bir dü
"Sezar lejyonerlerine yüze vurmalarını emretmişti. İnsanlık, yani romancının ustası ise ona sadece kalbe vurmasını söyler." F. Marion Crawford, Türkçe dahil on sekiz dil bilen bir lisan tutkunuydu. Gizem, macera ve tarihsel kurgu türlerinde birçok roman kaleme aldı. İngilizcenin en büyük korku yazarlarından biri olarak kabul edildi. Bunların yanında birçok konuda çalışma yapan Crawford, "Roman Nedir?" sorusuna cevap aradığı bu makalede, romanın bir amaç taşıması ya da okuru bilgilendirmesi gerekip gerekmedi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 313 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1