Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Modernist düşünceye yöneltilen eleştiriler 20 yüzyılın sonunda yoğunluk kazandı. Böylece modernistlerin sorgusuz sualsiz Batı’yı taklit ettikleri belirginlik kazandı. Söz konusu eleştiriler aynı zamanda gelenekçi düşüncenin taklitçiliğiyle ilgili değişiklikler doğurmaya aday tartışmaları gündeme getirdi. Taha Abdurrahman İslami bir modernlik inşasına giriş niteliğindeki Modernlik Ruhu adlı eserinde modernistlerin taklitçiliklerini kapsamlı bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Korunması gereken modernlik
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de pek çok bireysel, toplumsal ve küresel ahlaki sorun vardır. Ahlaki sorunları dert edinmek ve bunlara çözüm aramak, her dönemde tüm iyi insanların vasıfları ve kendilerini sorumlu hissettikleri görevleri arasında olmuştur. Ahlak ve etik kavramları bazen birbirinin yerine de kullanılabilmekte ise de, insanların çoğunluğunun takdir ettiği iyi huylar ve erdemli davranışların pratik hayatta tezahürü için ahlak, yaşanan bu ahlak ile ilgili felsefi tartışmalar içinse etik denmesi
Çağdaş din felsefesinde Tanrı inancının rasyonelliği problemi, “dinî epistemoloji” başlığı altında mütalaa edilmektedir. Genel anlamıyla dinî inançların da diğer inanç türleriyle aynı epistemik statüye sahip olduğunu savunan dinî epistemoloji, din felsefesinin ruhuna uygun bir şekilde doğrudan dinî inançların rasyonel olduğunun gösterilmesinden ziyade bu inançların rasyonel biçimde tartışılabileceği bir alan olarak görülmektedir.Bu çalışma, bir taraftan dinî epistemoloji alanına giriş niteliği taşırken, diğ
İşrâkîliğin kurucusu olan Sühreverdî, İslam düşünce tarihinde belirgin bir yeri olan filozoftur. Sühreverdî’nin kendisinden sonraki filozoflar üzerindeki tesir ve nüfuzu asla inkâr edilemez. Bu İşrâkî filozofun mantık ve felsefe alanında Farsça ve Arapça kaleme aldığı ve geriye bıraktığı eserler, kısa ömrüne kıyasla çok hayret vericidir. Fikirlerini eserlerinde sistematik olarak ve sembolik bir dille kaleme almıştır. İslâm düşünce tarihinde felsefî-mistik geleneği inşa eden Sühreverdî, Meşşâî felsefenin kar
İbn Haldun tarih felsefesinin, sosyolojinin, antropolojinin, iktisat biliminin, kısacası toplum bilimlerinin kurucu babası olarak kabul edilir. Mukaddime’si, dünyanın en önde gelen bütün entelektüellerince dikkatle okunan ve pek çok devlet başkanınca fikirlerine hayran olunan bir şaheserdir. Roger Garaudy, müslüman olmadan önce kaleme aldığı İslâm Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı eserinde, İbn Haldun’a on sayfadan fazla yer ayırır ve onu “Descartes’ın, Montesquieu’nün Öncüsü ve İslâm’ın Karl Marks’ı” o
İbn Haldun tarih felsefesinin, sosyolojinin, antropolojinin, iktisat biliminin, kısacası toplum bilimlerinin kurucu babası olarak kabul edilir. Mukaddime’si, dünyanın en önde gelen bütün entelektüellerince dikkatle okunan ve pek çok devlet başkanınca fikirlerine hayran olunan bir şaheserdir. Roger Garaudy, müslüman olmadan önce kaleme aldığı İslâm Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı eserinde, İbn Haldun’a on sayfadan fazla yer ayırır ve onu “Descartes’ın, Montesquieu’nün Öncüsü ve İslâm’ın Karl Marks’ı” o
Elinizdeki bu çalışma, birçok alanda eser vermekle birlikte özellikle ahlak felsefesinde öne çıkan İbn Miskeveyh’in el-Makâle fi’n-nefs ve’l-akl (Nefs ve Akıl Risalesi) isimli risalesinin hem yeni bir edisyonunu hem de Türkçe tercümesini sunmaktadır. Söz konusu risale, İbn Miskeveyh’in açıkça adını zikretmeği bir şahsın, nefs ve aklın varlığı ve mahiyetiyle ilgili ona yönelttiği toplamda on soru/itiraz ve onlara dair kendisinin verdiği cevapları ihtiva eder. Soruların/itirazların içeriğinden, materyalist bi
İbn Meymûn, Yahudilik dini açısından önemli bir şahsiyet olup “İkinci Musa” olarak anılmaktadır. Müslüman bir coğrafyada yetişen ve hatta Eyyubî Sarayı’nda saray hekimi olarak görev yapan İbn Meymûn; Fârâbî, İbn Sîna, Gazâlî, İbn Bâcce ve İbn Rüşd gibi Müslüman filozofların yanı sıra özellikle Mutezilî kelamından oldukça etkilenmiş ve bu etki onun eserlerine yansımıştır. Delâletu’l- hâirîn adlı eseri okunduğunda bu etki bariz bir şekilde görülebilir. Bu etkiden dolayı İbn Meymûn’u -Frank Griffel’in de belir
Hiç kuşkusuz Renan’ın din, bilim, felsefe ve diller üzerine yaptığı çalışmalar kendi zamanında büyük tartışmalara yol açmıştı. Renan’ı diğer Batılı aydınlardan ayıran en temel husus, fikirlerini açık ve net bir biçimde ifade etmesidir. Çünkü “hakikat” samimiyet olmadan kendini göstermez! İnsanın tarihindeki kırılmalar nehir yataklarının yön değiştirmesine benzer. Yönün değişmesi ise ne nehirden ne de nehirde akan suyun doğasından bağımsızdır. Söz konusu İbn Rüşd olunca nehrin doğası Aristoteles’tir. Onun hı
İslam medeniyetinde tarihî süreç içinde, siyasi iktidarların değişmesine karşın ulemanın yüklendiği bir ilmî süreklilik söz konusudur. Söz konusu ilmî süreklilik İslam medeniyetindeki hem hayat görüşü hem de dünya resmi kavramlarındaki sürekliliğin de temelini oluşturur. Ancak derin-yapıdaki bu süreklilik, aynı zamanda nazarî ve istidlâlî yöntemlerle üretilen kavram ve yargılardaki değişim ve oluşumların da nedenidir. Değişik zamanlarda kaleme alınan bu çalışma, hem İslam-Türk felsefebilim tarihindeki derin
İbn Teymiyye’nin Meşşâî mantığının en kapsamlı tenkîdini yapan eserleri günümüz için fevka’l-âde ehemmiyetlidir. Türkiye’de neşredilen kadîm mîrâsımızın mantığa dâir eserlerine baktığımızda umûmen Meşşâî mantığı ile sonradan Fahreddin er-Râzî’nin çizgisinde gelişen mantık eserlerinden oluştuğunu görüyoruz. Malûmdur ki fikrî gelişme, canlılık ancak farklı fikirlerin de bilinmesi, araştırılması ve tartışılmasıyla hâsıl olur. İbn Teymiyye’nin elinizdeki kitabı, aslında el-İntiṣ âr li ehli’l-eser isimli kitabın
Maḳā ṣ ıdü’l-felâṣife, Gazzâlî’nin çalışmalarının fıkıh ve kelâmdan sonra üçüncü safhasını oluşturan felsefeye dair ilk eseridir. Filozofların tutarsızlıklarını ortaya koymak üzere bu alanda çeşitli eserler yazmayı planlayan müellif, ilkin onların amaçlarının belirtilmesinin faydalı olacağını düşünüp İbn Sînâ felsefesinin klasik mantık, tabîiyyât ve ilâhiyyât modeline uyarak ve daha çok onun eserlerinden özetler yaparak 487 (1094) yılında bu kitabı kaleme almıştır. Yazıldığı günden beri büyük ilgiye maz
Arka Kapak Yazısı: “Ne arıyorsan kendinde ara.” Kim demiş felsefenin yalnızca anlaşılmaz cümlelerden ve sıkıcı kitaplardan ibaret olduğunu? Filozofların; insanın varoluşuna, arayışlarına ve nasıl daha mutlu bir birey olabileceğine dair fikirleri, binlerce yıldır insanları da içine almaya devam ediyor. Filozoflarla Beş Çayı serisinde, sizin de parçası olduğunuzu hissedeceğiniz bir sohbet eşliğinde, farklı coğrafyalardan filozofların yaşamları ve fikirleriyle günümüz insanına nasıl seslendiğine şahit olacaksı
Eser Hakkında; Bu kitap, İslâm felsefesinin tarihine bir giriştir; onu teşekkül ettiren büyük filozofları esas alarak onun değerini ve ele aldığı temel problemleri göstermeyi amaçlamaktadır. Gerçekten de düştüğü her yeri her bakımdan yeşertmiş ve canlandırmış İslâm düşünce mirasının en hor görülen, ama en çok etkilenilen ve dolayısıyla harekete geçireni olarak İslâm felsefe mirasının bizim zihni alanımıza da saçılmasına fırsat tanımak durumundayız. Bu fırsatı saçacak yegâne espri ise, filozoflarımızın ısrar
Felsefenin ortaya çıkış merkezi olarak Akdeniz havzası ve Yunan medeniyeti olsa da daha öncesinde Uzak Doğu'da, Orta Doğu'da hikmetin bulunduğu genel kabul görmektedir. Hatta Henry Corbin'in kabulüyle hikmetin önce Doğu dünyasında ortaya çıkıp buradan Mısır'a ve oradan da Yunanlılara geçtiği düşüncesine katıldığımızı ifade etmemiz gerekir. Bize düşen görevin, hikmeti yine öz yurduna döndürerek üzerimize atılmış bulunan ataletten kurtulmak, düşüncenin verdiği dinamizmi yeniden kazanmaktır. Bu kitabın böyle b
Din Felsefesi, İlahiyat Fakülteleri ve Eğitim Fakültelerinin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümlerinde okutulan zorunlu bir derstir. Ancak bu zorunluluk sadece öğrencilerle sınırlı değildir; felsefi bir perspektifle dinin ana konularına bakarak taklitten kurtulmak ve temel dini inançlar üzerine tahkiki bir değerlendirme yaparak inançlarını içselleştirmek isteyen herkes için din felsefesinden yararlanmak âdeta entelektüel ve etik bir zorunluluktur. Önceki çalışmalarımızdan yararlanılarak ve on dört haftad
Tükendi
Bazen bir hikmetli söz, bir anekdot insanın hayatını, düşünce ufkunu, zihniyetini ve her şeyini alt üst edecek güçte şok tesiri yapar. Bu yüzden bu tür hikmetli kıssalar bir aynadır, insanın iç dünyasını yansıtır. Bizden önceki yaşayanların halidir. Bize iyi veya kötü yönde örnek tarafları vardır. İbrettir, örnektir, uyarıdır, çağrıdır... Hikâyeler, öğüt verir, hikmeti anlatır, rehberlik eder, vicdani rahatlatır, hikmet ekseninde uyanmayı sağlar. Bu eserde insanın zihninde geçmişteki insanların şimşekler
Fahruddîn er-Râzî'nin Kitâbu'l-Mulahhas fi'lMantık ve'l-Hikme çalışması genelde İslam düşüncesi tarihinin özelde İslam felsefesi tarihinin en sistematik çalışmalarından biridir. İçeriği itibariyle her ne kadar el-Mebâhisü'l-Meşrıkiyye'nin fikrî bir devamı gibi görünse de muhtevasına aldığı mantık ilmini ustaca ve bir o kadar uzman gözüyle ele almasından ötürü sınıflama mantığının en iyi bir biçimde uygulandığı eser olarak görülmelidir. İster Mebâhis olsun isterse Mulahhas olsun birçok araştırmacı tarafından
Elinizdeki kitap İslam Felsefesi Teşekkül Dönemi ve İslam Felsefesi Tenkid Dönemi (Elis Yay.) serisinin üçüncüsü olup Felsefeyi Anadolu'da Yeniden Yurtlandırmak için İslam Felsefesini tematik olarak -Mantık Bilgi Bilim Varlık Siyaset bağlamında- okuma çabasıdır. İslam Felsefesi: Giriş adlı çalışmanın ilk bölümünde tıpkı Fârâbî'nin İlimlerin Sayımı adlı eserinde olduğu gibi Dil Felsefesi üzerinden dil düşünce ve mantık irtibatının sağlanması amaçlanmaktadır. Bilgi Felsefesi kısmında "Hakikat"i araştırmada ku
İbn Sînâ, sadece İslâm medeniyetinin değil, tüm zamanların en büyük zekâlarından birisidir. Onun, Tanrı’dan insana kadar var olan her şeyi bütüncül bir şekilde anlamlandıran felsefî sistemi, hem muhteva hem de yöntem açısından İslâm felsefesinin zirvesini teşkil etmektedir. İbn Sînâ sonrasında İslâm felsefe geleneği neredeyse tamamen onun felsefesinin imkânları ve zaafları etrafında şekillenmiş ve bu etki, farklı disiplinlere da yayılmış bir şekilde 18 yüzyıla kadar devam etmiştir. Diğer yandan İbn Sînâ’nın
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1