Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Michel de Montaigne’in 16. yüzyılda kaleme aldığı Denemeler, insanlığın ortak birikiminin temel eserlerinden biri olarak hümanizmin doğuşuna tanıklık eder. Rönesans’la birlikte insan aklı, düşünceye ve iradeye ket vuran dogmalardan kurtulur. Denemeler’in Hayvanlara Övgü adlı bu bölümünde Montaigne, cesaret isteyen bir sorgulamaya girişerek insanın hayvanlardan ayrı ve üstün niteliklerle donatılmış olduğu kabulüne ve bu kabule dayanarak hayvanlar üzerinde mutlak bir tahakküm kurmanın meşru görülmesine meydan
20 yüzyılın en etkili kalemlerinden Simone de Beauvoir’ın ilk romanı Konuk Kız 1943’te, İkinci Dünya Savaşı devam ederken yayımlandı. Bu tarihte Fransa, Almanya’nın işgali altındaydı ve işbirlikçi Vichy Hükümeti vatan, aile, çalışma gibi değerleri öne sürerek kitleleri elinde tutmaya çalışıyordu. Konuk Kız, bu anlayışa tamamen karşıt bir kurgu ve atmosfere sahiptir. Savaş yaklaşırken Paris’te bir tiyatroyu ayakta tutmaya çalışan Pierre ve Françoise çiftiyle himayelerine aldıkları, taşradan gelen genç kızın
Marcel Proust'u her zaman büyüleyen yan, insanların ikilikleri, çoğullukları olmuştur. Kadın-erkekler de, erkek-kadınlar da bu nedenle Proust'a daha zengin, daha karmaşık, daha ikircikli, dolayısıyla incelenmesi daha çekici gelmiştir. Kayıp Zamanın İzinde'nin dördüncü cildi olan Sodom ve Gomorra'da da bu konular üzerinde durmuştur. Kutsal Kitap'ta Tanrı gazabının yerle bir ettiği kentlerin adları da böylece Kayıp Zamanın İzinde'nin, dönemin ahlak anlayışı açısından en çok "tartışılan" cildinin adı olmuştur.
"Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür; bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını farketmeyişimizdir." 1919'da Goncourt ödülünü alan "Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde", Proust'un bilinçdışı kekinden ufak bir dilim. Tadımlık
Geçmiş... bıraktığın yerde mi hâlâ? Amin Maalouf'tan unutulmayacak bir "eve dönüş" romanı. Amin Maalouf'un merakla beklenen yeni romanı Doğu'dan Uzakta, kaderin ve tarihin acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup arkadaşın hikâyesini anlatıyor. Doğu'dan Uzakta, bir yüzleşmenin romanı: Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar ülkelerine
Çok uzak olmayan, fazlasıyla tanıdık bir gelecek, nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı bir metropol: Mevcut bütün yeraltı ve yerüstü kaynaklarını tüketen, kalan birkaç ağacın koruma altına alındığı Şehir’de Agnes, hava kirliliği yüzünden sağlığını kaybeden birçok çocuktan biridir. Görünürdeki tek çözüm, yeni başlayan bir araştırma kapsamında son el değmemiş doğa parçasına, Yeni Yaban Eyaleti’ne yerleşecek ilk insan topluluğuna katılmaktır. Ancak aralarında Agnes ve annesi Bea’nın da bulunduğu bu yeni avcı-to
Patty Üniversiteye Gittiğinde, 1900´lü yıllarda üniversite hayatına dair oldukça esprili ve eğlenceli bir kurguyu barındıran ve okuyucuların, baş kahraman Patty Wyatt ve kız arkadaşlarının keyifli üniversite maceralarına eşlik etmesine olanak tanıyan bir kitaptır. Patty şahsına münhasır, her zaman mutlu olmayı bilen, zeki, hatta yer yer kurnaz, şakacı ve bu şakacılığından dolayı çevresindeki pek çok insanı çileden çıkarırken aynı zamanda herkes tarafından sevilen, şeytan tüyü barındıran bir kızdır. Pek çok
Tükendi
“Paris Esrarı” adı ile Türkçeye çevirdiğimiz bu roman, 1842- 1943 yıllarında Paris’te çıkmakta olan Journal des Debats, gündelik gazetesinde tefrika edildi. Gerolştayn Prensi Rodolf’un Paris’in izbe mahallelerinde, yardıma muhtaç insanlara yardım etmesi üzerine kurulu bu romanda Eugene Sue, Paris ayak takımının maceralarını, suçlarını gözler önüne sererek toplumsal düzenin bozukluklarını dile getirir. “Les mysteres de Paris” neden böyle bir başarı kazandı? Bunu, romanı okuyup bitirdikten sonra anlayacaksını
Tükendi
Ressam Enver Sedat’ın cesedi bulunduktan kısa süre sonra polis, katilin o olduğundan hiç kuşku duymaksızın Margio’yu tutukladı. Fakat uysal ve saygılı bir delikanlı olarak bilinen Margio’yu bir adamın boğazına dişlerini geçirip onu böyle vahşice katletmeye iten şey, kasaba halkının merakını celbeden bir sır olarak kalacaktı. Şairane, küstah üslubu ve politik tavrıyla Kaplan Adam, trajik ve acımasız bir evlilikle bağlanan iki sorunlu ailenin ve o kadere damgasını vuran, bedeninde doğaüstü, dişi bir beyaz kap
Hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta Cesur Yeni Dünya, Algı Kapıları ve Ada olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla yalnızca çağını değil çağdaşlarını da derinden etkileyen, döneminin en ünlü entelektüellerinden İngiliz yazar Aldous Huxley, yedi kez de Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Huxley’nin hem hikâye anlatıcılığındaki hem de araştırmacılığındaki ustalığını gözler önüne serdiği Loudun Şeytanları ise “kurgudışı roman” olarak kabul ediliyor. Gerçek olaylara dayanan ve b
Günleri tükenmeden önce kalbinde hâlâ yeşerecek yeni sevgiler vardı. Seksen dokuz yaşındaki Marvellous Ways, neredeyse bütün hayatını ücra bir koyda tek başına geçirmişti. Son zamanlardaysa karavanının önünde oturuyor, teleskopuyla nehrin kenarında sanki bir şey arıyor, birini bekliyordu – ne olduğundan tam olarak emin değildi ama görünce tanıyacağını biliyordu. İkinci Dünya Savaşı’ndan kafası karmakarışık çıkmış genç bir asker olan Drake’i deniz, anlatılmamış hikâyeler ve yarım kalan bir aşkın silik gölg
“Bu hikâyeyi daha önce hiç duymadınız... Benim geldiğim yerde bu hikâyeleri kendimize saklarız. Başkalarına anlatmak duyulmuş şey değildir, tehlikelidir, büyük bir utançtır.” FİLİSTİN, 1990. 17 yaşındaki İsra, babasının seçtiği taliplerle evlenmektense gizlice kitap okumayı ve okuduklarının büyüsüne kapılmayı ister. Ancak kısa bir süre sonra evlendirilip kocasıyla yeni ailesinin yaşadığı Brooklyn’e göçmeye zorlanır. İsra, ABD’de daha iyi bir yaşam bulmayı umsa da hayal kırıklıkları peşini bırakmaz. Gençl
“‘Âşık olmak isterdim,’ dedi Colin. ‘Âşık olmak isterdin. O da aynısını isterdi (yani âşık olmak). Biz, siz, âşık olmak isterdik, isterdiniz, onlar da isterlerdi.’” Müziğin renklere, renklerin duygulara dönüşüverdiği, mutluluğun hacim kazanıp insanın gözlerinden taştığı bu tuhaf dünyada bir Colin vardı. Muhteşem aşçısı Nicolas’ın güzelim yemekleri, kara bıyıklı farenin şirinliği, can dostu Chick’in Jean-Sol Partre muhabbetleri onu yeterince teselli etmiyordu artık. Colin âşık olmak istiyordu. Ve çiçekleri
Bir delinin hatıra defteri midir gerçekten bu? Yoksa hayatın deliliğiyle başa çıkamayan bir insanın mı? Delilik nedir sahi? Ne hissettirir ve nasıl delirir kişi? Neresidir bu işin yetkili mercii, kimdir karar veren hangimiz akıllı, hangimiz deli? Yavaş yavaş koparır bağını gerçeklikle bazıları. İçinde sadece kendisinin yaşayacağı dünyayı adım adım yaratır. Ama kimse sormaz ona bunu neyin yaptırdığını, neden kurtulmaya çalıştığını. Böyle bir insanın anılarıdır burada yazanlar. Kimsenin duymadığı, kimsenin um
İŞGAL EDİLMİŞ BİR DÜNYA. KARŞI KONULAMAZ BİR DÜŞMAN. VE SEVDİKLERİNİ KORUMAK İÇİN HER ŞEYİ GÖZE ALMIŞ GENÇ SAVAŞÇILAR. Karensa Birliği dünyaya hâkim olmak istiyordu. Geriye tek bir hedef kalmıştı. Dünyanın son özgür ülkesi Mara. Mara’nın seçkin askeri gücü Savaşçılar, ülkelerini Birlik’in büyük planlarından korumak için her şeyi yapmaya hazırdı. Ne var ki Birlik’in gücü arttıkça ve askerleri Mara’nın sınırlarına yaklaştıkça Savaşçılar için yenilgi kaçınılmaz gibiydi. Yine de bir Savaşçı umudunu kaybetmeyi r
1969 YILINDA hiç bilinmeyen, eski bir kürek mahkumunun kitabı yayınlanıyordu: KELEBEK. Bir adamın kürek cehenneminden kurtulmak için verdiği mücadelenin olağanüstü öyküsüydü bu. Yayıncılık alanında elli yıldır patlayan en büyük bomba oldu KELEBEK Yalnız Fransa da satışı milyonları geçti. Fransa dan sonra KELEBEK in yayınlandığı ikinci ülke Türkiye oldu. E Yayınları tarafından yayımlanmasının hemen ardından kitap büyük ilgi gördü, defalarca basıldı. KELEBEK ten üç yıl sonra, ünü bütün dünyaya yayılan esk
Tükendi
Romanda geçen zaman, 1666'nın hemen öncesi... Gizemli bir kitabın peşinde kıtalar, kentler, denizler aşan yol... Tanrı'nın gizli (yüzüncü) adını ararken kendini ve aşkı bulan yolcu ise antika tüccarı Baldassare Embiaco... Konya'da vebanın kıyımına, İzmir'de Sebetay Sevi'nin şaşırtıcı başkaldırısına, İngiltere'de büyük Londra yangınına tanık olan bir roman kahramanı. Yüzüncü Ad / "Baldassare'nin Yolculuğu", kurgusuyla, diliyle, konusu ve serüvenleriyle son zamanlarda okuduğunuz romanlar arasında en beğendiği
Afrikalı Leo, gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bri yaşamöyküsü: "Bir berberin sünnet ettiği, bir Papanın vaftiz ettiği" Hasan ibn Muhammed el-Vezzan ez-Zeyyati alias/namıdiğer Giovanni Leone de Medici nin, Leo Africanus yani Afrikalı Leo nun özyaşamöyküsü yazmış olsaydı yazacağı gibi... Amin Maalouf, bu ilk romanında -daha sonra Semerkant, Tanios Kayası, Doğunun Limanları, ve öteki romanlarında da yapacağı gibi- tarihle/tarihten olağanüstü bir halı dokuyor. Bir uçan halı...
Kitaplarıyla tüm dünyada büyük ilgi gören Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf bundan önceki kitaplarında ailesine ilişkin kimi gerçekleri biraz da değiştirerek romana, romanlara dönüştürmüştü. Ama Yolların Başlangıcı'nda bütünüyle gerçeklere, belgelere, yazışmalara, arşiv kayıtlarına dayanan bir kitap bulacaksınız. Yazar bu kez soyağacının köklerine bir araştırmacı olarak dalıyor. Tadımlık: Başlangıçlar Başka biri olsaydı, "kökler"den söz ederdi... Benim sık kullandığım bir sözcük değil bu. "Kök"
Elinizde tuttuğunuz derlemede, modern mührünü vurmuş yönetmenlerden Ingmar Bergman’ın en kalıcı eserlerinden ikisinin, 1957 yapımı Yaban Çilekleri ile 1961 yapımı Aynadaki Gibi’nin senaryo metinlerini bir araya getiriyoruz. Her ikisi de kabaca yirmi dört saat gibi kısa bir zaman dilimi içinde geçen, ilkinde ölümün kıyısında arayış içindeki bir profesörün, ikincisindeyse bir ailenin trajik serüvenini tüm girdaplarıyla sergileyen bu filmler, bizleri diyalogları ve yönetmenin notlarıyla bir okuma serüvenine da
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1